Büyük bir değişimin eşiğindeyiz

Büyük bir değişimin eşiğindeyiz

Ayşegül İldeniz’i ilk kez Oksijen’de “yapay zeka” üzerine olan yazılarıyla tanıdım. Geçtiğimiz günlerde yazdığı kitabın -Ayşegül Işınla Bizi/Doğan Kitap- lansmanı vardı. Lansman sonrasında kısa bir söyleşi gerçekleştirme imkanı buldum ve tabi ki yapay zeka konuştuk. İldeniz, yaşadığımız süreç için “büyük bir değişimin eşiğindeyiz” ve büyük değişime hazır olmalıyız dedi.


Sizinle yapay zeka ve bunun dünyayı değiştirmesini konuşmak istiyorum. Ama önce sizi tanısak…

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra San Francisco State Üniversitesi Dijital İletişim Bölümü’nde master yaptım. 1998’de global mikroişlemci devi Intel’e çalışmaya başladım. Burada önce Türkiye Genel Müdürlüğü, sonra 67 ülkeyi barındıran Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Başkanlığı ve Avrupa Yönetim Kurulu üyeliği ve son olarak da Silikon Vadisi’ndeki Intel Merkez Ofisi’nde Yeni Teknolojiler Grubu Dünya Başkan Yardımcılığı yaptım. Burada akıllı teknolojiler ve nesnelerin interneti üzerine ürünler geliştirdim.

2016 yılında 26 milyon kullanıcısı ile Amerikan akıllı enerji pazarının yarısını elinde bulunduran Silver Spring Networks Şirketi’ne COO olarak atandım. Akıllı şehirler konusundaki programları Chicago, Singapur, Paris, Kopenhag, Dubai gibi şehirlerde uyguladım ve şirketi 2018 yılında sattım. 

Peki şu anda…

Doğan Holding, Pegasus Havayolları Vestel Elektronik Sanayi, Vestel Beyaz Eşya Sanayi, Zorlu Enerji Elektrik Üretim AŞ bağımsız yönetim kurulu üyeliği ve Silikon Vadisinde girişimcilik ve danışmanlık yapıyorum. 

Bunun dışında sivil toplum alanında tutkulu olduğum bazı alanlarda çalışıyorum. TÜSİAD Silikon Vadisi Network Başkanı ve Turkish Philanthropy Funds Yönetim Kurulu üyesiyim. Teknolojiyle kalkınma, akıllı gelecek ve inovasyon politikaları konusunda çalışıyorum. 

Bunlar dışında macera ve adrenalin meraklısıyım. 100’den fazla ülkeyi gezdim. Arkeoloji, tarih, antik diller ve sinema hobilerim arasında. Bir de sizin mesleğe merak saldım ve yazmaya başladım. 

Yeni teknolojiler grubunu kurmak için silikon vadisine gittiğim zaman takımın önüne boş bir sayfa koydum. “Gelecek on yıl içinde ne yapacağız?”, “insanlar teknolojiyi nasıl kullanmalı?” gibi sorulara cevap aramak için yola koyulduk. O boş sayfayı olabildiğince iyi doldurabilecek muhteşem bir takım kurdum. Ve o takımla birlikte bu ve benzeri sorulara olağanüstü cevaplar verdik.

MUHTEŞEM BİR TAKIM KURDUM

2015 yılında ABDnin en prestijli yayınlarından Fast Company tarafından “Dünyanın en yaratıcı ilk 100 kişisinden biri ve TOA (Turks of America) tarafından Amerikanın en etkili 3. Türk kadını yapan nedir?”

Yeni teknolojiler grubunu kurmak için silikon vadisine gittiğim zaman takımın önüne boş bir sayfa koydum. “Gelecek on yıl içinde ne yapacağız?”, “insanlar teknolojiyi nasıl kullanmalı?” gibi sorulara cevap aramak için yola koyulduk. O boş sayfayı olabildiğince iyi doldurabilecek muhteşem bir takım kurdum. Ve o takımla birlikte bu ve benzeri sorulara olağanüstü cevaplar verdik. 

Akıllı nesneleri var etmek için hem yeni ürünler hem de bu ürünlerin kullanacağı temel birçok teknolojiyi yarattık. Bugün adından çok bahsettiğimiz yapay zekanın kullandığı sinir ağları ve sensör verilerini de bu ürünlerde yaratıcı şekilde kullanmaya başladık. O yıl bu ödülü özellikle CES’te (Tüketici Elektronik Fuarı) açıkladığımız birçok teknoloji ve ürün ile elde ettik. 

Biz yapay zeka ile kısmen yeni tanıştık ama siz yıllardır onunla uğraşıyorsunuz ve bugüne kadar kullandığımız şeyleri de hayata geçirdiniz. Bu heyecan verici olmalı…

Sensörler ile bir insani görmek, duymak, bunu makinelere aktarmak, bir insanın vücut tepkilerini mesela vücut ısısını ve kalp atışını takip etmek, sağlık durumunu anlamak. Bunu sonra her gün kullanılan ürünlere nasıl adapte edeceğinizi düşünmek. Nihai olarak insanlara dair sorunları çözmek. Tabii ki bunların hepsi çok zevkli ve heyecanlı süreçler. Ama en heyecan vericisi bireyleri günlük hayatta etkilediğini görebilmek. 

Yani mesele sadece internet, teknoloji vs. değil, değil mi?

Kesinlikle. Daha büyük ve kapsamlı bir değişim geliyor.

Son internet ve bilişim devrimi sadece son 20-30 yıldır içinde yaşadığımız bir süreç. Şimdi sırada en az bu kadar etki yaratacak olan yapay zeka devrimi geliyor. Makineleri bizim kurgulamamız gerekmediği, kendi kendine öğrendikleri ve birçok işlevi ve ne yapmaları gerektiğini kestirebildikleri bir dünyaya doğru ilerliyoruz. 

YAPAY ZEKA DEVRİMİ GELİYOR

Bu değişim sanırım yapay zeka ile oluyor. Peki yapay zeka tam olarak ne demektir?

Yapay zeka, bilgisayarların normalde insan zekası gerektiren görsel algı, dil tanıma, karar alma ve diller arası çeviri gibi işlevleri yerine getirebilme yeteneğidir. Yani makinelerin insana ait karmaşık yetenekleri taklit edebilmesidir.

Peki Genel Yapay Zeka?

Genel yapay zeka ise, yapay zekanın insan seviyesi ya da daha üzerinde işlev görebilmesi, yani mantık yürütme, muhakeme etme, anlama, hatırlama gibi tüm fonksiyonları yerine getirebilmesi olacaktır. Şu an genel yapay zekaya ulaşıp ulaşamayacağımızı bilmiyoruz ama ilerlemenin çok hızlandığı kesin.

Bunlar dünyayı nasıl değiştirecek? 

Son internet ve bilişim devrimi sadece son 20-30 yıldır içinde yaşadığımız bir süreç. Şimdi sırada en az bu kadar etki yaratacak olan yapay zeka devrimi geliyor. Makineleri bizim kurgulamamız gerekmediği, kendi kendine öğrendikleri ve birçok işlevi ve ne yapmaları gerektiğini kestirebildikleri bir dünyaya doğru ilerliyoruz.

Bu sadece teknolojik değil tüm sektörleri bugün ön göremediğimiz şekilde değiştirecek sosyolojik bir değişime doğru bizleri itiyor. Değişim bu kez çok hızlı olabilir, yani 20-30 yıl beklememiz gerekmeyecek. Ne kadar hızlı, o kadar yıkıcı bir değişim.

Bu kadar sürede nasıl oldu bütün bunlar?

Bu döngü oldukça hızlı bir başlangıç gösteriyor. Dünyanın 4 büyük şirketi yapay zekanın geliştirilmesi için 2023 yılında 125 milyar dolarlık yatırım yaptılar. Biz insanların beyni sadece 20-30 wattla 100 trilyon sinaps ile aynı anda paralel düşünmeyi başarabiliyoruz, onun için bu kadar özel bir türüz; yapay zeka ise şimdiden 2 trilyon parametre ile düşünmeye başladı bile. Yakın bir zamanda bunun on bin katı güçlü makineler yapıyor olabiliriz. 

Bu büyük değişim demek değil mi? 

Kuşkusuz öyle. Özellikle genel yapay zeka ortaya çıkarsa böylesine büyük bir değişimin içinde nasıl nefes alacağız, nasıl uyum sağlayacağız, nasıl başa çıkacağız gibi koskoca sorular olacak karşımızda. Ama bu sorular kadar önemli olan şu; bu büyük bir değişim anı önümüze kısa zamanda gelebilir, mesela 10 yıl içinde. Adım adım yaklaştığımız bir gerçek. 

Biz şimdilik yapay zeka ile sohbet edip, ona resim çizdiriyoruz sanki. Peki bu büyük değişime Türkiye ne kadar hazır?

Türkiye de dahil bütün ülkelerin önünde birkaç yıllık bir fırsat penceresi var. O fırsat penceresinden içeri girmemiz gerekiyor. Bu dönüşümü kalbi ve/veya yaşı gençlerle birlikte yapmamız gerekiyor. Şu an öyle bir yarış var ki, bakın dört tane büyük şirketin 125 milyar dolar yatırdığı bir gelecekle başa çıkmak kolay değil. Diğer yandan dünyanın iki büyük ülkesi Çin ve Amerika da bu alana ciddi yatırımlar yapıyorlar. Özetle şunu demeye çalışıyorum; bakış açısı olarak geleceği görebilen, oraya koşarken tarihi de, dünyanın konjonktürünü de anlama kapasitesine sahip, yeterince kitap okumuş, dünyayı dolaşmış insanlar olmanız lazım. Ancak o zaman düş kurabilir ve nasıl oraya gideceğimizi çözebiliriz.

Türkiye’de kurumlar, devlet ne yapmalı?

Benim görebildiğim kadarıyla bu konuya büyük bir ilgi var. Özellikle büyük şirketlerimiz işe koyulalım, bir şeyler yapalım diye adımlar atmaya başladılar. Önceliğimiz nitelikli insan yetiştirmek olmalı, bunu acil yapmamız gerekiyor. 

“Veri stratejisi” dediğimiz zaman bunun ne anlama geldiğini bilen insanların sayısını arttırmak gerekiyor. Bu anlamda istek var, niyet var. Şimdi bir yol haritası oluşturmak lazım. 

Adımları ne olmalı bu haritanın?

Birincisini söyledim; kalbi ve/veya yaşı genç insanlar gerekiyor. Öngörü ve vizyon sahibi küçük takımları, grupları bir araya getirip onları olabildiğince serbest bırakmak gerekiyor. 

Yani bizim alıştığımız “çerçeveyi çizdik, onun içine uyum gösterin, benim size söylediğim şu hedef için koşun” demememiz gerekiyor.

Sonraki adım yapay zeka konusunda bilimsel araştırma yapmamız ve bunu üniversitelerde desteklememiz gerekliliği. Türkiye’de bu konuları bilen, üzerine çalışan pek çok profesör, akademisyen var. Üniversitelerde bu konuda enstitüleri ve laboratuvarları kurmak ve desteklemek gerekiyor. 

Başka bir adım bu alanda ekosistem oluşturmamız gerekiyor. Devlet bu konuda teşvik edici, kolaylaştırıcı ve destekleyici olabilir.

İşsizliğin yapay zeka ile birlikte bir periyod boyunca artmasını bekliyoruz. Elbette yeni işler çıkacak ama insanın o kadar hızlı yeni becerileri kazanma olasılığı yok. Bu yüzden hem beyaz hem de mavi yaka çalışanlar, yapay zekanın verimliliği arttırmasıyla işsiz kalma riskiyle karşı karşıya olacaklar. 

İŞSİZLİĞİN YAPAY ZEKA İLE BİRLİKTE ARTMASINI BEKLİYORUZ

Yapay zeka, Türkiye ekonomisini nasıl etkiler? İşsizlik artar mı ya da neler olabilir?

İşsizliğin yapay zeka ile birlikte bir periyod boyunca artmasını bekliyoruz. Elbette yeni işler çıkacak ama insanın o kadar hızlı yeni becerileri kazanma olasılığı yok. Bu yüzden hem beyaz hem de mavi yaka çalışanlar, yapay zekanın verimliliği arttırmasıyla işsiz kalma riskiyle karşı karşıya olacaklar. 

Yapay zeka gelişirken dünyanın enerjini (su, elektrik) nasıl kullanıyor?

Yapay zekanın çok büyük bir enerji ihtiyacı var. GPT 3 eğitilirken 1 GW enerji kullandı. Bugün sadece tek bir resim çizdirdiğimizde yarım litre su ve bir telefon şarjı kadar enerji harcıyoruz. 10 bin civarında veri merkezi inşa halinde, hepsi çok ciddi enerji tüketiyor olacak. Su an ki kullanılan mimariler ile 8 milyarın bunu kullanabilme olanağı yok, sürdürülebilir bir durum değil.

Murat Aksoy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir