24 Temmuz, 2024, Çarşamba 19:28
Özgür Özel, "İsmet Paşa gerektiğinde düşmanlarıyla bile masaya oturup müzakere etmenin, kazanımlar elde etmenin, temsil ettiği toplumu, temsil ettiği ülkenin hakkını, çıkarını savunmanın, gerekirse savaşarak, gerekirse ölümü göze alarak, gerekirse oturup müzakere ederek ve en sonunda sonuç alarak o masadan kalkmayı bilmiş bir insandır” dedi.Lozan Barış Konferansı ve Antlaşması’nın 101’inci yıl dönümü nedeniyle İstanbul’daki Heybeliada’da İsmet İnönü Müzesi’nde program düzenlendi. İnönü’nün kızı ve İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker’in ev sahipliği yaptığı programa, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat, Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel de katıldı.Özel konuşmasında şunları söyledi:
Devlet adamı nasıl olur diye İsmet Paşa'ya bakın
"Bütün genç siyasetçilere bu binanın nasıl bir bina olduğunu şöyle hatırlatmak isterim. İsmet Paşa, başbakanlıktan ayrıldığında 1925, gelir, buraya yerleşir. Bu ev kiradır, çok sever, senelerce burada oturur, sonra bu evi satın almayı ister. Evin sahibi, eve 25 bin lira fiyat biçer. Tamamen mobilyalı. İsmet Paşa çok yüksek bulur, bütçesini aşar, alamayacağını söyler. Sonra konu Atatürk’e intikal eder. Huyunu bilir, der ki, ‘Ev sahibine söyleyin, mobilyasız bir fiyat versin’. Mobilyasız bir fiyat verilir. Paşa biraz daha pazarlık eder, 19 bin liraya burayı her bir kuruşunu kendi cebinden ödediği parasıyla bu evin mülkünü alır İsmet Paşa. Yani tatillerini zengin iş adamlarının beş yıldızlı otellerinde geçirenlere ya da devletten ihale alanların böyle güzel adalardaki müstakil yerlerinde geçirenlere, yazın onların sofrasında oturup kışın onların işini takip etmeye çalışanlara değil de bir devlet adamı nasıl olur diye bakacaksa genç arkadaşlarım lütfen İsmet Paşa’ya ve İnönü ailesine baksınlar."
İftiralara teslim olmadık
"29 Ekim töreninde fragıyla, yaz tatilinde mayosuyla, Lozan’da müzedekisiyle, savaş meydanında ölümü göze alacak vatanseverliği ile İsmet Paşa hepimize bir siyasetçinin ve ülkesini seven bir siyasetçinin, siyaseti kendisi için değil, kendi çıkarları için değil, ülkesi ve partisi için yapan bir siyasetçinin nasıl olması gerektiğini gösteren simge ve sembol isimdir. Öylesine önemli ve öylesine kararlıdır ki görüşmeler sürdüğü sırada, tabi karşı tarafın çok farklı psikolojik harp taktiklerini de orada uyguladığını hatırlamak gerekiyor. İsmet Paşa’ya şöyle bir istihbarat getirirler. Bir suikast girişimi olacak. Aracınızı geçerken kurşunlayacaklar, bombalayacaklar. Sizden ricamız, araçtaki Türk bayrağını sökmenizdir. İsmet Paşa’ya bunu söylediklerinde şoförü ve yaveri neredeyse bayrağı sökmeye davranacaktır. Der ki, ‘Beyler ne yapıyorsunuz, ne bayrak sökmesi, o bayrak orada durur, vuran vurur, İsmet İnönü ölür. Bugün bir İsmet İnönü ölür, yarın bir İsmet İnönü gelir bu masaya oturur, bu işi bitirir. Bizi öldürmekle mi yıldıracak, bitirecekler?’ İşte o anlaşma, o Sevr’i paçavraya çeviren, yırtıp atan, Lozan’ı yapan İsmet Paşa, bugün birileri Atatürk’e laf söyleyemeyip İsmet Paşa’ya laf söyleyecek haddi bulduğunda 9 yıl Meclis’te grup başkanvekilliği yaptım, Meclis’in altını üstüne getirdim ama İsmet Paşa hakkında söylenen asılsız iftiraların hiçbirisine teslim olmadık."
Yalan tarihi tekrar ediyorlar
Özgür Özel konuşmasını şöyle sürdürdü:"Seneler sonra efendim, Boraltan meselesi dediler, seneler sonra özür diletecek kadar örneğin esirlerin değişimi anlaşmasına Ermenistan’ın uymadığını, ilk gidenlere bu muamele yapıldığında İsmet Paşa’nın çıldırdığını ve ondan sonra gidecek esir değişimine izin vermediğini, orada İsmet Paşa’nın hiçbir kusuru olmadığını onlara kabul ettirene kadar o Meclis’i çalıştırtmadım. O yüzden Cumhuriyet’i savunmak, öyle sadece askere gitmek, sadece vergi vermek, sadece Atatürk’ün adını duyunca alkışlamak değil; elbette en şiddetli alkışı, en yürekten alkışı yapacağız ama bu Cumhuriyet’in bütün kurucu kadrolarının, kurucu babalarının ne yaptığını, ne yaşadığını, niye yaşadığın, o günün şartlarında neler olduğunu çok iyi anlamak ve anlatmayı gerektirir. Bu aydın bilinci de bunu gerektirir, vatandaşlık sorumluluğu da bunu gerektirir. Adamlar yalanlarına sahip çıkıyorlar. Attıkları yalan tarihi tekrar ede ede birilerine belletmeye çalışıyorlar. Bizim doğrularımıza, bizim dürüstlerimize, bizim İsmet Paşa gibi isimlere sahip çıkma noktasında en ufak tereddüdümüzün olmaması lazım. Buna ne İsmet Paşa’nın ihtiyacı var ne İnönü ailesinin ihtiyacı var ne CHP tarihinin ihtiyacı var ama buna bugünün gençlerinin zehirlenmeme zaruretinden dolayı hepimizin mükellefiyeti var. Hepimizin mükellefiyeti var."https://yeniarayis.com/baharakpinar/arafta-duet-yeri-onemi-ve-elestiri/
Yorum Yazın