8 Maddede 31 Mart Yerel Seçimleri: Siyasetin dengeleri değişirken

8 Maddede 31 Mart Yerel Seçimleri: Siyasetin dengeleri değişirken

Başta seçimi kaybeden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti ve seçimin galibi CHP olmak üzere siyasi partiler seçmenin verdiği önemli mesajı doğru okumalıdırlar.  Doğru okuma çok zor günlerden geçen ve ciddi derecede yönetilememe sorunu olan ülkemiz için hayırlı ve faydalı olacaktır.

31 Mart Yerel Seçimlerinin üzerinden bir hafta geçti.

Artık seçim sonuçlarını Türkiye genelinde il ve ilçe temelinde okuyabiliyoruz.

Her zaman söyleriz: en doğru anket sonucunu seçim sonuçlarında görürüz.  Artık veri temelinde analizlerimizi yapabiliriz.

Daha da önemlisi: Türkiye, bir Rusya, Belarus, Suriye değildir. Ülkemizde seçimler her zaman çok önemli olmuştur.

Seçmen için oy kutsaldır ve oyunu önermser.  Oyuyla sadece tercihini değil, siyasi mesajını da verir.

Farklılıkları içinde halkımız her seçimde sandığa gider ve tercihini yapar

Sivil toplumun gelişmekte ama çok etkili olmadığı ülkemizde, seçimler sadece tercihlere bağlı oy verme ve yöneticileri seçme işlevini görmez, aynı zamanda her seçimde seçmen çok önemli ve doğru mesajı verir.

Bu seçimde de seçmen çok önemli ve doğru mesajı verdi.

Başta seçimi kaybeden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti ve seçimin galibi CHP olmak üzere siyasi partiler seçmenin verdiği önemli mesajı doğru okumalıdırlar.  Doğru okuma çok zor günlerden geçen ve ciddi derecede yönetilememe sorunu olan ülkemiz için hayırlı ve faydalı olacaktır.

Birincisi, seçimlerin kaybedeni Cumhurbaşkanı Erdoğan ve birinci olarak milletvekilleriyle, medya yorumcularıyla, il ve ilçe başkanlarıyla, şirketleriyle AK Parti oldu. Kendi söylemleriyle gidersek, AK Parti, kendi nefsine yenildi ve nefsin en kötü hallerini çok rahat hayata geçirmesine karşı seçmenden “Yeter Artık” mesajını aldı.

AK PARTİ’YE ‘YETER ARTIK’ MESAJI

Peki seçim sonuçlarını ve seçmenin mesajını nasıl okumalıyız?

Sekiz madde de sizlerle kendi okumamı paylaşmak isterim.

Birincisi, seçimlerin kaybedeni Cumhurbaşkanı Erdoğan ve birinci olarak milletvekilleriyle, medya yorumcularıyla, il ve ilçe başkanlarıyla, şirketleriyle AK Parti oldu.

Kendi söylemleriyle gidersek, AK Parti, kendi nefsine yenildi ve nefsin en kötü hallerini çok rahat hayata geçirmesine karşı seçmenden “Yeter Artık” mesajını aldı.

Rumi, Şems, Yunus Emre ve Farabi’de, nefsin en olumsuz haller, “Kin”, “Kibir”, “Riya”, “Öfke”, “Şehvet ve Bencillik”, “Hırs”, “Kıskançlık” olarak görülür.

Özellikle son altı yılda ve bu seçim döneminde AK Parti’nin tüm aktörleriye rakiplerine ve halka yaklaşımı tüm bu olumsuz haller tarafından şekillenmişti.  Buna, farklı kimlikler içinde seçmen altını çizerek kibirli, kinli, şehvet düşkünü, riyaya rahatlıkla yönelen, kıskanç AK Parti’ye ve adaylarına “Yeter, Dur” dedi.

2023 seçimleri gibi bu seçimde de büyük oy kaybeden AK Parti seçimin birinci kaybedeni oldu.

2023 Seçimlerinde oyu azalan AK Parti’ye karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan kazanmıştı. Bu seçimlerde Erdoğan kaybetti ama seçmen gözünde oluşan Erdoğan-AK Parti farkını not etmeliyiz.

Erdoğan, siyasi güç kaybetse de, hala siyasi manevra yapma kapasitesi olan güçlü lider olarak yerini koruyor.

İkincisi, seçimin galibi CHP ve CHP’de 2023 seçmleri sonrası yaşanan “değişim” oldu.

CHP ilk defa ülke genelinde AK Parti’den daha fazla oy alarak birinci parti olarak kazandı.

Bu, CHP’nin, kendi seçmenine ek olarak farklı kesimlerden ve özellikle seçimlerde ilk defa oy veren gençlerden oy alması anlamına geliyor.

Seçim akşamı başta CHP Genel Başkanı Özgür Özel olmak üzere, kazanan belediye başkanlarının kapsayıcı ve güven dolu konuşmaları ve altını çizdikleri bir nokta çok önemliydi: CHP, halkçı-sosyal demokrat belediyecilik kadar farklı kesimlerden oy alarak Türkiye Partisi olma şansını bu seçimde kazandı.

CHP, TÜRKİYE PARTİSİ OLMA ŞANSINI YAKALADI

Seçim akşamı başta CHP Genel Başkanı Özgür Özel olmak üzere, kazanan belediye başkanlarının kapsayıcı ve güven dolu konuşmaları ve altını çizdikleri bir nokta çok önemliydi:

CHP, halkçı-sosyal demokrat belediyecilik kadar farklı kesimlerden oy alarak Türkiye Partisi olma şansını bu seçimde kazandı.

2023 seçimlerinin en önemli kavramlarından biri olan “Helalleşme”yi doğru, inandırıcı ve samimi olarak yaşama geçiren CHP, sosyal demokrasi ile Türkiye partisi olmayı eklemleyebilir.

Seçmen CHP’ye, kibire, kine, öfkeye, şehvete düşmeden Türkiye Partisi olursan seninleyim dedi.

Seçimlerin galibi CHP ve belediye başkanları bu mesajı alarak gelecek dört yılda başarılı olurlarsa, sosyal demokrat, eşitlikçi, kapyayıcı Türkiye Partisi olarak Cumhuriyetin İkinci Yüzyılına çok önemli bir giriş yapmış olurlar.

Bu bağlamda da, üçüncüsü, 31 Mart seçimlerinin önemli bir sonucunun da, 1 Nisan’dan itibaren, sadece söylem ve retorik düzeyde kullanılan ama gerçeklikte içi boş olan Türkiye Yüzyılı kavramının kısa ömrünü tamamlamış ve esas gerçeklik düzeyde önemli olan “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı”nın başlamış olduğunu da söyleyebiliriz.

Bakalım öyle mi olacak; göreceğiz.

Seçimlerde oy vermeyen ve AK Parti’den ayrılan seçmen, Necmettin Erbakan ve Refah Parti’sin “Adil Düzen” çağrısını bugüne uyarlayan ve seçimlere adaylarıyla çok iyi hazırlanan YRP’ne gitti. AK Parti’de erime, seçimlerin oy temelinde üçüncü partisi olan YRP’ne yarıyor. YRP ve tarikatlar tartışması başlayacaktır. “Kızıl Goncalar Türkiye’sinde mi yaşıyoruz” sorusuna yanıt aranacaktır. 

KIZIL GONCALAR TÜRKİYE’SİNDE Mİ YAŞIYORUZ?

Dördüncüsü, seçimlerin ikinci galibi, Yeni Refah Partisi oldu.  Seçimlerde oy vermeyen ve AK Parti’den ayrılan seçmen, Necmettin Erbakan ve Refah Parti’sin “Adil Düzen” çağrısını bugüne uyarlayan ve seçimlere adaylarıyla çok iyi hazırlanan YRP’ne gitti.

AK Parti’nin asıl rakibi kendisi ve tarikatlardır, sonra CHP ve diğer partiler gelir saptaması doğru çıktı.

AK Parti’de erime, seçimlerin oy temelinde üçüncü partisi olan YRP’ne yarıyor. Gelecek dört yılda bu partiyi dikkale izlememiz gerekiyor.

YRP ve tarikatlar tartışması başlayacaktır. “Kızıl Goncalar Türkiye’sin de mi yaşıyoruz” sorusuna yanıt aranacaktır.  Bu konu üzerine görüşleri mi ayrı bir yazıda aktaracağım.

Beşincisi, seçimlerin ikinci kaybedeni, başta Meral Akşener ve İYİ Parti olmak üzere, DEVA, Gelecek, Saadet Partileri olmuştur.  Bu partiler kaybetmenin ötesinde hızla siyasi alandan silinme riskiyle karşı karşıyadırlar.

Üç milyondan fazla oy kaybeden İYİ Parti’de lider Akşener, kibrine, kinine ve öfkesine yenilmiş gözüküyor.

Muhafazakar ve AK Parti alanından DEVA ve Gelecek Partilerinin değil, aksine siyasi ve sosyolojik olarak YRP’nin çıkması olgusunun altını çizmeliyiz. YRP’nin, bu partiler ve Saadet’in seçmeninin çoğunu içine alarak da daha büyüme şansı vardır.

Bu durum bize muhafazakar modernite ve kimlik üzerine de önemli ip uçalarını verdiğinin de altını çizmeliyim.

DEM, oy kaybetse bile, Kürt seçmenin asıl ve birinci aktörü olduğunu, Güney Doğu ve Doğu Anadolu’da seçimleri kazanarak bir kere daha göstermiştir. Gelecek dört yıl içinde Kürt sorununu tartışacağız.

DEM, KÜRT SEÇMENİN ASIL AKTÖRÜ OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ

Altıncısı, DEM, oy kaybetse bile, Kürt seçmenin asıl ve birinci aktörü olduğunu, Güney Doğu ve Doğu Anadolu’da seçimleri kazanarak bir kere daha göstermiştir.

Vurgulamak istediğim nokta bu anlamda: DEM’in, HDP’den farklı olarak, Türkiyelik değil, aksine etnik kimlik temelinde bir siyasi parti-hareket olacağı durumunun bu seçimlerde netleşmesidir.

Gelecek dört yıl içinde Kürt sorununu, içeride değişen siyasi dengeler, bölgesel ve küresel düzeyde yaşanan gelişmeler içinde tartışacağız. Bu tartışma, çatışma çözümü içinde önemli olacaktır.

Yedincisi, bu seçimlerin nicel değil ama niteliksel galiplerinden biri de, kadınlar olmuştur.

Kadınlara dışlanmadan her türlü şiddet ve öldürmeye kadar yapılan bunca haksız muameleden sonra, Cumhuriyetin İkinci Yüzyılının aydınlık yüzleri olarak seçimleri kazanan kadın belediye başkanlarımızı kutlarım.

Onlar başarılarıyla, Türkiye’nin aydınlık geleceğinin kadınlarla olacağını bize gösterdiler. Başarılı olacaklarına inancım tamdır.

Sekizincisi, seçimlerin galiplerinden biri, haksız, hukuksuz ve anti-demokratik bir uygulama olan “Kayyım Atamaları”na karşı dik duran, Hayır diyen ve atamayı durduran Van halkıdır.

Umarım İktidar, Van’dan gerekli dersi alıp diğer illere kayyım atamalarını yapmaz, seçmenin tercihine saygı gösterir.

Sonuç olarak, bu sekiz madde içinde seçmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde siyasi dengeleri değiştirdi.

Geleceğe umutla bakmamızı sağladı.

Siyasiler ile halk arasındaki kopukluğa, İki Türkiye olgusuna seçmen bir bütün olarak net bir “Hayır” mesajını verdi.

Risklerin hala çok olduğu ama geleceğe umutla bakma olasılığının arttığı bir Türkiye’yi 1 Nisan’dan itibaren yaşamaya başladık.

Tartışacağımız birçok sorun ve konu önümüzde. Tartışacağız.

Bu vesileyle tüm okurlarıma sağlık ve mutluluk dolu bir bayram dilerim.

Fuat Keyman

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir