Sonuç olarak, bütçe yönetiminde faiz dışı fazlaya ulaşmanın sürdürülebilir ve kalıcı hale getirilmesi Türkiye’nin önümüzdeki dönem en temel ekonomik hedeflerinden biri olmalıdır. …Aksi takdirde, büyüyen bütçe açığı ve artan faiz yükü ekonomimizi giderek daha fazla zora sokacak.
Türkiye’nin 2025 yılı Şubat ayı bütçe gerçekleşmeleri, ekonomik tabloya ilişkin endişeleri artırırken, faiz yükünün bütçeyi nasıl tehdit ettiğini de bir kez daha ortaya koyuyor. Şubat ayı rakamları, kamu harcamalarında ve faiz giderlerinde ciddi artışlara işaret ediyor ve bu durum ekonomik sürdürülebilirlik açısından tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor.
Şubat ayında bütçe giderleri geçen yılın aynı dönemine göre %49,8 oranında artarak 1 trilyon 33 milyar 517 milyon TL'ye yükseldi. Bu yüksek artışın altında, faiz giderlerindeki %154,8’lik rekor yükseliş yatıyor. Faiz giderlerinin 139 milyar 688 milyon TL'ye çıkması bütçeye büyük bir yük getirirken, faiz dışı harcamalar da %40,7 artışla 893 milyar 828 milyon TL oldu. Personel giderleri (%39,5), SGK devlet primi giderleri (%33,3) ve mal ve hizmet alım giderleri (%40,3) gibi kalemlerdeki yüksek artışlar, harcamaların genel olarak kontrol altında tutulmadığının açık kanıtı.
Bütçe gelirleri ise, geçen yılın aynı dönemine göre %34,9 artarak 723 milyar 425 milyon TL’ye yükseldi. Gelir vergisi (%89,2), dahilde alınan KDV (%45,6) ve özel tüketim vergisi (%41,8) gibi kalemlerde ciddi artışlar var ve yükü yine dolaylı vergiler yani vatandaş çekiyor .
Daha da kritik olan ise faiz dışı denge. Ocak ayında faiz dışı fazla verilmişken, Şubat ayında bu durum tam tersine dönmüş ve faiz dışı denge tekrar negatife geçerek 170 milyar 403 milyon TL açık verdi. Oysa faiz dışı fazla, faiz giderlerini karşılayabilmek ve kamu borç yükünü hafifletmek için temel şart. Ocak ayında elde edilen faiz dışı fazlanın Şubat ayında korunamaması, kamu maliyesinde istikrarın sağlanamadığını ve mali disiplin konusunda ciddi eksikliklerin olduğunu gösteriyor.
Son iki aylık dönem bütçe gerçekleşmeleri de alarm verici: Ocak-Şubat döneminde bütçe açığı %47,6 artışla 449 milyar 351 milyon TL’ye ulaşırken, faiz dışı denge de negatif yönde seyrederek -170 milyar 403 milyon TL’ye geriledi. Bu durum, kamu harcamalarının kontrol altına alınması ve özellikle faiz dışı harcamalarda tasarrufa gidilmesinin artık kaçınılmaz hale geldiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, bütçe yönetiminde faiz dışı fazlaya ulaşmanın sürdürülebilir ve kalıcı hale getirilmesi Türkiye’nin önümüzdeki dönem en temel ekonomik hedeflerinden biri olmalıdır. Kamu harcamalarında disiplin, ekonomik istikrar ve sürdürülebilir büyüme için vazgeçilmezdir. Aksi takdirde, büyüyen bütçe açığı ve artan faiz yükü ekonomimizi giderek daha fazla zora sokacak. Türkiye’nin ekonomik geleceği, kamu maliyesinde disiplinin kararlılıkla uygulanmasına ve faiz dışı fazlanın süreklilik kazanmasına bağlı.

Yorum Yazın