İmamoğlu’na başlatılan soruşturmada sonrasında CHP lideri gösterdiği performası ile Özel’in hakkını Özel’e teslim edelim ve sadece genel başkan değil siyaseten de lider olduğunu kabul edelim.
18 Mart akşam saatlerinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yıllar önce İstanbul Üniversitesi’nden aldığı diplomasını yine üniversite yönetim kurulu kararıyla iptal edildi. Bunun şokunu atlatamadan, 19 Mart sabahı daha büyük bir operasyon ile uyandık.
Ekrem İmamoğlu dahil olmak üzere Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın aralarında olduğu 106 kişi hakkında açılan iki soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
Bu yazıyı yazdığım saatte gözaltına alınanlar emniyetten adliyeye getirilerek savcılara ifadeye vermeye başladılar. Bu ifadelerin bitmesi, mahkemeye sevk edilmeleri ve mahkemelerin karar vermesi yarın akşama kalabilir.
Bu soruşturmaların iktidarın beklemediği sonuçlar ortaya çıktı.
Bunlardan ilki İmamoğlu artık sadece CHP’nin değil muhalefetin doğal cumhurbaşkanı adayıdır.
İkincisi CHP, ana muhalefet partisi olmasının yanında artık muhalefetteki tüm partilerin siyasi öncüsü haline gelmiştir. Bu açıdan eski CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun diyalogla kurduğu koalisyonu, bu operasyon kendiliğinden sağlamıştır. Dahası bu gelişmeler CHP içi iktidar tartışmalarına son vermiş ve partiyi kenetlemiştir.
Üçüncüsü ve belki de en önemlisi de, uzun bir aradan sonra başta üniversiteler olmak üzere insanlar sokağa, meydana çıkarak yaşananları protesto etmeye başladılar. Ve bu 19 Mart’tan bugüne her gün sürüyor. Üstelik Türkiye’nin her yerinde. Dahası bu protestolar, CHP’ye öncülük ediyor.
Dördüncüsü de, parti olarak CHP ve lider olarak Özgür Özel’in bu süreçte sergilediği performanstır.
Özel, ilk gün İBB Belediye binasına yerleşti ve çalışmalarını buradan yönetiyor.
İlk günü bir kenara bırakarak söylemem gerekiyor ki, sonraki günler akşam yapılan mitinglerde etkili konuşmalar yaptı. Şişli ve Beylikdüzü Belediyelerine yaptığı ziyaretler, orada verdiği mesajlar, kendisine yapılan destek ziyaretlerinde yaptığı konuşmalar hepsi yerindeydi.
Ve en önemlisi de partisinin yol haritası konusunda etkili bir yönetim sergiledi. Olağanüstü kurultay kararı da, soruşturmalar konusunda delillerle yaptığı itirazlarda da dersine iyi çalıştığını gösterdi.
Açıkçası bu liderlik, beni şaşırtan ama bir o kadar mutlu eden bir performans oldu. Bu yüzden Özel’in hakkını Özel’e teslim etmek boynumun borcu.
Bu arada bütün bu süreçte gözlerimiz bir kişiyi özellikle aradı: partinin bir önceki başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
Özel’in ilk akşam otobüsün üzerinde yaptığı konuşmada; Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Altan Öymen vardı ama Kılıçdaroğlu yoktu. Kendisi mi katılmak istemedi, yoksa vadet mi edilmesi bilmiyorum ama orada olması siyaseten doğru olurdu.
Ki kendisi ilk gün İstanbul’a geldi. İmamoğlu ve Çalık’ın eşlerini ziyaret etti. Bunlar siyaseten de, insani olarak da şıktı. Ama eksik olan; akşam otobüsün üstüne çıkmasa bile o gün Saraçhaneye gelerek Özel’in yanında durması siyaseten en doğru hareket olacaktı.
Gerek olağan kurultay sürecinde gerek sonrasında CHP lideri ve yönetimi ile ne yaşamış olursa olsun, böylesine olağanüstü bir konjoktürde bir önceki genel başkan olarak Özgür Özel’i ziyaret etmesi, dayanışma içinde olması CHP’nin iktidar blokuna vereceği mesaj açısından da çok önemliydi.
İmamoğlu’na yönelik bu operasyonun hukuki sonucu ne olursa olsun ama orta ve uzun vadede siyaseten tasfiye edilmek istenenin siyasi olarak daha da büyümesine yarayacaktır.
Evet ülkenin her yanında toplum kendi geleceğine sahip çıkmak üzere evinden çıktı. Bu çok önemlidir. CHP ve Özel bu sürece bugüne kadar olduğu gibi başarılı liderlik ederse siyaset, demokrasi ve Türkiye kazanacaktır.

Yorum Yazın