Erdoğan’ın yumuşama mesajı

Erdoğan’ın yumuşama mesajı

Siyasette diyalog Türkiye için ne kadar önemliyse, bu diyalogun çeşitli demokratik ve politik kurumlara, hatta hukuk makamlarına da yansıması önemli. Erdoğan ve Özel arasındaki diyalog, örneğin iktidar yanlısı seçmen ile muhalefet yanlısı seçmen arasındaki, yani halk arasındaki diyalog ve hoşgörünün de önünü açabilmesi.

2024 Yerel Seçimleri’nin ardından Türkiye’de rüzgar muhalefet lehine esmeye başladı. Bu rüzgar, mevcut politik kurumların niteliğini en azından kağıt üzerinde değiştirebilecek mi?

Başta CHP olmak üzere muhalefet bloğu için mühim olan, siyasi kurumların da benzer bir “yumuşama” gösterebilmesi. Örneğin 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı ekseninde yaşanan gerginlikler, halen daha muhalefetten yana esen rüzgarın Türkiye’nin yumuşatmaya yeteceği sinyallerini vermedi. Ancak Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında açılan diyalog kanalı, Türkiye’nin ihtiyacı olan bir yumuşamanın belki yarın değil ama, yakın zamanda ulaşılabilecek bir gerçeklik olduğunun sinyallerini veriyor.

Nitekim Türkiye’nin belki de en çok özlediği şey de zaten diyalog ortamının ta kendisi. Siyaseti farklı medyanlardan farklı hedef gruplarına yapılan düşmanlaştırıcı söylemlerden kurtarabilmek yalnızca siyasal iletişim bakımından değil, vatandaşın bir arada hoşgörülü ve özgür bir biçimde yaşayabilmesi bakımından da bir ihtiyaç.

TÜRKİYE’NİN BELKİ DE EN ÇOK ÖZLEDİĞİ ŞEY DİYALOG ORTAMI

Nitekim Türkiye’nin belki de en çok özlediği şey de zaten diyalog ortamının ta kendisi. Siyaseti farklı medyanlardan farklı hedef gruplarına yapılan düşmanlaştırıcı söylemlerden kurtarabilmek yalnızca siyasal iletişim bakımından değil, vatandaşın bir arada hoşgörülü ve özgür bir biçimde yaşayabilmesi bakımından da bir ihtiyaç. Bir taraftan, Türkiye siyasetini bu tarz kutuplara iten de başkanlık sistemi oldu. Diğer taraftan, sistem kendi içerisinde kendi muhalefetini yaratmaya başladıkça, olası çözüm önerileri de siyasi bir zorunluluk olarak dikkate alınacaktır kuşkusuz.

Erdoğan’ın Özel ziyaretinin ardından sarf ettiği “iadei ziyaret” mesajı da, böyle bir zorunluluğun bir sonucu olsa gerek. Erdoğan bizzat, Özel’in ziyaretinin ardından mutlaka CHP’yi ziyaret edeceğini, Türkiye’nin böyle bir ziyarete ihtiyaç duyduğunu, bu ve benzeri diyalogların da Türkiye siyasetinde bir yumuşama sürecini başlatacağını ifade etti.

Erdoğan’ın sarf ettiği bu açıklamaları son derece değerli bulmakla birlikte, siyaset ortamının kurumların niteliğinden bağımsız düşünülmemesi gerektiği kanaatindeyim. Siyasette diyalog Türkiye için ne kadar önemliyse, bu diyalogun çeşitli demokratik ve politik kurumlara, hatta hukuk makamlarına da yansıması önemli. Erdoğan ve Özel arasındaki diyalog, örneğin iktidar yanlısı seçmen ile muhalefet yanlısı seçmen arasındaki, yani halk arasındaki diyalog ve hoşgörünün de önünü açabilmesi. Benzer bir dönüşüm, hukuk makamlarında, kamusal alanlarda, yani insanların iç içe yaşadığı ve demokrasinin gereği olarak siyasal görüşlerinden bağımsız, yalnızca insan olarak kayda alındığı tüm alanlarda yaşanmalı.

Böyle bir dönüşümde de siyasetin kendisi kadar iletişim boyutu etkili olacak şüphesiz. Türkiye geçtiğimiz yıllarda düşmanlaştırıcı, ayrıştırıcı bir siyaset dilinden maalesef çok çekti. Bugün, her ne kadar geçmişte bu dilin önemli kullanıcılarından olan bazıları artık siyasette eskisi kadar aktif değilse de, kağıt üzerinde ana muhalefet ve iktidar partisi en azından kurumsal olarak ayrı.

CHP’nin geçirdiği liderlik değişimi, Türkiye’nin siyaset alanı ve dili için köktenci bir değişim yapmaya yeterli olur mu, şimdilik bir şey söylemek için çok erken. Ancak bugün atılan adımlar da zaten meyvesini yarın verecek.

Çağın Tan Eroğlu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir