Siyasetin finansmanı sorunu: “Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz”

Siyasetin finansmanı sorunu: “Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz”

Altınok’un beyanı gösteriyor ki Cumhur İttifakının başkan adayı gayrimenkul zengini. Uzun süre belediye başkanlığı yapmış bir kişinin mal varlığındaki bu göz alıcı durum Altınok’un rakipleri tarafından eleştirilmekte.

Seçim sürecinde son düzlüğe girilirken rekabet kızıştı. Taraflar birbirlerinin açığını yakalamaya çalışıyor. AKP ve CHP’ye yakın medya organları ve o platformlarda çalışan partilerin kanaat teknisyenleri rakibin aleyhine olacağı değerlendirilen malzemeyi olumsuz bir algı oluşturmak için işliyor. Bu aralar ise iki konu revaçta: Cumhur ittifakına yakın basın organları CHP İl Binası satış sürecindeki para sayma görüntülerini dillerinden düşürmüyor. Bazı CHP’li parti sorumluların neredeyse her bankacılık işleminin dijital bir şekilde yapıldığı bir ortamda yüklü miktarda nakit parayı elle sayması şüpheli görünmekte. O kadar para neden nakit sayıldı? Alım-satım işlemi için neden banka gibi parasal işlemleri kayıt altına alan bir mekanizma kullanılmadı? Parayı verenler o kaynağı nereden buldu? Bu görüntüler 4.5 yıl sonra neden servis edildi? İddialar havada uçuşmakta. 

Bu gündeme karşı CHP medyası Ankara Büyükşehir’in Cumhur İttifakı adayı Turgut Altınok’un servetini gündemde tutuyor. Sayın başkan adayı önce mal varlığını açıklamaya yanaşmamış, sonra Mülk Allah’ındır diyerek konuyu başka bir mecraya çekmiş, en sonunda ise mal varlığını bir kısmını açıklamak zorunda kalmıştı. Altınok’un beyanı gösteriyor ki Cumhur İttifakının başkan adayı gayrimenkul zengini. Uzun süre belediye başkanlığı yapmış bir kişinin mal varlığındaki bu göz alıcı durum Altınok’un rakipleri tarafından eleştirilmekte. Başkan adayının siyaset yoluyla zenginleştiği bazen açık açık, çoğu kez ise ima yoluyla dile getiriyor. 

Bu iki olay aslında her biri kendi bağlamlarında değerlendirilecek meselelere karşılık gelmekte. Ayrıca hem kişilerin hem de tüzel kişilerin mülkiyet edinme hakkı var. Dahası bir mülk edim işleminin yasal veya ahlak dışı bir içeriğe sahip olup olmadığı ancak mahkeme kararıyla belirlenebilir. Ancak Türkiye’de siyasetin finansmanı bakımından yapısal bir sorun olduğu da açıkça ortada. Parti veya kişi adı önemli olmaksızın bu hususun daha nüanslı bir şekilde değerlendirilmesi gerek. 

Siyasetin finansmanı sorununu tam olarak çözmek imkansız. Çünkü siyaset oldukça pahalı bir iş haline geldi. Topluma ulaşmak için yüklü miktarda kaynağı gözden çıkarmanız gerekiyor.

TÜRKİYE’DE SİYASETİN FİNANSMANI YAPISAL BİR SORUN

Bu bahiste önce üyelik-aidat ilişkisine bakılmalı. Bizde siyasi partiler, özellikle de ülke çapında iddiası olan partiler üye sayılarını arttırmaya çalışırlar. Ama üyelerin çoğu partilere maddi destek vermez. Buna rağmen üyelikleri devam eder. Bilindiği üzere partilerin para trafiğini şeffaflaştırmanın en iyi yolu onu demokratikleştirmektir. Bu bağlamda parti, üyelerden yeterince destek toplayabilirse maddi açıdan belli bir yeterliliğe kavuşur. Ayrıca desteklediği partiye üye olan ve üyeliğin gereği olarak maddi destek de bulunan kişiler partilerini denetler. Bir milyon üyesi olan bir parti o üyelerin tamamından kaynak toplayabilirse üye sayısınca denetçiye kavuşur. 

Parti finansmanı açısından bir diğer önemli nokta belediyelerdir. Belediyelerin yarattığı kent rantı türlü yolsuzluk tartışmalarının konusu olmaktadır. İmarla ilgili kararların oydaşma içinde alınması geçici bir çözüm olabilir. Daha kalıcı yol ise dönem sınırlamasıdır. Kamu yöneticilerinin geldikleri görevde kalma süresinin sınırlanması keyfi davranışları en aza indirecek ve kamunun siyasetçiden daha fazla hesap sormasına yardımcı olacaktır.  

Tabii siyasetin finansmanı sorununu tam olarak çözmek imkansız. Çünkü siyaset oldukça pahalı bir iş haline geldi. Topluma ulaşmak için yüklü miktarda kaynağı gözden çıkarmanız gerekiyor. Bu durum ise siyaset yapma iddiası olan parti ve kişileri zorlamakta. Sonuç olarak siyasette yozlaşma olgusunun önüne geçmek için para harcamakla siyaset yapmak arasındaki bağın yeniden düşünülmesi bir zorunluluk. Aksi takdirde alınan her önlem bir süre sonra geçersiz hale gelecek.

Armağan Öztürk
Latest posts by Armağan Öztürk (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir