1 Nisan hesapları

1 Nisan hesapları

Herkesin kendine göre bir 1 Nisan hesabı var. Bazı parti ve liderler için bu tarih siyasi çöküşü hızlandıran milat niteliğinde bir olaya karşılık gelecek. Birkaç siyasi aktör için ise yaklaşan seçim Türk siyasetindeki kalıcılıklarını pekiştiren bir itici güce dönüşmek üzere.

Herkesin kendine göre bir 1 Nisan hesabı var. Bazı parti ve liderler için bu tarih siyasi çöküşü hızlandıran milat niteliğinde bir olaya karşılık gelecek. Birkaç siyasi aktör için ise yaklaşmakta olan yerel seçim Türk siyasetindeki kalıcılıklarını pekiştiren bir itici güce dönüşmek üzere.

Önce AKP ve MHP’den başlayalım. İktidar bloğunun bu seçimde istediğini bulamayacağı görülüyor. Son düzlüğe girilirken beklenmedik bir sürpriz olmazsa geçen senenin muzaffer galipleri bu seçimden beklentilerinin altında bir sonuçla ayrılacak. Bu tahmin önemli ölçüde İstanbul ve Ankara’yla ilgili. Erdoğan seçimi bu iki kentin geri alınması stratejisi üzerine kurdu. Ama sahadan gelen sonuçlar ve anketler beklediklerini bulmadıklarını gösteriyor. Ankara kesinlikle CHP’de kaldı. İstanbul’u Murat Kurum’un alması olasılığı ise Cumhur İttifakı için sürpriz olacak.

Bu arada Anadolu’da işler iyiye gitmiyor. Eskiden tüm AKP ve MHP seçmenleri cumhurbaşkanlığı seçiminde Reis’e oy verir, milletvekili ve belediye başkanlığında ise iki parti arasındaki kısmi yarışma oyların ittifak içinde kalmasına yardımcı olurdu. Mesela gösterilen adaydan memnun olmayan AKP’li seçmen MHP’ye yönelebilirdi. Ama şimdi işler değişti. CHP gölgesinden kurtulmuş İyi Parti ile AKP ile köprüleri atmış Yeniden Refah sağ kulvardaki yarışı çekişmeli hale getirdi. Bu iki partinin alacağı oy oranı AKP’yi güçlü olduğu Anadolu siyasi coğrafyasında zor durumda bırakacaktır.

İşlerin en çok karışacağı parti ise CHP. 1 Nisan’dan itibaren ciddi bir parti içi çatışmanın yaşanacağı yorumu fazlasıyla abartılı. Çünkü İmamoğlu faktörü var. İmamoğlu İstanbul seçimini kazanırsa İmamoğlu-Özel ittifakı devam edecektir.

İMAMOĞLU KAZANIRSA, İMAMOĞLU-ÖZEL İTTİFAKI DEVAM EDECEKTİR

İşlerin en çok karışacağı parti ise CHP. Çünkü Kılıçdaroğlu ve ekibi muhtemel bir yerel seçim başarısızlığı için gün sayıyor. Genel beklenti bu yönde olsa da 1 Nisan’dan itibaren ciddi bir parti içi çatışmanın yaşanacağı yorumu fazlasıyla abartılı. Çünkü İmamoğlu faktörü var. İmamoğlu İstanbul seçimini kazanırsa İmamoğlu-Özel ittifakı devam edecektir. Bu noktada parti içi muhalefetin daha gerçekçi hedefler peşinden koşması ve mücadelelerini zamana yayması muhtemel sonuçlar. 1 Nisan sabahı genel başkanlık için imza toplayamayacak yani parti içi muhalefet. Bunun yerine güçlü oldukları meclis grubunda harekete geçmeleri ve Özel yönetimini zora sokacak bir hamle yapmaları daha akla yatkın. Grup başkan vekilleriyle ilgili bir tartışma CHP’nin iç siyaseti açısından belirleyici olabilir mesela. Özel liderliğinin Burcu Köksal’dan, parti içi muhalefetin ise Ali Mahir Başarır’dan kurtulmaya çalışması kimseyi şaşırtmayacaktır.

TÜM GÖZLER 3. YOL ÇİZGİSİNDE OLACAK

Bu seçimde tüm gözler 3. yol çizgisinde olacak. İyi Parti, DEM ve Yeniden Refah’ın alacağı oy Türk siyasetinin geleceğini belirleyecek gibi. İyi Parti CHP’ye, Yeniden Refah ise AKP’ye mesafe koyarak seçime girdi. Kendi adaylarıyla tüm seçim çevrelerinde seçime girme kararı büyük partiler tarafından eleştirildi. CHP elitleri İyi Partiyi AKP lehine çalışmakla, AKP elitleri ise Yeniden Refah’ı CHP ve DEM’in ekmeğine yağ sürmekle suçladı. DEM’in kendi kurumsal yapısıyla seçimlere katılma sürecinin ise diğer iki partiye göre biraz daha karmaşık olduğu bilinen bir gerçek.

DEM bazı bölgelerde CHP, diğer bazı yerlerde ise sol bileşenlerle kent uzlaşı seçeneğini devreye soktu. Ama büyük kentlerde genelde kendi adaylarıyla seçime katıldı. Hala Başak Demirtaş’ın neden aday olmak istediği ve adaylığa niye layık görülmediği meselesi açık olmasa da İstanbul dahil büyük kentlerde aday çıkarma ısrarının muhalefetin büyük partisi olan CHP’yi zorladığı açıkça ortada. Bu üç parti yerel seçimlerden kazanımla çıkarsa 3.yol seçeneği kurumsallaşacaktır. AKP ve CHP arasında kalan partiler aleyhine bir siyasi tablo çıkarsa lider ve kadro değişimi gibi seçenekler masaya gelebilir. Özellikle İyi Parti hassas bir noktada. Yerel seçim başarısızlığı partinin bütünlüğünü tümüyle parçalayabilir.

Armağan Öztürk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir