Enflasyonla mücadele açısından TCMB’nin elinde sadece 2025 var. Yarışta bayrağı sonraki turun koşucusuna teslim edene kadar bu TCMB yönetiminin ne kadar hız yapabileceğini hep beraber izliyor olacağız.
TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), piyasa uzmanlarını şaşırtmadı ve aralık ayındaki 250 baz puan indirimin ardından politika faizini ocak ayın toplantısında da 250 baz puan indirdi. Böylece son iki ayda TCMB’nin referans haftalık repo faizi %50 (basit) seviyesinden %45’e çekilmiş oldu.
TCMB, 2024 yerel seçimlere kadar kademeli faiz artırarak politika faizini %50’ye çektiğine göre demek ki genel enflasyon dinamiklerinden memnun değildi. Yerel seçimlerin ardından beklenen ve PPK metinleri ile Enflasyon Raporlarında açıkça talep edilen şekilde maliye politikasından para politikasına destek tüm yıl boyunca gelmedi.
Gelir dağılımını bozan, orta ve uzun vadeli büyümeyi düşüren enflasyonun yapışkan gücü TCMB’yi de şaşırtmış olacak ki Banka 2024 içinde son çeyrek de dahil üç kez 2024-2025 sonu enflasyon beklentilerini yükseltti. Sırasıyla %33-%14 seviyesinden %44-%21 seviyelerine çekti. Oldukça büyük değişiklikler yaptı kısaca. Banka’nın beklentileri çıpalamak için açıkladığı çeyreksel düzeltilmiş aylık enflasyon kademelerine tüm yıl boyunca ulaşılamadı. Hatta yaklaşılamadı bile. Özellikle yaz aylarında ve sonbahar başında (Temmuz-Ekim 2024) çıkan aylık enflasyon gerçekleşmelerinin her biri öncekinden daha büyük hayal kırıklığı oldu. Aylık enflasyon seviyesi, enflasyon dinamikleri açısından fiyat artışlarında hız kesilemedi. Ne faiz artışları ne de TL’nin reel değerinin güçlendirilmesi enflasyonda bir kırılma anı yaratamadı.
Aralık ayında ise manşet TÜFE enflasyonunun %1,04 ile beklenenin altında gelmesi, ana eğilimde gerileme faiz indirmekte sabırsızlanan TCMB açısından uygun zemin olarak algılandı. 2024 enflasyon beklentisini yuları çekse de, ekim ayından beri verdiği ılımlı tondan faiz indirimleri için sabırsızlandığını anladığımız TCMB, faiz indirimlerini başlattı.
Ocak PPK toplantısından çıkan 250 baz puan faiz indirimi bu açıdan sürpriz değil. Zamanlaması ise tartışma konusu.
TCMB kasım ayı enflasyonunda PPK metninde vurguladığı üzere “ana eğilimin yatay seyretmesiyle” aralıkta faiz indirimi yapmıştı. Aralık ayında beklentinin altında çıkan %1,04 TÜFE enflasyonunda “ana eğilimin gerilediğini” söyleyerek ocak ayında yeniden faiz indirdi. Banka PPK metninde ocak ayı enflasyonunu ise beklendiği gibi yüksek olacağı konusunda uyarıyor. %4,5-5 arasında bir Ocak 2025 TÜFE enflasyonu ardından büyük olasılıkla PPK 6 Mart toplantısında da faiz indirecek.
Keza, TCMB’nin iddiasına göre enflasyonda ana eğilim artık aşağıya döndü, fırtına uzaklaştı. İlk çeyrek boyunca aylık enflasyon verilerinin ve beraberinde ana eğilimin yeniden yukarı dönmesini TCMB kamu fiyat zamları ve özellikle konut-eğitim gibi kalemlerde geriye dönük endekslemenin devam etmesiyle açıklayacak.
Bu verileri uzaklaşan fırtınadan görünen son şimşek çakışları gibi algılayacak.
Banka’nın önemli beklentisi para politikasına maliye politikasından gelmeyen desteğin 2025’te geleceği ve enflasyonla mücadeleye sonunda katkı yapacağı. Bu süreçte reel faizin pozitif alanını koruyarak düşürülmesi ve TL’nin reel değer artışının mal grubu fiyat artışlarını sınırlayıcı etkisi de esas dayanakları olmaya devam edecek.
Bütçe açığı GSMH oranı 2024 sonunda %4,9 oldu. Para politikası sıkılaşırken maliye politikası aşırı genişlemeye devam etti kısaca. 2025 sonu hedef aynı oranın %3,1’e inmesi. Açıkta bir gerileme olsa da %4’ün ne kadar altına inebileceği tartışma konusu.
Siyasi taraftaki gelişmeler ise enflasyonla mücadelenin doğal sınırı olarak çoktan bir duvar oluşturdu bile. Muhalefet partilerine bu kadar sert baskının bu kadar erken başlaması ekonomide rasyonel zeminin çatırdamaya başladığının ön alameti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesi isteğini dillendirmeyi İbrahim Tatlıses’e havale eden iktidarın niyeti en son Erdoğan’ın “Allah ömür verdikçe” ifadesiyle netleşti. Siyasi baskının iktidar gücünü bağımsız olması gereken kurumları mobilize ederek bu kadar erken bu kadar sert kullanılması 2025 sonundan öteye ekonomide nasıl bir popülizm kullanılacağının ispatı niteliğinde.
Bir kez daha Türkiye’nin sonu gelmeyen felaketler döngüsünde nasıl olup da sorumlu olması gerekenlerin iktidar kalabalığı içinde görünmez kılındıklarını öfkeyle hatırladık. Bu felaketin kader olmadığını, yaratılan tatlı para kazanma düzeninin doğrudan sonuçları olarak gerçekleştiğini de aklımızdan çıkartmayalım.
TATLI PARA KAZANMA DÜZENİNİN DOĞRUDAN SONUÇLARI
Kısaca enflasyonla mücadele açısından TCMB’nin elinde sadece 2025 var. Yarışta bayrağı sonraki turun koşucusuna teslim edene kadar bu TCMB yönetiminin ne kadar hız yapabileceğini hep beraber izliyor olacağız. %30’un altına kalıcı inmesi zor görünen TÜFE enflasyonun seçim havasında yeniden nereye çıkacağını konuşmak işin zor tarafı olacak şüphesiz.
Büyük ihmaller zinciri ile yanan Bolu Grand Kartal Otel ve can kayıpları ile sarsıldık. Bir kez daha Türkiye’nin sonu gelmeyen felaketler döngüsünde nasıl olup da sorumlu olması gerekenlerin iktidar kalabalığı içinde görünmez kılındıklarını öfkeyle hatırladık.
Bu felaketin kader olmadığını, yaratılan tatlı para kazanma düzeninin doğrudan sonuçları olarak gerçekleştiğini de aklımızdan çıkartmayalım. Bugün TCMB’nin enflasyonla mücadelesini değerlendirmeye çalışırken izledikleri sorumsuz politikalarla enflasyonu bu seviyeye getiren aynı hesap vermez düzen olduğunu unutmayalım. Yenidoğan Çetesi ve birçok benzer yolsuzluğun daha çok para kazanmak için sistemin özenle kurgulanmış çatlaklarından fışkırdığını da.
Mehmet. Y Yılmaz’ın yazısında anlattığı şekilde “kötü yönetim ve yolsuzluk ekonomisinin sonucu” artan insan ölümlerinin, ağdalı dezenformasyon sisinin arkasında kaybolmasına da izin vermeyelim.
Yangında canını kaybedenlere, karne hediyesi heyecanı içinde kar tatiline gelen o güzelim çocuklara, ailelere rahmet ve gecikmeyen gerçek adalet dilerim. Sevenlerine de bu dayanılmaz acıya katlanma gücü
Yorum Yazın