Güçlü İmamoğlu-zayıf CHP denklemine doğru

Güçlü İmamoğlu-zayıf CHP denklemine doğru

Atak ve güçlü İmamoğlu ile zayıf, kırılgan ve hantal CHP arasındaki gerilimin kendini nasıl yeniden üreteceğini ise şu aşamada bilmiyoruz. Kılıçdaroğlu kalsaydı, ihtimal ki CHP yönetimi İmamoğlu’nu terbiye etmeye çalışacak, onun politik eylem kapasitesini sınırlayacaktı. Ama Özer’in varlığı veya Özer liderliğine İmamoğlu desteği partiyi tam anlamıyla değiştirmeye yetmiyor.

Çok zor bir seçime hazırlanıyor İmamoğlu. Aslında karşısındaki aday İmamoğlu kadar popüler değil. Bürokrat-siyasetçi bir figür Murat Kurum. Ama 2019’tan çok farklı koşullar var Türk siyasetinde. Muhalefet parçalandı. İYİ Parti ve DEM başta olmak üzere tüm muhalif partiler CHP’li başkana karşı aday çıkardı. Bu nedenle anketlerde İmamoğlu ile Kurum arasındaki fark kapandı. Kendisine karşı birleşmiş geniş bir koalisyona ve İmamoğlu’nu çiğ çiğ yemeye hazır güçlü parti içi muhalefete rağmen başkanın siyaset dilindeki rahatlık dikkat çekici.

Machiavelli’nin aslan-tilki diyalektiğindeki aslana benziyor İmamoğlu. Cesur ve cüretkâr. Tabii bu durumun, yani bu denli göze batmanın bazı olumsuz sonuçları da var. İmamoğlu’nun liderliğine yönelik mensubu olduğu parti içinde güçlü bir direnç söz konusu. Bu durum başkanın liderlik kapasitesini aşağıya çekiyor. Çünkü asabiye olmaksızın lider olarak kalmak imkânsız. Asabiyeyi sağlama noktasında sadece halka güvenip elitlere sırt çevirdiğinizde ise kaçınılmaz bir şekilde sağ popülist çerçeveye sıkışıyorsunuz.

Popülist ve şahsiyetçi dilde somutlaşan İmamoğlu siyaseti karşısında CHP’nin kurumsal yapısı ise kırılgan. İmamoğlu’ndan CHP’ye geçtiğimizde özgüvenli liderliğin yerini çok sayıda hizbin birbirlerini yok etmeye çalıştığı kaotik bir ortam alıyor. Demokratikleşme iddiasıyla yola çıkan ama tabanına güvenmediği için öz seçim yaptırmayan bir yönetim var karşımızda. AKP’nin icraatlarına parlamento zemininde karşı çıkan dar politik muhalefet kalıpları ise yerli yerinde durmaya devam ediyor. Bu bağlamda Özer, Baykal ve Kılıçdaroğlu örneklerini takip etmekte.

Her hangi bir ideolojik yenilenme yok. Partiye yeni kadrolar gelmiyor. CHP siyaseti uzun yıllardır parti içinde siyaset yapan profesyonel bir azınlığın, mesleği particilik olan bir kesimin elinde. CHP bu hâliyle iktidar adayı olmaktan çok rejimin muhalefeti niteliğinde bir parti. Yani son 22 yılda olduğu üzere ülkeyi AKP’nin yönettiği ve değiştirdiği bir siyasal bağlamda CHP’nin rolü iktidar partisine itiraz edip oyunu kuralları içinde devam ettirmekten ibaret.

Atak ve güçlü İmamoğlu ile zayıf, kırılgan ve hantal CHP arasındaki gerilimin kendini nasıl yeniden üreteceğini ise şu aşamada bilmiyoruz. Kılıçdaroğlu kalsaydı, ihtimal ki CHP yönetimi İmamoğlu’nu terbiye etmeye çalışacak, onun politik eylem kapasitesini sınırlayacaktı.

Ama Özer’in varlığı veya Özer liderliğine İmamoğlu desteği partiyi tam anlamıyla değiştirmeye yetmiyor. Tabandan liderliğine doğru kapsayıcı bir değişiklik olmadığı ve bahsi geçen değişiklik partinin eylem ve söylemlerinde baskın bir konuma ulaşmadığı müddetçe CHP’deki iktidar kısırlığı devam edecek gibi.

Armağan Öztürk
Latest posts by Armağan Öztürk (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir