Kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı 169 bini aştı

Kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı 169 bini aştı

İstanbul’da düzenlenen Uzlaştırma Uluslararası Sempozyumu’nda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı 169 bin 255’i buldu. Bu başvurulardan 87 bin 149’u anlaşmayla sonuçlandı. Anlaşmama sayısı 62 bin 783″dedi.

Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi tarafından organize edilen, ‘Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarının Geliştirilmesi’ projesi kapsamında düzenlenen ‘Uzlaştırma Uluslararası Sempozyumu’, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un katılımıyla gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış törenine Bakan Tunç’un yanı sıra Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı William Massolin ve Ceza İşleri Genel Müdürü Ali Öztürkmen ile çok sayıda hakim ve savcı katıldı. 2020 yılı Aralık ayında başlayan ve 3 yıl süren programında 9 ay uzatılarak bu günlere gelen proje ile arabuluculuk ve uzlaşma konusunda çok önemli sonuçların alındığını söyleyen Tunç, katılımcılara bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında arabuluculuk ve uzlaşma sayesinde çok sayıda sorunun mahkeme yoluna gidilmeden çözüldüğünü, bu şekilde yargının iş yükünün azaltıldığını ve vatandaşların dostane bir şekilde uyuşmazlığı çözdüklerini vurgulayan Tunç, rakamlar vererek katılımcıları bilgilendirdi.

“Vatandaşlarımızın anlaştığını görmekten de memnuniyet duyuyoruz”

Türkiye’de 45 Bin 960 arabulucu olduğunu söyleyen Tunç, “Ülkemizde ilk kez 2013 yılında arabuluculuk sistemimize girmişti. İlk olarak ihtiyari arabuluculuk olarak başlamıştı. Sonrasında 2018’den itibaren ilk kez dava şartı arabuluculuk, zorunlu arabuluculuk olarak iş uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk başladı. Sonrasında ticari uyuşmazlıklarda 2019’dan itibaren başladı. 2020 yılında da tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk sistemini başlattık. 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren de arabuluculuğun, zorunlu arabuluculuğun kapsamının genişlettik. Bu kapsamda da ilansız icra yoluyla tahliye hariç kira uyuşmazlıklarında, kat mülkiyetinden doğan uyuşmazlıklarda ortaklığın giderilmesinden doğan uyuşmazlıklarda, tarım üretim hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda yine Ticaret Kanunu ve İş Kanunu’ndan kaynaklanan itirazın iptali, menfil tespit ve istibdat davalarında da zorunlu arabuluculuğu başlattık. Ve bu kapsamda da zorunluluk kapsamında da önemli gelişmeleri de sağladık. Özellikle vatandaşlarımızın mahkemeye gitmeden karşılıklı anlaşarak gerek kirada, gerek diğer konularda 1 Eylül’den itibaren başlattığımız uyuşmazlık türlerinde vatandaşlarımızın anlaştığını görmekten de memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı 169 bin 255’i buldu”

Kira miktarlarındaki artıştan dolayı son zamanlarda artan ev sahibi-kiracı uyuşmazlıklarına dikkat çeken Bakan Tunç, “Bu kapsamda kira davalarında arabulucuya başvuru sayısı 169 bin 255’i buldu. Bu başvurulardan 87 bin 149’u anlaşmayla sonuçlandı. Anlaşmama sayısı 62 bin 783. Burada şunu ifade etmek lazım, 87 Bin 149 kişinin anlaşması demek 174 Bin vatandaşımızın adliyeye düşmemesi demek yani yargıya gitmemesi demek. Vatandaşlarımızın bu konuda 87 Bin 149 uyuşmazlık davaya intikal etmeyerek hem yargının iş yükünü azaltmış oluyorlar hem de kendi aralarında dostane bir şekilde bu uyuşmazlığı çözmüş oluyorlar. Bu anlamda kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk sisteminin de başarıyla yürüdüğünü görmek mümkün” dedi.

“228 bin 322 başvurunun yarısı, zorunlu arabuluculuk kapsamında anlaşmayla sonuçlanmıştır”

Ortaklığın giderilmesi uyuşmazlıklarından kaynaklı 45 bin başvurunun yapıldığını söyleyen Tunç, “Burada da anlaşma sayısı 10 Bin 223. Bu da çok önemli bir rakam. Özellikle ortaklığın giderilmesi, davaları, uzun süren davalar, taraf teşkilinin zor olduğu davalar, yargıda epey bir zaman alan davalar. Dolayısıyla 10 Bin 223 davanın, bunların bir kısmı örnekleri de var. 30 yıl, 40 yıl süren arazi uyuşmazlıklarının tarafların bir araya gelerek çözüme kavuştuğunu ve arabuluculukta uzlaşma ile sonuçlandığını, antlaşma ile sonuçlandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Yine kat mülkiyeti uyuşmazlıklarından kaynaklı 8 Bin 818 başvuru var, anlaşma 2 Bin 957. Komşuluk hukuku uyuşmazlıklarından kaynaklı 3 Bin 797 başvuru var, anlaşma sayısı Bin 281. Tarımsal üretim sözleşmelerinden kaynaklı 530 başvurudan 124’ü de antlaşma ile sonuçlanmış. Ve buna az önce bahsettiğim kira uyuşmazlığından kaynaklanan 169 Bin 255 başvuruyu eklersek toplam 228 Bin 322 başvuru zorunlu arabuluculuk kapsamında, dava şartı kapsamında arabulucuya gelmiş ve bunların da yarıdan fazlası antlaşma ile sonuçlanmış” diye konuştu.

“Hukuki güvenlik ilkesi tahkim edilmemiş olsaydı bu rakam bu derece yükselmezdi”

11 yıl boyunca arabuluculuk sistemiyle anlaşma ortalamasının yüzde 67 olduğunu söyleyen Bakan Yılmaz Tunç, bu sayının 678 mahkemenin iş gücüne eşdeğer olduğunu vurguladı. Bakan Tunç, “2007 yılında, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ile sigortacılık sektöründe de tahkime ilişkin yasal düzenlemeler yaparak, tahkimin alanını genişlettik. 29 Kasım 2014 tarih ve 6570 sayılı Kanunla İstanbul Tahkim Merkezini kurduk. İstanbul Tahkim Merkezine; 2020 yılında 55 başvuru, 2021 yılında 94, 2022 yılında 107 başvuru, 2023 yılında ise 138 başvuru yapılmıştır. Yine 2020 yılında tahkime konu toplam uyuşmazlık miktarı 300 milyon Türk Lirası iken, 2023 yılı dava uyuşmazlık miktarı toplamı 15 milyar liraya ulaşmıştı. Tahkim ve arabuluculuğun gelişmesi ülkemizdeki hukuki güvenlik ilkesini de güçlendiren önemli hususlar. Hukuki güvenlik ilkesinin daha da tahkim edilmesi ülkemiz açısından önemli, yabancı yatırımcının ülkemize gelmesi açısından önemli. Ülkede arabuluculuk sisteminin, tahkim sisteminin gelişmiş olması, yargının hızlı işlemesi özellikle yabancı yatırımcıyı da ülkemize gelmesini kolaylaştıran önemli hususlar. Bir takım eleştiriler olsa da aslında rakamlara baktığımız zaman hukuki güvenlik ilkesinin tahkim edilmesi sayesinde arabuluculuğun ve tahkim sisteminin geliştirilmesi sayesinde doğrudan yabancı sermaye miktarının bugün 262 Milyar doları aştığını görüyoruz. Bu rakam 2002 yılında sadece 15 milyardı. 15 milyarken bugün itibariyle 261 milyarın üzerine çıktı. Ülkemizde eğer hukuki belirlilik, hukuki güvenlik ilkesi tahkim edilmemiş olsaydı bu rakam bu derece yükselmezdi. Daha yapacak çok işimiz var” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir