Ruminasyon döngüsünü kırmak

Ruminasyon döngüsünü kırmak

Ruminasyon, kişiye, Başına böyle bir olay geldi, şimdi bununla ilgili neler yapabilirsin, bir düşünelim. demez. Ruminasyon kişiye, Başına böyle bir olay geldi. Neden başına böyle bir olay geldi? Neden başkasının değil de senin başına böyle bir olay geldi? Nasıl böyle bir şey olur?der.

Kısaca açıklamak gerekirse ruminasyon, kişinin geçmişe ya da şimdiki olaylara takılarak problemleri çözmek adına eylemde bulunmaksızın içinde bulunduğu duygudurumunu, yaşadığı olayları, bunların olası sebep ve sonuçlarını tekrar tekrar yoğun bir şekilde düşünmesi halidir. Öyle ki bu kimi zaman günün yarısını kaplayan bir durum haline gelir.

Peki bunu neden yapıyor olabiliriz?

Neden zihnimizi bu kadar yorduğu halde bu düşünme alışkanlığına devam ediyoruz?

Bunun soruların en temelde iki farklı cevabını verebiliriz:

  • Ruminasyonu hayatımızdaki bir problemi çözmek adına başlatıyor olabiliriz. Yani bir konuya dair uzun ve genellikle olumsuz içerikli düşünsel uğraşlar içinde olunca o şeyle ilgili işlevsel sonuçlar elde edeceğimize inanıyor olabiliriz.
  • Bu zihinsel alışkanlığı engelleyemediğimizi, bunun önüne geçmenin mümkün olmadığını düşünüyor olabiliriz.

Ancak ruminasyon, doğası gereği çözüm odaklı değil, sorun odaklıdır. Ruminasyon, kişiye, “Başına böyle bir olay geldi, şimdi bununla ilgili neler yapabilirsin, bir düşünelim. ”  demez.

Ruminasyon kişiye, “Başına böyle bir olay geldi. Neden başına böyle bir olay geldi? Neden başkasının değil de senin başına böyle bir olay geldi? Nasıl böyle bir şey olur? ”  der.

Görüldüğü gibi bu yaklaşım, bir problem çözerken bilinçli olarak yaptığımız, problemi tanımlama, olası çözümler üzerine düşünme, bu çözümlerin avantaj ve dezavantajlarını inceleme, başka kişilerden de fikir alma ve en nihayetinde bir çözüm fikrini hayata geçirme döngüsünden oldukça farklıdır. Ruminasyonda yaşadığımız probleme daha pasif bir yaklaşımımız vardır. Bu da, o anki duygulara ve düşüncelere takılıp kalmamıza, içinde uzun süre hapsolmamıza neden olur.

Ruminasyon yaptıkça depresif hissetmeye daha meyilli oluruz, depresif hissettikçe daha da fazla ruminasyon yaparız, daha fazla ruminasyon yaptıkça içinde olduğumuz depresif hal daha da artar, ve tekrar ruminasyona başvururuz.

RUMİNASYON YAPTIKÇA DEPRESİF HİSSETMEYE DAHA MEYİLLİ OLURUZ

Bütün insanlar arada sırada ruminasyon yapar. Ancak ruminatif düşünme biçimi artık çok yerleşmiş kişiler için ruminasyon, anlık bir zihin meşgalesinden ziyade kişiyi içine hapseden bir döngüye dönüşmüştür.

Bunu şöyle örnekleyebiliriz: Ruminasyon yaptıkça depresif hissetmeye daha meyilli oluruz, depresif hissettikçe daha da fazla ruminasyon yaparız, daha fazla ruminasyon yaptıkça içinde olduğumuz depresif hal daha da artar, ve tekrar ruminasyona başvururuz.

Döngüyü kırmak ise, en başta döngüyü anlamaktan geçer.

Bu döngüyü kırmak için kendimize şu soruları sorarak başlamak ise faydalı olabilir:

– Olaylar hakkında tekrar tekrar düşünerek şimdiye kadar bir çözüme ulaştım mı?

– Ruminasyonlarım bir eylemle sonuçlanıyor mu, yoksa beni eylemsiz hale mi getiriyorlar?

– Bu şekilde düşünerek kaç saatimi harcadım?

– Bu şekilde düşünmenin hayatıma ne gibi olumsuzlukları oldu?

– Neden böyle olduğunu ruminasyon sayesinde bulduğumu farz edelim, peki sonra ne olacak?

– Ruminasyon yapmak dışında bana bu durumun içinden çıkmak için ne yapmak yardımcı olabilirdi?

Belki kazanacağımız ufak bir farkındalık bile bize yeni yollar aramaya çıkmak için cesaret verebilir.

Unutmamak gerek: Döngüyü oluşturan da biziz, onu kıracak olan da.

Öykü Zeynep Aydın
Latest posts by Öykü Zeynep Aydın (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir