Özgür Özel: "Senin başının üstünde oturanlar bizim aşımızın üstünde oturamaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sığınmacılarla ilgili sözlerini eleştiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Senin başının üstünde oturanlar bizim aşımızın üstünde oturamaz" ifadelerini kullandı.

Partisinin TBMM’de düzenlenen grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sığınmacılarla ilgili “Suriye'de evi, iş yeri, arazisi olan misafirlerimiz yavaş yavaş geri dönüş yoluna geçti. Burada kalmak isteyenin başımızın üstünde yeri var” sözlerine yanıt veren Özel, “O kalanlar senin başın üstünde değil, Türkiye'deki insanların aşının, işinin üstünde oturuyor. bunu dini yaklaşıma alet ederek muhacir ilişkisini hatırlatarak başka bir planı vatandaşa dini duygularını sömürerek kabul ettirmeye çalışıyor. Geçici sığınma statüsüyle ilgili gereklilik ortadan kalkmıştır. Senin başının üstünde oturanlar bizim aşımızın üstünde oturamaz. Nokta!" dedi.

Özel'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;

"22 yılda, 34 bin kişi iş kazalarında hayatını kaybetmiş"

"22 yılda, 34 bin kişi iş kazalarında hayatını kaybetmiş. Böyle dönüp bakıyorsunuz doğru mudur diye. Çünkü bu ülkede iş kazasında ölüm o kadar sıradan, rakamlar bir araya geldiğinde o kadar ürpertici ki.

AK Parti iktidarında 113 tane Soma faciası olmuş. Birer birer ölmek suç değil ki. İktidarları boyunca 34 bin işçi öldü ama, "22 yıl önce şu kadar ölüyordu, şimdi azaldı" diyemiyor. Buradaki sorumluluklarını bir kez daha hatırlatıyoruz. Aileleri müsterih olsunlar, acılarını hep birlikte yaşayacağız ama bu işin sorumluları ortaya çıkana kadar bu işi takip edeceğiz. Bu iktidara bir şey yaptırma imkanı yoktur çünkü onun tercihi bellidir. O, patrona biraz daha para kazanacak bir sistem varsa onu tercih ediyorlar. "Önce iş güvenliği" sadece duvarda yazan bir tabela. Önce patronun karlılığı önemli bu ülkede.

"Emine Hanım’a sesleniyorum Erdoğan'a eve gelince sorun"

Evladına biz sahip çıkacağız. Burak Oğraş’ın babası Murat Bey de burada. Burak Oğraş otelde çalışıyor. Diyorlar ki Antalya’daki otele gidip staj yapacaksın. Otelin eski binası misafirhaneye giriyor 14 yıldır kendisinden haber alınamıyor. Otelin havuzunda cesedi bulunuyor. Oğlumun cenazesi satılık değil benim adalete ihtiyacım var.14 yıldır bu mücadele sürüyor. Antalya İl Örgütümüz konuyu toplumsallaştıracak dedik. Bu yaşananlardan sonra 2 şüpheli için dava açılacak. Cenazenin ertesi günü, 11 yıl sonra para teklif eden, o günlerde FETÖ’nün sermayesi olduğu denilenler hesap verecek. Şimdilik 2 şüpheli için yakalama kararı çıktı. Onlar sorgulanacak. Para teklif eden o günlerde FETÖ'nün 1 numaralı sermayecileri olduğu bilinen Tamince er ya da geç çıkacak yaptıklarının hesabını mahkeme önünde verecek.16 yaşındaki çocuğu susturup öldürüp üzerini örteceksiniz. Asayiş Müdürü FETÖ'den içeride. Savcı oradan oraya düşmesi mümkün değil. İntihar etti deyip FETÖ'cü imzalarla kapatmışlar. Emine Hanım’a sesleniyorum Erdoğan'a eve gelince sorun. bu adamın otelinde ölmüş, bu işi böyle kapatmışlar. Bir anne olarak Burak'ın annesinin yerine kendisini koyarak Sayın Erdoğan ve Adalet Bakanı'ndan bir sorun, öğrenin. Murat Bey burada çağırsınlar yarım saat içinde gelsin. Burak'ın kardeşleri biziz.

Erdoğan'a sığınmacılar çağrısı

Bu iktidara bunu artık yaptıramazsınız, yapacağımız iş bu iktidarı artık değiştireceğiz. İş güvenliğine gerekli önemi verecek ve güvenli yerlerde çalışılacak. Çalıştıranın da işi rahat olacak, çalışanın da. Söz veriyoruz, emekçilerin teker teker ya da toplu olarak katledilmediği bir düzen mümkün. Bunu da CHP kuracak.

Hafta sonu başkan yardımcılığı görevini yönettiğim sosyalist enternasyonalin toplantısı Fas'ın başkenti Rabat'taydı. Hem başkanlar kurulu toplantısına, hem konsey toplantısına katıldık. Tüm yurt dışı temaslarımızda olduğu gibi Filistin'in, Kıbrıs'ın ve Türkiye'nin uluslararası alanda uğradığı haksızlıkları dile getirdik.

Filistin konusuna ciddi zaman ayırdık. Ayrıca, Suriye konusunda da sosyalist enternasyonalde, Suriye’nin barışını, toprak bütünlüğünü, demokrasisini ve bir daha kan akmaması konularını dile getirdik. 76 ülkenin temsilcileri olanlara, Türkiye’nin sığınmacı yükü karşısında yalnız bırakılmaması gerektiğini söyledik.

Yaptığımız tüm temaslar, dünyanın ve Avrupa’nın bu konuda maddi kaynakları harekete geçirmekte, hiçbir sıkıntılarının olmadığını ancak Erdoğan ile yaptıkları elverişli anlaşmanın sağladığı avantajları terk etmek istemediklerini, açıkça gözler önüne seriyor.

Biz de buradan bir kez daha Sayın Erdoğan’a sesleniyoruz. Suriye’nin hızlı bir şekilde hem askeri hem de siyasi istikrara kavuşması, dünyadan bulunacak kaynaklarla hızla yaşanılabilir bir hale getirilmesi ve Türkiye’de tüm sığınmacıların ülkelerine dönecekleri doğru bir planın takvimlendirilmesi gerekiyor.

Sayın Erdoğan’ın, “gitmek isteyen gider, kalmak isteyen kalır” yaklaşımını tamamen reddediyorum. O kalanlar senin başının üzerinde değil, o kalanlar Türkiye’deki insanların aşının ve işinin üzerinde oturuyorlar. Bu sebepten kesinlikle kabul etmiyoruz. Dünya para vermeye hazır, Avrupa iş birliğine hazır. Suriye’de madem ki artık Esad gitmiştir. Geçici sığınma statüsüyle ilgili gereklilik ortadan kalkmıştır. Herkes memleketine dönecektir. Senin sözlerinle söylüyorum; Bizim yoksulumuz bize yeter, bizim insanımızın aşının üzerinde oturmasınlar. Senin başının üzerinde oturanlar, bizim aşımızın üzerinde oturamaz!

"100 bin kişiden 443'ünün cezaevinde olduğu.."

Bugün Türkiye cezaevlerinde, 100 bin kişiden 443'ünün cezaevinde olduğu bir oranla Avrupa'nın ve dünyanın da en öndeki suç ülkelerinden biri haline gelmiştir. Bunu yapan da bu iktidarın ta kendisidir.

Meclis'te 2025 yılı bütçesine ilişkin 11 gün süren aralıksız genel kurul görüşmelerini tamamladınız. Ülkenin gerçek gündemini konuştunuz. Sayın Erdoğan bunu görüşmeleri sabote etmek, kışkırtmak olarak algılamış. Bundan büyük memnuniyet duyuyorum.

"21 bin lira gibi sefalet ücretlerini asla telaffuz etmeyin"

Toplumdaki asgari ücret beklentisi 30 bin liranın üzerine çıktı. CHP olarak hem tespitimiz, hem çalışmamız çok doğru bir yerdedir. Biz, "30 altında yokuz" demeye devam edeceğiz. Akıllarınızı başınıza alın! Emekliye bir asgari ücreti verin. Ayrıca asgari ücrette de öyle 21 bin lira gibi sefalet ücretlerini asla telaffuz etmeyin. Eğer buna kalkışırsanız emekçilerle ve emeklilerle birlikte bu Türkiye'yi, bu meydanları size dar etmeyen, sizi o koltukta oturtmaya devam ettirmeyen CHP olacaktır! O meydanları da size dar edeceğiz, o iktidarı da size dar edeceğiz. Hodri meydan!

"Esad tek adamdı, ben tek adamlara karşıyım"

Geçen yılki bütçe kanununda yüzde 2 yedek ödenek var. Ayrıca fasıllar arası aktarma yetkisi Cumhurbaşkanında. Bu ülkenin herhangi bir ödeneğinde para varsa, onu önce yedek ödeneğe aktarıp, oradan ilgili bakanlığa aktarmak da bir imza demektir. Erdoğan’a sesleniyorum. Yüzde 2 yedek ödenek zaten duruyordur. Durmuyorsa da nerede para varsa çekilsin. Ücretli öğretmenlerin çilelerine son verilsin. Bu paranın ödenmemesinin hiçbir şekilde izahı yok.

CHP, Suriye’deki rejim değişikliğinden üzüntü duyuyormuş. Sayın Erdoğan şunu çok net söyleyeyim; Esad tek adamdı, ben tek adamlara karşıyım. Esad gitti yerine demokrasi gelirse bırak üzülmeyi onu bir bayram olarak kutlamaya da hazırım. Ama sana kötü haber. Ben dünyadaki bütün tek adamlara karşıyım!

Yeni göç dalgalarının olmaması ve en hızlı şekilde geri dönüşün sağlanması için Erdoğan’a bir kez daha sorumluluklarını hatırlatıyoruz.

2024’ün son grup toplantısında, Erdoğan’ı iç politikaya yönelik sahte kahramanlığı bir an önce bırakmaya, rasyonel düşünüp, rasyonel davranmaya. Fiziken il kongrelerinde gezerken, ruhen Suriye'de dolaşmayı bırakmaya bir kez daha davet ediyorum.