Sosyal güvenlik sisteminin reforme edilmesi ve denetimlerin artırılması, emeklilik sisteminin etkinliğini ve güvenilirliğini artıracaktır. Bu şekilde, Türkiye'de yaşlı nüfusun daha sağlıklı, güvenli ve mutlu bir yaşam sürmesi mümkün olacaktır.Sosyal güvenlik kurumunun sayfasında emekliliğin önemli şöyle ifade edilmektedir;“Emeklilik, kişinin hayat içerisindeki önemli değişim dönemlerinden biridir ve sıklıkla yaşlıların karşılaştığı ilk büyük değişimdir. Emekli olan kişi öncelikle gelir kaybına uğrayacak, bunun yanında sosyal rol ve yetkileri de değişecektir. Emeklilikle birlikte yaşanan bu kayıplara uyum sağlayamayan bireyler, kendilerini değersiz, önemsiz, yalnız, boşlukta ve çaresiz hissedebilirler. Hayatlarının geri kalanını planlamakta güçlük çekebilirler. Yakınlarına yük oldukları hissine kapılır ve bazen de onlara karşı öfkeli tavırlar sergileyebilirler. Oysa emeklilikle birlikte ortaya çıkan güçlü duygular tanınıp bu yeni duruma uyum sağlandığında, emeklilik bireyin kişisel gelişimini ve hayata yeni bir bakış açısı getirebilmesini sağlayacaktır.”Sosyal güvenlik kurumunun yerinde tespitlerine göre, yeterli düzeyde emekli maaşı alamayan, geçinemeyen emekliler; kendilerini değersiz, önemsiz, yalnız, boşlukta ve çaresiz hissedebilirler. Yakınlarına yük oldukları hissine kapılır ve bazen de onlara karşı öfkeli tavırlar sergileyebilirler. Bu tespitler sosyal güvenlik kurumu tarafından yapılmış olup; mevcut ekonomik koşullarda, toplumda emekliler bu duyguları yaşamaktadırlar.Emekliler 10.000 TL maaş ile, faturalarını (elektrik, su, doğalgaz, telefon vb.) ödedikten sonra geriye 7500 TL kalmaktadır. Bu meblağ 30 güne bölündüğünde, günlük 250 TL ile geçinmeye çalışan emeklilerin durumu göz önüne alındığında; emeklilerin geçinebilmek için tekrar çalışmak zorunda kaldıklarını veya yakınlarına yük oldukları hissini yaşadıklarını tahmin etmek zor değildir.
Büyük kentlerde emeklilik sonrası yaşamanın zorlaşması, ulaşım maliyetlerinin artması, emeklileri kırsal bölgelerde yaşamaya zorlamakta; emekliler, sosyal izolasyon riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Aile bireylerinin farklı şehirlerde yaşaması ve iletişim imkanlarının sınırlı olması, emeklilerin yalnız hissetmesine yol açabilmektedir.
EMEKLİLER KIRSAL BÖLGELERDE YAŞAMAYA ZORLANIYOR
Emekli olduktan sonra, emeklileri çalışmak zorunda bırakan bir emeklilik sistemi düşünülemez; böyle bir durumda emeklilik sisteminin çöktüğü söylenebilir. Nitekim birçok çalışan emekli olmaktan korkmaktadır. Çünkü koruyucu bir emeklilik sistemi yoktur. Finansal okur yazarlık seviyesinin düşüklüğü ve istikrarsız bir ekonomisinin varlığıyla; birçok çalışan emekli olmadan önce birikimlerini enflasyona karşı koruyacak bir sistemin olmayışı nedeniyle; emekli yaşı gelen birçok kişi emekli olmayı ertelemektedir.Büyük kentlerde emeklilik sonrası yaşamanın zorlaşması, ulaşım maliyetlerinin artması, emeklileri kırsal bölgelerde yaşamaya zorlamakta; emekliler, sosyal izolasyon riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Aile bireylerinin farklı şehirlerde yaşaması ve iletişim imkanlarının sınırlı olması, emeklilerin yalnız hissetmesine yol açabilmektedir.Türkiye'de mevcut emeklilik sistemi, sosyal güvenlik şemsiyesi altında yer almasına rağmen, sürdürülebilirlik ve yeterlilik açısından bazı zorluklarla karşı karşıyadır. Giderek yaşlanan nüfus, artan işsizlik ve kayıt dışı istihdam gibi sorunlar, emeklilik sisteminin reformunu gerektirmektedir.Türkiye'de emekliler, genel olarak ekonomik ve sosyal zorluklardan daha fazla etkilenmektedir. Emeklilik döneminde yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için daha fazla sosyal destek, uygun sağlık hizmetleri ve ekonomik istikrar gerekmektedir. Emeklilerin sorunlarının çözümü için hükümet politikalarının yanı sıra, toplumun tüm kesimlerinin de desteği önemlidir. Bu durum, emeklilik sonrası yaşam kalitesinin arttırılması ve emeklilerin daha aktif bir toplumsal yaşam sürdürmesi için kapsamlı ve sürdürülebilir politikaların geliştirilmesini gerektirmektedir.Emeklilik maaşlarının, emeklilerin temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olması sağlanmalıdır. Minimum emeklilik maaşının belirlenmesi, yaşlılıkta yoksulluğun önlenmesine katkı sağlayabilir.
Yorum Yazın