Deyim yerindeyse vatandaşlarımız önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinde nihai kararını vermek için öncelikle bir ‘‘deneme-sürümü’’ kullanmayı tercih etti. Bir başka deyişle ‘‘siyasi test sürüşü’’ yapmak istedi.Atatürk’ün yıllar önce belirttiği gibi Türk milleti zekidir. Yerel seçimler vasıtasıyla halkımız hem ülkeyi yöneten iktidar partisine sert bir uyarı mesajı verdi, hem de Türkiye genelinde iktidar olmak isteyen ana muhalefet partisine kendisini kanıtlaması için bir fırsat sundu. Deyim yerindeyse vatandaşlarımız önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinde nihai kararını vermek için öncelikle bir ‘‘deneme-sürümü’’ kullanmayı tercih etti. Bir başka deyişle ‘‘siyasi test sürüşü’’ yapmak istedi.Bu bağlamda, ana muhalefet partisinin izleyeceği siyaset anlayışı ve halka vereceği belediyecilik hizmetleri bir sonraki Türkiye genel seçimlerin neticesini direkt etkileyecek önemli bir faktör olacak. Eğer ana muhalefet partisi Türkiye’yi yönetmek istiyorsa tarihinin en önemli ve kritik dönemine girdiğinin farkına varması lazım. Artık bahanesi yok. Çünkü halk topal ördeği artık hızlı bir arabaya çevirdi. Arabanın test sürüşüne göre önümüzdeki yıllarda halkın siyasi tercihleri kalıcı şekilde değişebilir.
Test sürüşünün başarıyla sonuçlanması için ana muhalefet partisinin yapması gereken genel bir ön şart var. Yönettiği şehirlerde şatafattan, kibirden, lüksten uzak durmak; insan ve iş ilişkilerinde sadece liyakatı ve dürüstlüğü dikkate almak; sahada çok çalışmak, halkın hayatına dokunacak eserler ve hizmetler yapmak.
TEST SÜRÜŞÜNÜN BAŞARISI İÇİN ANA MUHALEFETE DÜŞENLER
Test sürüşünün başarıyla sonuçlanması için ana muhalefet partisinin yapması gereken genel bir ön şart var. Yönettiği şehirlerde şatafattan, kibirden, lüksten uzak durmak; insan ve iş ilişkilerinde sadece liyakatı ve dürüstlüğü dikkate almak; sahada çok çalışmak, halkın hayatına dokunacak eserler ve hizmetler yapmak. Tüm bunları yaparken de toplumun her kesiminden insanları ayrıştırmadan kucaklamak.Bu genel ön şarttan sonra belediyelerin başarısı için yönetim performansları önemli bir rol oynayacak. Olası olumsuzlukların engellenmesi için parti yönetimin şimdiden kurumsal kalite kontrol sistemlerini uygulamaya alması ve kendi belediyelerinin denetimlerini sıkıca yapması gerekiyor. Partinin kurumsal kaderi seçilen belediye başkanlarının şahsi becerilerine ve kararlarına bırakılmayacak kadar önemli.Organizasyonların yönetimi üzerine doktora yapmış ve bu konulara oldukça kafa patlatmış bir vatandaş olarak öncelikli önerilerim şu ana başlıklar olacaktır.Kamu kaynaklarının uygun ve etkili kullanımı
Vatandaşlar olarak en büyük sorunumuz paramızın nerede ve nasıl harcandığını bilmiyor oluşumuz. 2019 yılında Ekrem İmamoğlu İBB başkanı seçildiğinde artık belediyeye ait kamu kaynaklarının cemaat ve tarikatlara verilmeyeceğini açıklamıştı. Bu demek oluyor ki geçtiğimiz onlarca sene bu yönde bir uygulama varmış. Bu bağlamda kamu fonlarının bağımsız olarak denetleniyor olması şeffaf ve hesap verebilir bir belediyecilik için kritik öneme sahip. Bağımsız denetim kuruluşları, kamusal kaynakların etkin, ekonomik ve adaletli bir şekilde kullanılıp kullanılmadığını düzenli aralıklarla değerlendirmeli ve kamuoyu ile paylaşmalı. Halkın, özellikle muhalif seçmenin, denetleme süreçlerinden emin olması ve raporların doğruluğından şüphe duymaması gerekir. Denetimler sırasında olası yolsuzluk veya hatalar ortaya çıkarsa bunun parti yönetimi tarafından kamuoyuyla hemen paylaşılması gerekir. Siyasette ‘‘kol kırılır yen içinde kalır’’ anlayışı olmaz! Bir yanlış yapan varsa, yanlışıyla birlikte ifşa edilmeli ve partiyle ilişkisi hemen kesilmelidir. Malum, geçtiğimiz senelerde iktidar partisinin İstanbul ve Ankara belediye başkanları görev süresi devam ederken yukarıdan gelen bir emirle görevlerinden istifa etmişlerdi. Bunun nedeni hiçbir zaman tam açıklanmadı. O günden beri de halkın o şehirlerde iktidar partisine olan teveccühü azaldı. Karar alma süreçleri ve harcanan kaynaklar hakkında şeffaf bilgilendirme yapılması halkın gözünde siyasi partileri yüceltir. Yerel yönetimler, vatandaşlara hesap verebilirlik açısından bu bilgi ve haber akışını eksiksiz ve düzenli sağlamalıdır.Şehirlerdeki kamu yönetiminin iyileştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma, verimlilik ve vatandaş memnuniyeti açısından hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda katılımcı yönetim yaklaşımı sorunların çözümünde en etkili yöntemlerden biridir.
YÖNETİM FAALİYETİNİTN İYİLEŞTİRİLMESİ
Şehirlerdeki kamu yönetiminin iyileştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma, verimlilik ve vatandaş memnuniyeti açısından hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda katılımcı yönetim yaklaşımı sorunların çözümünde en etkili yöntemlerden biridir. Aslında vatandaşlar sorunların ne olduğunu ve çözümlerini çok iyi biliyorlar. Onları dinlemek birçok sorunun etkin çözümü için yeterli olabilir. Bu yüzden her kesimden halkın katılımını teşvik eden yönetim modelleri geliştirilmeli ve yerel halkın görüşleri ve ihtiyaçları ön planda tutulmalıdır. Burada ‘‘her kesimden’’ kısmını vurgulamak isterim. Yoksa birçok belediye başkanı yönettiği şehirlerde katılımcı yönetim yaklaşımları sergilemeye çalıştılar ancak bu yaklaşımlar genellikle ‘‘kendim çaldım, kendim oynadım’’ kısırlığından öteye geçemedi. Belediyeler partinin değil, tüm halkın malıdır. Bu yüzden sadece parti üyelerinizin ne düşündüğüni dikkate alarak hareket ederseniz, yarı yolda kalırsınız.Yönetim süreçlerinin etkinleştirilmesi için ayrıca alanlarında uzman profesyonel yöneticilerden danışmanlık alınmasında fayda var. Örneğin, partinin siyasi danışmanları şehirlerin futbol kulüpleriyle ilgili politikalara yön verecek gerekli bilgiye ve donanıma sahip değiller. Dolayısıyla futbol, turizm, ticaret, kültür gibi özel uzmanlık gerektiren konularda uzman yöneticilerden danışmanlık alınması yönetim süreçlerini olumlu etkiler. Her konuyu belediye bünyesinde çalışanlarla çözmeye çalışmak verimi düşürür.Ek olarak belediyenin yönetim kapasitesi veri analitiği araçlarıyla arttırılmalıdır. Peter Drucker’ın deyimiyle ‘‘Ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz’’. İşe alımdan personelin performans yönetimine, planlardan yatırımlara, mevcut hizmetlerin kapasitesini geliştirmekten yeni hizmetlerin sunumlarına kadar her konuda belediyelerin kararlarının arkasında verilerin olması yönetim süreçlerini geliştirir. Bir kişinin istemesiyle verilen kararların modern yönetim biliminde yeri yoktur.Akıllı şehir teknolojileri ve dijital platformlar kullanılarak şehir yönetimi iyileştirilebilir. Bu tür yenilikçi yönetim modelleri hizmet sunumunda verimliliği artırır ve kaynakların daha etkin kullanılmasını sağlar.
Yorum Yazın