İktidar bloku belli ki sürece bir ad vermişler: Tarihi Fırsat Penceresi. Bahçeli’nin Öcalan’a çağrısının MHP lideri Bahçeli tarafından yapılması sonucu ne olursa olsun siyaseten değerlidir. Ama eksiktir. Eksiklik, Türkiye’nin Kürt sorunu varlığını kabullenmemesidir.
Bahçeli’nin bir hafta önce Öcalan’a yaptığı çağrının tartışmaları sürüyor. Bu çağrı üzerine herkes konuştu, konuşmaya devam ediyor. Bu yazı yazılırken Bahçeli’nin açık çağrısı üzerine konuşmayan tek siyasi Cumhurbaşkanı Erdoğan idi.
Ancak Erdoğan’ın geçen hafta konu bağlamında çağrıyı “tarihi fırsat penceresi” olarak tanımladığını not olarak düşelim.
Benzer kavramı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk danışmanı Mehmet Uçum da kullandı. Uçum, hafta sonu yayınladığı sosyal medya mesajında/yazısında “yaşanan terör saldırısının açılan tarihi fırsat penceresini kapatmayacağını” ifade etti.
Görünen o ki, iktidar bloku başlayan yeni sürece; Tarihi Fırsat Penceresi adını uygun bulmuş.
Peki açılan bu fırsat penceresinde amaç ne?
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından anlıyoruz ki, ana amaç PKK’nın tehdit olmaktan çıkarılması. Bunun yolu da örgütün silah bırakması sonra da silahsızlandırılması.
Bu amacın gerçekleşmesi için de Öcalan’ın örgüt üzerinde varsayılan gücüne güveniliyor.
Çağrıyı yapan Bahçeli dün yaptığı konuşmada süreçle ilgili olarak bir kez daha Kürt sorunu olmadığını, Türkiye’nin terör sorunu olduğunu ifade etti. Bu bakışın Erdoğan’da da olduğunu biliyoruz.
İktidar blokunun bu söylemi bize ülkede demokratikleşmeye ihtiyaç olmadığını da söylüyor.
Oysa karşımızdaki gerçek şudur; PKK bir sonuçtur.
Neyin sonucu?
Kürt sorunu yok saymanın, sorunu demokrasi çerçevesinde çözülememesinin bir sonucu. Kürtlerin temel hak ve özgürlükler konusunda uğradıkları ayrımcılığın, kamusal alanda Kürt kimliği ile kabul edilmemesinin, özetle sorunlarının yok sayılmasının bir sonucu PKK.
Ne yazık bir kez daha PKK’yı ortaya çıkaran sorunları çözmek yerine, sonucu ortadan kaldırmayı tercih ediyoruz.
İktidar bloku liderlerinin Kürt sorunu yok demesiyle, ne yazık ki, Kürtlerin sorunları ortadan kalkmıyor.
Diğer yandan başka bir gerçek de şu ki, terör ve şiddet, Kürtlerin sorunlarını çözmenin yolu değil. Kürt sorununu çözecek olan siyasettir.
Bu aşamada esas sorun, Türkiye’de mevcut yönetim sistemi ve anlayışın, siyasi alanı nerdeyse yok etmiş olmasıdır.
Bu açıdan iktidar bloku çok arz etmese de, muhaliftin önceliği bu siyasi alanın genişletilmesi olmalıdır.
ÖCALAN ÇAĞRISININ OLASI SONUÇLARI
Bu noktada iki soru cevap arıyor.
Kürt sorunu yok sayıldığı için oraya çıkan PKK, onu ortaya çıkaran sorunlar çözülmeden silahsızlanır mı?
Bu bağlamda sorulacak ikinci soru; Öcalan çağrıyı Kandil’deki PKK’ya mı yoksa Suriye’de otonom yapı kurmuş YPG/PYD’ye mi yoksa her ikisine birden mi yapacak?
PKK’nın 2012’den bu yana güçlerinin büyük kısmını Suriye’nin kuzeyine kaydırdığını biliyoruz. Hatta dönemim Meclis Başkanı Bülent Arınç bu gelişmeler için; “Suriye’nin kuzeyinden oldu bittiye izin vermeyecek”lerini açıklamıştı.
Bu açıklamanın üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen söylendiği gibi bölgede oluşan özerk yapıyı durdurabilecek bir adım atılabilmiş değil.
Bunun temel nedeni, iktidarın adım atma imkanının olmamasıdır.
Öcalan’ın olası çağrısı Kandil’deki yani Kuzey Irak’taki örgütün silah bırakmasını sağlayabilir. Bu durumda olacak olan, PKK’nın Kuzey Irak’ta 3. bir siyasi yapı olarak ortaya çıkması olabilir. Ki, bu olasılık ABD’nin de isteyeceği bir durum olabilir.
Buna karşı Öcalan’ın olası çağrısına Suriye’nin kuzeyindeki otonom yapının nasıl bir cevap vereceği karmaşık bir durumdur.
Bunun bir nedeni, Suriye’deki siyasi istikrarın henüz sağlanamamış olmasıdır. Bir nedeni de, ABD’nin bölgedeki varlığı ve YPG’ye sağladığı korumadır.
Bu açıdan Suriye’nin kuzeyindeki özerk yapı için silah bırakacak durum söz konusu değildir.
ÇAĞRI DEĞERLİ AMA EKSİKTİR
Ne olursa olsun Öcalan’ın olası çağrısı, bunun sonucunda PKK’nın silah bırakması değerlidir. Ve bu Türkiye’nin, Türklerin, Kürtlerin yararınadır.
Bu açıdan Bahçeli’nin Öcalan’a çağrısı da, Öcalan’ın PKK’ya yönelik olası silah bırakın çağrısı ve bunun sonuç vermesi elbette değerlidir. Silahın, şiddetin bir tehdit olmaktan çıkması çok önemlidir. Ve özellikle de bu çağrının MHP lideri Bahçeli tarafından yapılması sonucu ne olursa olsun siyaseten değerlidir. Ama eksiktir.
Eksiklik, Türkiye’nin Kürt sorunu varlığını kabullenmemesidir.
Şiddetin, silahın siyaset üzerindeki vesayetinin bitmesi içerde siyasetin önünü açma olasılığı da değerlidir. Bunu sağlayacak olan kuşkusuz siyaset, özellikle de siyasi, toplumsal muhalefetin sahipleneceği siyasetle olacaktır.
Sonuçta bunun, bugünkü iktidar blokundan beklemek çok da gerçekçi gelmiyor.
Not: Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun.
Yorum Yazın