2023’ten aklımda kalan beş kitap

2023’ten aklımda kalan beş kitap

Geçtiğimiz hafta Sabitfikir dergisi, 2023 yılında yayınlanan kitaplar arasından benim için öne çıkan beş kitabı seçmemi ve kısaca tanıtmamı istemişti. 

Geçtiğimiz hafta Sabitfikir dergisi, 2023 yılında yayınlanan kitaplar arasından benim için öne çıkan beş kitabı seçmemi ve kısaca tanıtmamı istemişti. Bu yazıda bu beş kitabı listelemek ve biraz daha geniş bir şekilde betimlemek istedim. Bu kitaplardan iki tanesi çeviri. Bu yüzden gerçekte yazıldıkları tarihler 2023’ten önce fakat Türkçede ilk kez 2023 yılında yayınlandıkları için onları da listeye almakta bir sakınca görmedim.

Yine belirtmek isterim ki, 2023 yılında yayınlanmış kitapların tümünü oku(ya)madığımdan, bu listeyi eksik veriyle ve öznel bir bakış açısıyla kurguladım. Gözümden kaçan yapıtlar için şimdiden yazarlarından ve katkı verenlerinden özür diliyorum. Herkese iyi okumalar.

Jacques Derrida (2023) Ses ve Fenomen, Fol Kitap, 142 sayfa

Ses ve Fenomen (La voix et le phénoméne), Derrida’nın 1967 yılında peş peşe yayınladığı ve kendisini uluslararası tanınırlık sahibi bir filozof olmaya taşıyan üç kitabından birisi. Diğer iki kitabı Gramatoloji ile Yazı ve Fark Türkçe’ye daha önce çevrilmişlerdi. Derrida’nın bu üç kitaptan en iyi şekilde verim almak için ilk Ses ve Fenomen’in okunmasını önerdiğini anımsamak önemli.

Kitap, gösterge (işaret eden, temsil) ile fenomen (görüngü) arasındaki temsiliyet ilişkisinin ne kadar isabetli, yetenekli ya da hakiki olduğu üzerine eğiliyor ve Derrida’nın ünlü “yapısöküm” düşüncesinin/yönteminin kökenlerine, ne olduğuna/olabileceğine ilişkin bölümler içeriyor.

Şükrü Hanioğlu (2023) Atatürk, Entelektüel Biyografi, Bağlam, 1000 sayfa

Princeton Üniversitesi profesörlerinden M. Şükrü Hanioğlu, 2011 yılında, Princeton Üniversitesi Yayınları’ndan, İngilizce olarak kaleme aldığı, Atatürk: An Intellectual Biography adlı 273 sayfalık bir kitap yayınlamıştı. Hanioğlu, aradan geçen on iki yılda, bu çalışmasını yaptığı eklerle yaklaşık üç katına çıkararak yepyeni bir kitap hâline getirdi ve 1000 sayfaya erişen bu yeni yapıt bu kez Türkçe yayınlandı. Genellikle yapıları birbirine benzeyen çok sayıdaki Atatürk biyografisinden farklı olarak Hanioğlu bu yapıtta Atatürk’ün yapıp ettiklerinden çok, zihninin kronolojik gelişimini ele almaya çalışıyor. Kitabın hayranlık uyandıran genişlikte bir referans ağı ve kaynakçası var. Bu özelliği sayesinde okuru Hanioğlu’nun tezlerine hapsolmaktan özgürleştiriyor ve yeni kaynaklar-arası ilişkiler icat edebilecek okurları çok geniş bir kaynak havuzuyla tanıştırıyor.

Komisyon (2023) Van Gogh in Auvers-sur-Oise: His Final Months, Thames & Hudson, 256 sayfa

Musee d’Orsay, 2023 yılının Kasım ayında, Van Gogh’un ömrünün son iki buçuk ayında Auvers-sur-Oise’de ürettiği 74 resminden 40’ını ve 33 çiziminden 20’sini içeren müthiş bir sergi açtı. Sanatçının huzur bulmak adına Paris’e yakın bu köye taşınmasına rağmen bir türlü dindiremediği, aksine artan bunalımı onu muazzam resimler boyamaktan alıkoyamadı. Van Gogh, Dr. Paul Gachet’in Portresi, Auvers’teki Kilise ve Kargalarla Buğday Tarlası gibi ikonik yapıtlarını da bu dönemde üretti.

Bir grup seçkin sanat yazarının kaleme aldığı makalelerden oluşan sergi kitabı, yıllar içerisinde dünyanın dört bir yanındaki müzelere, kurumlara ve koleksiyonerlere dağılıp, bu sergi için geçici olarak yeniden bir araya getirilen bu resimleri tarihsel, psikolojik, sosyolojik ve estetik açılardan ele alıyor, Van Gogh’un son günlerini resimleri üzerinden analiz ediyor.

Tanıl Bora (2023) Demirel, İletişim, 576 sayfa

Türkiye’nin ve Türk siyasetinin 20’inci yüzyıldaki son 40 yılına tümüyle sirayet etmiş, zaman zaman seçkin bir anti-seçkin, zaman zaman anti-seçkin bir seçkin olan Demirel, kitleler karşısında görünüşüyle, şivesiyle, sözcük seçimleriyle ve şeceresiyle taşranın, rasyonalitesi, eğitimsel ve bürokratik başarılarıyla, ödülleriyle merkezin özelliklerini taşıyan, Türk siyasetinin o güne değin görmediği bir siyasi figürdü. Halkçı olduklarını söyleyen CHP’nin liderleri Paşa’lardan, halktan geldiklerini söyleyen DP’nin liderleri kentli seçkinlerden oluşuyordu. Demirel, taşranın özelliklerini yitirmeksizin merkezde yükselmişti. Bu anlamda halkın bağrından çıkmış ve halksal özelliklerini kaybetmemiş bir siyasetçi olarak, geniş kitlelerde büyük bir sempati, inandırıcılık ve özdeşleşme duyguları üretiyordu. Tanıl Bora, geniş kaynakçalı bu çalışmasında, Demirel’in ve Türkiye’nin kırk yıllık süreci, iç içe geçmiş bir şekilde anlatıyor. Bora, İletişim ve Birikim Yayınları çerçevesinde Türk tarihini Kemalist resmi tarih anlatısının dışına çıkarak ve resmî ideolojinin yerine, çok sayıda kaynakla gerekçelendirilmiş bir biçimde, fakat zorunlu olarak başka bir tarih anlayışına ve başka bir ideolojik pencereye sadık kalarak yeni bir kanon oluşturan yeni bir tarihyazımının inşa edilmesinde en büyük paylardan birisine sahip çok kıymetli bir araştırmacı, yazar, düşünce insanı, çevirmen ve yayın yönetmeni. Siyaseti, tarihi, sosyolojiyi ve felsefeyi yazım aşamasında edebiyatla birleştirebilen nadide Türk yazarlardan biri olan Bora’yı hemfikir olmak için değil, yepyeni bileşenler, kaynaklar, bakış açıları ve sınamalar elde etmek için okumak büyük bir zenginlik yaratıyor. Varlığı kıymetli, Demirel kitabı da öyle.

Northrop Frye (2023) Yirminci Yüzyıl Edebiyatı Üzerine, Ketebe, 560 sayfa

Edebiyat kuramının önemli isimlerinden Northrop Frye’nin altmış yıllık bir dönem içerisine dağılmış farklı edebiyat yazılarının bir araya getirildiği bir cilt olarak derlenen bu kitapta T.S. Eliot, James Joyce, George Orwell, Virginia Woolf ve Ezra Pound gibi modernist yazarları, geçmişin yazarlarıyla ve edebiyat akımlarıyla sarmalayarak ele aldığı metinleri bulacaksınız.

Yalın Alpay

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir