Seçmenden bir tokat da iliştirilmiş medyaya

Seçmenden bir tokat da iliştirilmiş medyaya

Seçim sonuçlarıyla birlikte; halk sadece AKP ve şürekasına tokadı basmadı, AKP’nin her politikasını ve propagandasını meşrulaştırmak için canhıraş olarak kendini ortaya atan yandaş iliştirilmiş medyaya ve mensuplarına da tokadı bastı.

31 Mart yerel seçimlerini geride bıraktık. Açık söyleyeyim; AKP ve şürekasının bu seviyede darmadağın olacağını ve CHP’nin böylesi bir yükselişin altına imza atacağını tahmin etmiyordum. Ancak Türkiye’de seçmen ülkenin siyasi tablosunu değiştirdi; CHP 1970’den sonra ilk kez birinci parti oldu, AKP 2002’den bu yana ilk kez ikinci parti oldu.

Yerel ve genel seçimlerin seçmen nezdindeki dinamikleri ve karar mekanizması farklı olsa da,ben seçmenin 31 Mart’ta sanki bir genel seçime gidiyormuşçasına sandıkta karar verdiği kanaatimdeyim. Seçmen hem AKP iktidarı ve şürekasına hem de başta CHP olmak üzere muhalefet partilerine çok net bir şekilde “Artık değişin!” mesajını verdi. Daha da önemlisi “Türkiye’de seçmen sağcıdır ve sağa oy verir” savı da çökmüş oldu. CHP yönetiminin değişmesinin seçmen nezdinde bir karşılık bulduğu açık çünkü eğer hala Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlık koltuğunda oturuyor olsaydı CHP’nin böylesi bir sonucu elde etmesi pek de mümkün olmayacaktı. Öte taraftan; merkezi iktidarın tüm baskı ve engellemelerine rağmen seçmenin 2019’dan buyana CHP’nin yaptığı belediyecilikten bir yönüyle memnun olduğu da ortaya çıkmış oldu.

Elbette bu oyların hepsi sadece CHP’nin çok üstün hizmetlerinden veya politikalarını çok iyi anlattığından dolayı kendisine gitmedi. Burada anti-Erdoğanizmin yükselip yaygınlaşması, AKP ve şürekasını en tepeden tırnağa esir alan kibir ve üstten bakışçılık, “Bize oy vermezseniz size hizmet yok” gibi tehditler, kendileri halkın parasıyla lüks ve şatafat içinde yaşarken emeklilere zam yapacak paranın olmadığını söylemeleri, derin ekonomik kriz enflasyon ve yanlış aday tercihi gibi pek çok önemli etken sayılabilir. Yani seçmen AKP’yi cezalandırmayı seçip CHP’ye bir fırsat vermeyi tercih etmiş gözüküyor.

Elbette seçimin kaybedenlerinin başında AKP yandaşı medya ve gazeteciler de geliyor çünkü seçim süresince ortaya attıkları neredeyse tüm savları yerle bir oldu. TRT Haber, 40 günlük süreçte canlı yayınlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP adaylarına 32 saat ayırırken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yalnızca 25 dakika ayırdı.

TRT HABER AKP’YE 32 SAAT, ÖZEL’E 25 DAKİKA AYIRDI

Elbette seçimin kaybedenlerinin başında AKP yandaşı medya ve gazeteciler de geliyor çünkü seçim süresince ortaya attıkları neredeyse tüm savları yerle bir oldu. Mesela hepimizin vergileriyle sözde kamu yayıncılığı yapan TRT, sadece 1 gün içerisinde canlı yayınlar ve haber bültenlerinde Erdoğan ve AKP adaylarına 6 saat 35 dakika 22 saniye yer verirken CHP lideri Özgür Özel ise TRT Haber ekranlarında gece yarısı yayınlanan 2 bültende sadece 67 saniye yer bulabildi. TRT Haber, 40 günlük süreçte canlı yayınlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP adaylarına 32 saat ayırırken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yalnızca 25 dakika ayırdı.

Son 22 yıllık iktidar sürecinde AKP medyayı hallaç pamuğu gibi attı, darmadağın etti, sermaye yapısını yandaş işadamları eliyle değiştirdi, muhalif gazeteci ve yayıncıları tasfiye etti, vergi ve yargı sopasıyla korku salıp neredeyse tüm medyayı kendi borazanı yaptı. Seçim sürecinde her türlü montaj, şantaj, yalan haber, manipülasyon, dezenformasyon, misenformasyon, çarpıtma, kara propaganda, tetikçi habercilik, operasyonel gazetecilik ve nice yalan dolan olgu bu yandaş medya ve ihale obezi patronlarının eliyle ve tetikçi mensuplarıyla yapılıp dolaşıma sokuldu.

Tüm borazanlarından Erdoğan’ın ve şürekasının kazanması için çığırdılar, algı yönettiler ve rıza ürettiler. Gazetecilik literatüründe buna İliştirilmiş Gazetecilik (Embedded Journalism) denir. Embedded kelimesi İngilizce kaynaklarda “Fix firmly in surrounding mass” olarak, yani “çevredeki kütleye sağlam bir şekilde sabitlenmiş” şeklinde açıklanır. Etimolojik kökeni de “Bed (yatak)” kelimesinden türetilmiştir ve embedded, “Yatırılmış, yatağın içine gömülmüş” anlamına da geliyor. Aslında gazetecilik meslek etiği bağlamında İliştirilmiş Gazeteciliğin anlamı çok nettir: Sadece güçlü olan, parayı ve konumu sağlayan tarafla yatağa giren ve sadece o tarafın objektifinden olanlara bakan gazetecilik.

Seçim gecesi yasaklar kalktıktan sonra ve sonuçlar artık ortaya çıktıktan sonra bazı gazetecilerin ve yorumcuların yüzlerinin nasıl renk değiştirdiğini, gardlarının düştüğünü ve neredeyse ağlamak üzere olduklarını mutlaka görmüşsünüzdür; işte onlar halkın tokadını yiyen iliştirilmişler!

 SONUÇLAR ORTAYA ÇIKINCA AĞLAMAKLI OLAN GAZETECİLER

Seçim gecesi yasaklar kalktıktan sonra ve sonuçlar artık ortaya çıktıktan sonra bazı gazetecilerin ve yorumcuların yüzlerinin nasıl renk değiştirdiğini, gardlarının düştüğünü ve neredeyse ağlamak üzere olduklarını mutlaka görmüşsünüzdür; işte onlar halkın tokadını yiyen iliştirilmişler!

Seçim sonuçlarıyla birlikte; halk sadece AKP ve şürekasına tokadı basmadı, AKP’nin her politikasını ve propagandasını meşrulaştırmak için canhıraş olarak kendini ortaya atan ve halkı ahmak yerine koyabileceğini sanan yandaş iliştirilmiş medyaya ve mensuplarına da tokadı bastı.

Türkiye’de uzun zamandır şahsi menfaatleri uğruna basın meslek ilkelerini pervasızca ayaklar altına alan ve kendine gazeteci diyenler var; aslında halktan yedikleri son tokattan sonra insan içine çıkamamaları gerekirdi ama umarım kendi mesleki gelecekleri ve selametleri için bir an önce yedikleri tokattan ders alırlar…

Savash Porgham

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir