Gençlerin herhangi bir partiye bağı yok. Partiler üstü halinde birleşiyorlar. Parselci milliyetçi söylemlerden, “kader” diyen rantiyecilerden, “Atatürk yaşasaydı” diyen cumhuriyetçilerden bıkıp usanmışlar artık. Kendi geleceklerini, kendi demokrasilerini, kendi onurlarını, değerlerini korumak için sokaktalar.
Gamsız, apolitik, asosyal denilen, sürekli uyuduğunu zannettiğimiz zzzzz kuşağı bir anda savaşçı arıların kovanını koruma mücadelesi ile gündem oldu. Duyduğumuz zzzz! sesi, onların uyuma sesi değil ortak mücadele gücünün sesiymiş. Diktatörlüğe, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, ben yaptım olduculuğa bir gecede inanılmaz tepki verdiler.
2013 yılında ağabeylerini, ablalarını ekranlardan seyreden ikinci kuşak Z gençleri adeta partiler üstü bir şekilde birleşip patladılar. 2013 yılının kahramanı ağabey ve ablalarda onlara katılınca, mecburen Chp yıllar sonra muhalif tepki vermek zorunda kaldı. Muhalif partiler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar sokağa inmek zorunda kaldı.
Gençlerin herhangi bir partiye bağı yok. Partiler üstü halinde birleşiyorlar. Parselci milliyetçi söylemlerden, “kader” diyen rantiyecilerden, “Atatürk yaşasaydı” diyen cumhuriyetçilerden bıkıp usanmışlar artık. Kendi geleceklerini, kendi demokrasilerini, kendi onurlarını, değerlerini korumak için sokaktalar. Kolay değil. Yemin ederim kolay değil. Kadını, erkeği gözyaşı bombalarına, tazzikli sulara, plastik mermilere karşı direnmek. Dün müdahale edilen bir yerden olay yatıştıktan on dakika sonra geçtim. Gözlerim, boğazım yandı.
Koltuk uğruna bu çocukların böyle eziyet çekmesine razı olmak bence affedilmeyecek bir günah. Umarım Allah’ta affetmeyecektir.
Ekonomik sorumlu Erdoğan. 2009 yılında “kriz bizi teğet geçecek” dedi ve dediği nispeten çıktı. O günden beri ekonomiyi gerçekten bildiğine inandı. 2009 dan Türkiye’nin verdiği deli kazanca gelen yabancı para, ülkeyi 2013 yılında terk edene kadar güllük gülistanlık yaşadık. 2013 yılı sonunda şapka düştü kel göründü. Artık gerçek ekonomislere ihtiyacı vardı ekonominin, durgun suda gemi yüzdü tamam da, artık kasırga zamanıydı. Erdoğan’ın ekonomik bilgisi değerlendiremem tabi ama, ekonominin başına getirdiklerinin bilgisi Erdoğan’ın fikirlerine ters düşemezdi. Sonuçta sürekli ekonomik krizler geldi. Şimşek gitti, Albayrak gitti, Ağbal gitti, canım Naebati bile gitti. Erdoğan baş sorumlu iken cezayı bu isimler ödedi. Ardından hakaretler edilen Şimşek kurtarıcı olarak işin başına getirildi. Yine Erdoğan faktörü çıktı. Başarısızlığın kurbanı da hazır nasılsa; Bay Şimşek.
Özellikle son on yılda, Türkiye her alanda, her konuda inanılmaz geri gitti. Ahmet Ümit, Yırtıcı Kuşlar Zamanı isimli romanında bu dönemi harika anlatmış; “"Zenginler daha da zenginleşti ama sayıları azaldı. Fakirler daha da fakirleşti ve sayıları hiç olmadığı kadar arttı."
Başarılan iki konu var. Birincisi, her yere cami yaptılar. Sadece Cuma günleri dolan onun dışında geleni gideni olmayan camiler. O kadar çok cami yaptılar ki, zannedersin Türkiye yeni Müslüman oluyor. İkincisi ise savunma sanayi.
Şimşek programı; Şimşek ve Merkez bankası ekibinin programını, uygulamalarını beğenmeyebilirsiniz ama liyakatli oldukları bir gerçek. Tek adam rejiminde ellerinden geldiği kadar objektif yönetim göstermeye çalışıyorlar ama başarılı olmaları imkansız.
Şimşek’in programının omurgası sıcak para ve istikrarlı kurdan oluşuyor. Ardından bütçe disiplini geliyordu. Bir gecede omurga neredeyse kırılıyordu. Disiplin ise artık Allah’a emanet.
İmamoğlu’nun diploma iptali haberi ile birlikte dövize alış geldi. MB bekledi, bekledi en sonunda müdahale etti. Ardından İmamoğlu’nun evine sabaha karşı baskın düzenlendi. Yine dövize alış geldi ama bu sefer dövize baskı da erken geldi. Dövizin bir miktar yukarı gidip TL nin değer kaybetmesi işe bile yarayabilirdi ama fazlası omurgayı kırardı.
Yine kimsenin tam bilemediği meblağ döviz, piyasaya sürülüp yangın söndürülmeye çalışıldı. Financial Times, üç günde yakılan paranın 12 milyar dolar olduğunu yazdı. Hakan Kara hoca 23 milyar dolar diyor. Kerim Rota 25 milyar dolar diye yazmış. Ne kadarı MB müdahalesi ne kadarı kamu bankalarının arka kapısından oldu acaba?
Mart 2024 sonu swapsız net rezerv eksi 65 milyar dolardı. 14 Mart 2024 tarihinde artı 65 milyar dolar oldu. On bir ayda kasaya giren, girmesi için torunumuzun torununu borca sokan 130 milyar doların 25 milyar doları üç günde koltuk sevdasına yakıldı.
Cary tradecilerin kaçışı paniğe dönüşmesin, bankalar ve vatandaş dövize koşmasın diye MB hemen gecelik borçlanma faizini %42 den %46 yükseltiverdi. Dalgalanma kırılmaya dönüşmeden durulabilir. MB’nın attığı adımlar ve müdahaleler mantıklı. Ama unutulmasın; MB kasasındaki para bizim değil. El sikkesi ile düğünde bir yere kadar.
14.03.2025 TCMB ve BDDK verilerine göre;
Yabancı portföy; ilgili hafta 480 milyon dolarlık hisse aldılar. Şubat başından bu yana alışları 1 milyar dolara yaklaştı. Görüp görebileceğimiz bu. Bu hafta fazlasıyla sattılar sanırım. 1,5 milyar dolara yakında tahvil almışlardı; bu hafta fazslasıyla satmışlardır.
MB ve DTH; MB nın her üç rezervi de ilgili hafta hafiften artış gösterdi. Brüt rezerv 171 milyar dolar, net rezerv 74 milyar dolar ve swapsız net rezerv 65 milyar dolar. Uzun süre bu rezervler rekor olarak kalacak gibi duruyor. DTH hesapları ilgili haftayı 1,5 milyat dolar artarak kapadı.
Krediler; ilgili hafta kredi kullanımı normal seyir etti. Ortalama bireysel kredi faizleri %60, ticari kredi faizleri %50 seviyesine iyice yaklaşırken, üç aylık mevduat fazileri %50 altını gördü nihayet.
Dünya emtia endeksi; Altı hafta önce; “bir müddet 103 puan ile 107 puan arasında oyalanacaktır. Sonraki hedefi 110 puan olacaktır sanırım” tahmininde bulunmuştum. Geçen haftayı yine 105 puandan kapadı.
Dolar/TL; Beni takip edenler hatırlar. 2024 başından itibaren “dövizde değil TL faizde kalın” diye yazdım sürekli. 2025 başından beri ise “TL çok değerlendi, MB kasasındaki döviz bizim değil, usul usul döviz alın” demiştim. Şubat başında ise “dövizde Şubat sonu ile Temmuz başı arasında yukarı hareket olabilir” diye yazdım. Euro ile başlayan hareket İmamoğlu olayı ile tüm dövizlere yansıdı. Henüz korkulacak bir durum yok. Sert çıkış dengelendi. Bu hafta 36,60 liranın altına gelmezse kendine yeni bir dar bantta yukarı kanal oluşturabilir ve son üç aydır olduğu gibi yavaş yavaş artabilir. Gerginlik paniğe dönerse neler olur görürüz. Perşembe ve Cuma günü satılan hisse ve tahvil dönüşleri haftaya dövizde talep artışına yol açacaktır. Bakalım Bu hafta Pazartesi ve Salı gününü nasıl yönetecekler? Artık 41.100 yeni hedef.
ABD 10 yr tahvil; %4,30 altında kalırsa hedef %3.95 olacak ama, iki haftadır %4,30 üstünde kalmayı beceriyordu, geçen haftayı %4,25 kapadı. %3,95 hedefi daha yüksek olasılık artık.
Eur/Usd; Geçen hafta; “1,0870 direncini kırmaya çalışıyor. Bir süre daha kıramazsa sert bir gevşeme olabilir” demiştim. Haftayı 1,0814 seviyesinden kapadı. 1,06 ile 1,0635 arası bir yere kadar gevşeyecek gibi.
Bist100; Haftayı çok kötü kapadı. Piyasanın en sert tepki gösteren ürünü oldu. Perşembe gününü tarihi bir işlem hacmi ile düşerek kapadı. Cuma hacimli gevşemeye devam etti. Tecrübelerim uzun süre kendine gelemeyeceğini söylüyor. 10500 puanda bir boşluk (gap) bıraktı. Dönüp eninde sonunda o boşluğu dolduracaktır ama nereye kadar düşeceğini bilemiyorum. Bankacılık endeski bu hafta %26 değer kaybetti. 2000 yılından beri böyle bir düşüş yaşamamıştı. Bankaları böyle satabilecek güç sadece yabancılarda var. Fiyatlar biraz fazla düştü o yüzden alım gelebilir ama bundan sonra 10000 puana doğru her hareket satışla karşılanacaktır bence. 8600 destek ama ana destek 7200 puanda. 8600 puana emin olamıyorum ama 7200 puanın aşağı kırılması bana göre zor.
Dolar bazında 2023 Temmuz ayından gelen “yükselen kanalını” aşağı kırdı. Bu hafta yeniden 2,60 dolar üstüne çıkamazsa düşüş devam eder. 2,42 dolar üstünde kalmayı becerirse en azından düşüş biter, yataya geçeriz. Yoksa 2,00 ile 2,16 dolar arasında bir yere gevşeyebilir.
Ham ve brent petrol; İki hafta önce söylediğim gibi diplerinden yukarı hareketlendiler. Ham petrol haftayı 67,89 dolardan kapadı, hedefi önce 70 dolar sonra 73 dolar. Brent petrol ise haftayı 72,11 dolardan kapadı. Hedefi önce 73,65 dolar, sonra 75,50 dolar.
TR tahvil; Acaip satış geldi. İki yıllık tahvil faizleri bir yıl önceye geri fırladı. 10 yıllık tahvil faizlerinde ise resmen panik satışı olmuş. Her ikisi de alınabilir aslında ama Türkiye’nin her gecesi her sabahı ayrı bir bilinmezlik.

Yorum Yazın