Adaylar, projeler ve Fedai Altun’un acı hikayesi

Adaylar, projeler ve Fedai Altun’un acı hikayesi

 

                                                                        “İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.”

                                                                                                                                    Yahya Kemal

 

31 Mart’a çok az bir zaman kaldı. Adayları, onların projelerini, yaptıklarını ve yeni projeleri dinliyoruz. Ve her karşılaşma bana bu seçimlerin yerel seçimlerden çok daha fazlası olduğunu gösteriyor

Seçime az bir kaldı. Bu seçimlerin yerel olsa da sonuçları açısından etkisinin yerel olmayacağını da biliyoruz.

Özellikle İstanbul’un AKP tarafından kazanılması merkezi düzlemde yaşanan otoriterleşme eğilimine hem siyasi güç hem de yarattığı rant ile güç verecek.

O yüzden İstanbul başta olmak üzere iktidarın yönetim anlayışına muhalif olan partilerin adaylarının kazanması, yerelde de olsa merkezi baskıya bir alternatif oluşturması, daralan özgürlük alanlarının korunması ve genişletilmesi açısından önemlidir.

Bir süredir CHP’nin geçmiş seçimlerde az farkla kaybettiği ilçedeki adaylarla söyleşiler yapıyorum. Hem adaylar hem de sahadaki etkileşimleri açısından ilginç gözlemlerim var. Yine davet edildiğimiz ilçe adaylarının lansmanlarına katılmaya çaba harcıyorum.

Konu kentsel dönüşüm olduğunda geçmiş yıllardan biliyoruz ki, bu alanda çözüm tek başına ilçe belediye başkanlarının elinde değil. Bu konuda özellikle merkezi iktidar çok daha etkili. Ve bu etki de çoğunlukla engelleme yönünde.

KENTSEL DÖNÜŞÜM NEDEN GECİKİYOR?

Geçtiğimiz haftalarda Şişli adayı Şehir Plancısı ve İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Emrah Şahan’ın lansmanını izledim.

Şahan gerek mesleki birikimi gerekse İPA’da ürettiği bilgilerle Şişli’de önemli projeler hazırlamış. Hayatımın 40 yılının geçtiği mahalle (Mahmut Şevket Paşa) olmak üzere kentsel dönüşüm başta olmak üzere kronik hale gelen sorunların çözülmesi konusunda anlattıkları umut verdi.

Ancak konu kentsel dönüşüm olduğunda geçmiş yıllardan biliyoruz ki, bu alanda çözüm tek başına ilçe belediye başkanlarının elinde değil. Bu konuda özellikle merkezi iktidar çok daha etkili. Ve bu etki de çoğunlukla engelleme yönünde.

Bununla birlikte sosyal yardımların arttırılması, dezavantajlı grupların kamusal alanda daha iyi koşullarda yaşaması için pek çok projeyi dinledik Şahan’dan.

Bakalım İstanbul’un kalbi Şişli de mi atacak?

ÜLKENİN EN KALABALIK İLÇESİ: ESENYURT

Geçtiğimiz pazar günü de Prof. Dr. Ahmet Özer’in davetiyle Esenyurt ilçesinin lansmanında katıldım.

Özer kısa sürede hem adaylığa hem de başkanlığa hazırlanmış görünüyor. Özellikle ilçenin temel sorunları olarak sıraladığı, kentsel planlama, ulaşım ve uyuşturucu konularında özel projeler hazırlanmış.

Ülkenin en büyük ilçesi -yurt dışında gelenlerle birlikte 1 milyon 200 bin nüfusu ile- ülkenin 57 şehrinden büyük olan Esenyurt, eğitimden sağlığa, ulaşımdan alt yapı sorunlarına kadar büyük sorunları henüz çözülebilmiş değil.

Bunun nedenini de Özer, bir yandan çözümlerin ancak uzun vadeli planlarla ve büyümeyi de kapsayacak şekilde hazırlanmasının gerekliliğini ifade etti. Bir eğitimci olarak, ilçeyi eğitim üssü kadar turizm üssü yapmayı da planlıyor.

Özer, ilçenin ihtiyacı olan okul, hastane, kreş, sağlık ocağı gibi temel ihtiyaçlar konusunda projeleri ile fark yaratmaya aday görünüyor.

ADINI ACILARDAN ALAN TESİS ADLARI

Ahmet Özer lansmanından sonra Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın daveti ile ilçede bir tesisin açılışına katıldım.

Açılan tesisin adı; Fedai Altun Spor Tesisi ve Eda Erdem Atatürk’ün Kızları Spor Kütüphanesi.

Açılışta önce başkandan önce önceki dönem CHP Genel Başkan Yardımcısı ve eğitimci Yıldırım Kaya konuştu.

Bu iki konuşmayı dinlediğimde seçilen ismin yani öğretmen “Fedai Altun”un hikayesine daha yakından tanık olma şansım oldu.

Çalık konuşmasında açtıkları tesislere isimleri belirlerken iki ismin kendisi için üzüntü verici olduğunu ifade etti.

İlki, Çorlu’daki tren kazasında hayatına kaybeden 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel. Onun adına ilçede bir çocuk kütüphanesi açılmış.

İkincisinin de 23 yaşında hayattan koparılan Fedai Altun öğretmen olduğunu söyledi.

Çalık devamla; “Bu iki evladımızın da ortak noktası sadece adlarını, hayallerini ve anılarını Beylikdüzü’nde yaşatıyor olmamız değil… İkisinin de failleri hala cezalandırılmadı. İkisini de bu hayattan koparan şey; ihmalkarlık, özensizlik, işini doğru yapmama, göz yumma ve vicdansızlıktır. Fedai öğretmenin hikayesi kusursuz bir cinayetin anatomisi gibidir…”

Sosyal medya platformunda “En son neyinizi kaybettiniz?” sorusuna, Fedai Altun, “Hayallerimi” diye cevap vermiş. Önce atanmadı, sonra hayallerini kaybetti en sonunda da bir inşaatta hayatını. Ama o yalnız değil.

ÖNCE HAYALLERİNİ SONRA HAYATINI KAYBEDEN ÖĞRETMEN

Peki neydi Altun’un hikayesi?

Öğretmenlik için gerekli olan bütün sınavları başarıyla geçen ama o yıl atanmayan 20 bin öğretmenden biridir beden eğitimi öğretmeni Fedai. Dört yıl boyunca atanma bekler ama olmaz. Bu arada atanmayan öğretmen sayısı 80 bin olur. Bunun nedeni de eğitimdeki plansızlıktır.

Ve Fedai öğretmen bu süreçte kendine ancak bir inşaatta kendine iş bulur. İş güvenliğinin olmadığı, gerekli tedbirlerin olmadığı inşaatta eldivenin ve çizmesiniz gönderildiği çalışır haldeki elektrik trafosu boyama sırasında elektriğe kapılır ve hayatını kaybeder.

Sosyal medya platformunda “En son neyinizi kaybettiniz?” sorusuna, Fedai Altun, “Hayallerimi” diye cevap vermiş. Önce atanmadı, sonra hayallerini kaybetti en sonunda da bir inşaatta hayatını kaybetti 23 yaşındaki Fedai Altun.

Fedai yalnız değil.

Ne atanmayan öğretmen olarak yalnız ne de her gün iş güvenliği olmadığı için iş kazası sonucu değil cinayete kurban giden işçiler gibi yalnız değildir.

Bu yüzden açılışını izlediğimiz, bazen içlerine girip çalıştığımız kurumların isimlerine iyi bakalım.

Çünkü o isimlerin her birinin bir hikayesi var.

Bazılarının güzel…

Bazılarının acı…

Murat Aksoy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir