İşçi Partisi yeni lideri insan hakları hukukçusu Keir Starmer artık Başbakan. Seçim sonrası yapılan yorumlara bakarak söyleyebiliriz ki, İngiltere’de bir dönem değil en az iki dönemlik bir İşçi Partisi iktidarı ve yönetimi var. İşçi Partisi, Türkiye’de, CHP’nin son dönemde kullandığı “değişim” sloganıyla seçimlere katıldı. Türkiye’de de ciddiye almamız gereken bir erken seçim tartışması olduğu ve Türkiye bence 2026 ya da 2025’de yapılacak bir erken seçim sürecine girdiği için, İngiltere seçimleri önemliydi, hem Türkiye, hem de Avrupa açısından.
İngiltere seçimlerini yaptı. İşçi Partisi, kazandığı 388 sandalyeyle seçimlerde büyük bir zafer ve çok güçlü bir çoğunluk hükümeti kurma şansını elde ederken, 14 yıllık Muhafazakar Parti iktidarı da son yüz doksan yılda aldığı en kötü seçim sonucuyla bitmiş oldu. İşçi Partisi yeni lideri insan hakları hukukçusu Keir Starmer artık Başbakan. Seçim sonrası yapılan yorumlara bakarak söyleyebiliriz ki, İngiltere’de bir dönem değil en az iki dönemlik bir İşçi Partisi iktidarı ve yönetimi var. Muhafazakar Parti’nin parti içinden başlayarak kendini toparlaması uzun sürecek. Nasıl bir muhafazakar parti ortaya çıkacak? Bu konudaki belirsizlik de uzun sürecek gözüküyor. İşçi Partisi, Türkiye’de, CHP’nin son dönemde kullandığı “değişim” sloganıyla seçimlere katıldı. 1997’de Tony Blair’in tarihi zaferini tekrarlayan ve beklediğinden çok daha büyük bir başarıyla seçimleri kazandı. Seçimler ve seçim sonuçları üzerine İngiltere’de yapılan yazılı ve sözlü yorumları yakından izledim. Türkiye’de de ciddiye almamız gereken bir erken seçim tartışması olduğu ve Türkiye bence 2026 ya da 2025’de yapılacak bir erken seçim sürecine girdiği için, İngiltere seçimleri önemliydi, hem Türkiye, hem de Avrupa açısından.
İşçi Partisi eski İşçi Partisi değil; toplumun çoğu kesimi tarafından gönülden desteklenmiyor. Kendi içinde de sorunlar yaşayan bir parti. Erken seçim kararını iktidardaki Muhafazakar Parti lideri aldığı için bugün beklemedikleri büyük güçle iktidara gelen bir partiden bahsediyoruz. İşçi Partisi, kimliği, politikaları, dış siyasette tavrı, toplumla bağları, vb. sorular seçim sonrası dönemde iç siyasetin önemli bir tartışma konusu olacak.
İŞÇİ PARTİSİ İKTİDARI VE DEĞİŞİM
Yapılan yorumlara baktığımız zaman, dört noktanın ortak görüş olarak paylaşıldığını söyleyebiliriz. Bunlardan iki tanesi tümüyle İngiltere ve Britanya’nın iç siyasetine odaklanıyor. Birincisi, Brexit’ten bugünü çok kötü yönetilen, ciddi ekonomik sorunlar yaşayan, toplumun iktidar ile ilgili tepkisinin çok artmış olduğu bir süreçten geçen İngiltere’de, İşçi Parti’sinin bu durumu değiştirmede işi çok zor ve başarılı olma şansına bugün için zayıf bir olasılık olarak bakılıyor. İç siyasette ve toplum yönetiminde Starmer yönetiminde İşçi Partisi ne kadar başarılı olabilir? Bu soruya yanıt bugün için yok. İkincisi, İşçi Partisi eski İşçi Partisi değil; toplumun çoğu kesimi tarafından gönülden desteklenmiyor. Kendi içinde de sorunlar yaşayan bir parti. Erken seçim kararını iktidardaki Muhafazakar Parti lideri aldığı için bugün beklemedikleri büyük güçle iktidara gelen bir partiden bahsediyoruz. İşçi Partisi, kimliği, politikaları, dış siyasette tavrı, toplumla bağları, vb. sorular seçim sonrası dönemde iç siyasetin önemli bir tartışma konusu olacak. Bu noktalar önemli ve ilginç ama benim için Türkiye’yi ve Avrupa’yı ilgilendiren üçüncü ve dördüncü ortak görüşler çok daha önemli.
İngiltere seçim sonuçları CHP’de olumlu etki yaratacaktır, CHP’nin halkın/milletin yanında yer alan değişim söylem ve tavrı güçlenecektir. CHP, anti-iktidar oylarla kendisinin sosyal demokrat Türkiye Partisi olmasını ne kadar başarılı birleştirirse, en geç iki yıl içinde gelmekte olan erken seçimlerde o kadar başarısı olacaktır.
İNGİLTERE SEÇİMLERİ, TÜRKİYE, AVRUPA
Daha önemli olan üçüncü ortak görüşse, seçim sonuçlarını İşçi Partisi’nin zaferinden daha çok, iktidardaki Muhafazakar Parti’nin hezimetinin belirlemesiyle ilgili. Seçimlerde İşçi Partisi’ne atılan oyların çoğunluğunun, bu partinin benimsenmesi temelinde değil, iktidarın artık gitmesi gerekliliği temelinde atılan “anti-iktidar oyları” olması. Seçmen, ülkeyi yönetemeyen, siyasi, ekonomik, psikolojik krize sokan Muhafazakar iktidarın gitmesi için sandığa gitti ve İşçi Partisi’ni çok desteklemese ve politikalarını benimsemese de ona oy verdi. Değişim, “anti-iktidar oylar” ile gerçekleşti. Erken seçim sürecine girmiş Türkiye açısından bu nokta önemli, çünkü, yapılacak seçimde muhalefetin ne yaptığı ve ne söylediği kadar, belki de daha önemli olarak, değişim, kibri, bencilliği ve öfkesiyle ülkeyi ekonomik, siyasi, psikolojik krize sokmuş AK Parti’ye karşı verilecek oylarla gelebilir. Türkiye’de de, anti-iktidar oylar seçim sonuçlarını belirleyebilir. 2018’den beri oy kaybı, hatta erimesi yaşayan AK Parti’nin, bu ve önümüzdeki iki yıl içinde değişmeyeceğini ve oy erimesinin devam edeceğini var sayabiliriz. Şüphesiz ki, yürütmeci başkanlık sistemi ile yönetilen Türkiye, parlamenter sistem ile yönetilen İngiltereden farklı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın popülerliği ve toplumsal desteği AK Parti’den çok daha fazla. Fakat soru şu: toplumsal desteği hızla eriyen AK Parti’yi değiştirmesi zor gözüken Erdoğan için erken seçimleri kazanmak ne kadar mümkün? Bir de, karşısında değişen CHP ve kendisini yerel seçimlerde yenmiş yeni ve güçlü muhalefet liderleri varken. İngiltere seçim sonuçlarının CHP’de umut, Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan’da endişe yarattığını düşünüyorum. Ekonomik krizinin bütün yükünü vergi veren çalışan, emekçi, emekli ve öğrenci kesimlere yükleyen; kibrine ve bencilliğine yenilmiş AK Parti iktidarının hala halkı/milleti düşünmeyen tavrı ve söylemi devam ederken Erdoğan’ın “anti-iktidar ve değişim” oylarını engellemesi ne kadar mümkün olacak? Çok zor gözüküyor. İngiltere seçim sonuçları CHP’de olumlu etki yaratacaktır, CHP’nin halkın/milletin yanında yer alan değişim söylem ve tavrı güçlenecektir. CHP, anti-iktidar oylarla kendisinin sosyal demokrat Türkiye Partisi olmasını ne kadar başarılı birleştirirse, en geç iki yıl içinde gelmekte olan erken seçimlerde o kadar başarısı olacaktır. Türkiye’de de giderek yaygınlaşan anti-iktidar değişim ikliminin CHP’ye yaradığını söyleyebiliriz. Dördüncü olarak, İngiltere seçimlerinin önemli bir sonucu da, İşçi Partisi zaferinin ve güçlü İşçi Partisi iktidarının Avrupa’ya, özellikle seçim sürecinden geçen ve ırkçı-aşırı sağ partilerin çok güçlendiği Fransa ve Almanya’ya, daha genelde de, bir taraftan 75.yılını kutlayan NAT0, diğer taraftan dan, Macaristan gibi ülkelerin başını çektiği “İlliberal Avrupa” fikrinin giderek güçlendiği Avrupa Birliği’ne etkisi olacaktır. Tabi, bu yıl Kasım ayında Amerika’da yapılacak Başkanlık Seçimlerini ve bu seçimleri Trump’ın kazanma olasılığının yüksek olmasının Avrupa, NATO ve AB’ye olumsuz etkilerini de aklımızda tutmamız gerekiyor. Trump’ın Başkan olduğu bir Amerika’nın, NATO-AB-Jeopolitik Güvenlik üçgenine çok olumsuz etkisi olacağını ve Avrupa güvenliğinde, Gönül Tol’un saptamasıyla, “Post-Amerika ya da Amerikasız Avrupa Güvenliği” dönemini başlatacağını var sayabiliriz. İngiltere ve Türkiye, NATO-AB ile ilgili ama AB üyesi olmayan ve güçlü güvenlik yapıları olan ülkeler olduğu için, İngiltere-Türkiye ve bu bağlamda İngiltere-Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yeni bir dönem başlayabilir. Bu süreci, özellikle İşçi Partisi’ne yakın olabilecek CHP’nin aktif pozisyonda iyi izlemesi gerekiyor. Yeni Soğuk Savaş ve Üçüncü Dünya Savaşı olasılıklarının komplo değil, aksine ciddi olarak tartışıldığı Batı-sonrası Dünya’da, İngiltere’de yaşanan iktidar değişiminin sonuçları sadece erken seçim sürecine girmiş Türkiye’yi değil, Avrupa’yı da yakından ilgilendirecektir.
Yorum Yazın