İnsanın eylemini belirleyen “kurnazlık” olunca bu yeni gelişmeleri de kendi lehine çevirecek yeni oyun planları üretmeye devam edecektir. Bu planların içinde başka provakasyonlarla “olağanüstü hal” ilanı gibi yollar bile denenebilir. Onun için başta CHP olmak üzere muhalif güçlerin sakin bir biçimde ve demokratik yollardan ayrılmadan birlikte yürüyüşlerini perçinleyecek bir tarz belirlemeli ve öyle yürümelidir.
Erdoğan tarihe “akıllı” değil ama “kurnaz” bir siyasetçi olarak geçecek. Kurnaz, çünkü elindeki gücü normal insanların düşüncelerinde yeri olmayan şaşırtıcı bazı adımlar atarak koşulları kendi lehine çevirmesini biliyor. “Akıllı” değil, çünkü toplumun, kendi istediği gibi davranacağını varsaymasının, toplumu istediği gibi biçimleyebileceğine inanmasının bilimsel olmayan akla uygun olmayan bir yaklaşım olduğunu bilmiyor.
Bu topraklar “sanayiden” çok “ticaretin” egemen olduğu topraklar. O nedenle de bu topraklarda sanayiin gerektirdiği “akıl”, ticaretin her türlü hile ile yürüdüğü “kurnazlığa” baskın çıkamadı. O nedenle de bizim tarihimizde “akıllı” olmaktan çok “kurnaz” olan insanların gücü eline geçirdiği düzenler oldu. Bu özellik bugüne geldi belki ama sanırım en azından siyasette bir sona geldiği anlaşılıyor.
Erdoğan’ın bu ülkeyi kendi ömrü vefa ettiği sürece yönetme arzusu ve bu arzunun gerçekleşmesi için gereken gücü elde etmiş olması siyasette oyun kurma konusunda çekincesiz kurnaz adımlar atmasını mümkün kılıyor. Nitekim muhalefete uyguladığı oyun planı aşağı yukarı şöyle idi. Kendi ifadeleriyle; “Sayın Genel Başkanı (Özgür Özel) Ankara'da vatan, millet, bayrak, Cumhuriyet edebiyatı yapıyor, aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye'yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla (yani DEM Parti) aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor (…) bu parti giderek ittifak ortaklarının rengini alıyor. Nitekim bu benzerlik siyaset diline ve üslubuna da yansımıştır, yani ataların deyimiyle üzüm üzüme bakarak kararıyor” (10 Kasım 2024).
Erdoğan’ın muhalefete ilişkin kurguladığı oyun bu. Yaratmak istediği algı bu. DEM parti zaten düşman şehir eşkiyalarından oluşuyor, CHP de bunlarla ortak davranarak “teröre” hizmet eden bir parti haline geliyor. Yani CHP “üzüm üzüme bakarak kararıyor”.
Doğrusu ben, İstanbul’da Kürt ve CHP’li olan Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine kayyum atanması sonrasında yukarıdaki analizimin sonucunda bir uyarıda bulunmak ihtiyacı hissetmiştim. Demiştim ki: “Eğer yukarıda yaptığım bu varsayım doğruysa o zaman önümüzdeki günlerde içeride bazı terör eylemlerinin yoğunlaşacağını söylemek çok yanlış olmaz. Çünkü kayyum atamaları DEM ve CHP arasında iktidarın yaratmak istediği algı için yeterli güçte değil. Bu nedenle de kimden nasıl gelir orasını bilemeyiz ama ben bir vatandaş olarak yukarıda altını çizmeye çalıştığım algının bazı kötücül eylemlere konu olabileceğini düşünüyor ve bundan korkuyorum. (Bu duygu ve düşüncemi de buraya koymuş olayım)”.
Nitekim bu korkum, geçtiğimiz hafta Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali kararı sonrası 106 arkadaşıyla birlikte tutuklanmasıyla gerçeğe dönüşmüş oldu. Allahtan olaylar “teröre” bulaşmadı ve büyük ölçüde barışçı yürüyüşler olarak gerçekleşti.
Fakat dedim ya bu oyunu planlayan “kurnaz” zeka, “akıllı” bir zeka olmayınca toplumun bu oyundaki rolünü atlamıştı. Nitekim kurduğu oyunun kendi aleyhine dönmesinin nedeni de toplumun ilginç bir biçimde kendisine tepki göstermesi oldu. Milyonlarca vatandaş, yasaklamalara rağmen meydanlara aktı ve asıl önemlisi de DEM’liler dahil bir çok farklı siyasi görüşten insanı kapsadı. Bu çerçeveden bakınca CHP de Özgür Özel de şimdiye dek çizdikleri siyaset çizgisini aşarak daha demokratik bir yere evrilmiş oldu.
Tabii ki Erdoğan’ın orijinal oyun planında bu yoktu ve o nedenle de ben eminim şaşırmıştır da. Ama dedim ya insanın eylemini belirleyen “kurnazlık” olunca bu yeni gelişmeleri de kendi lehine çevirecek yeni oyun planları üretmeye devam edecektir. Bu planların içinde başka provakasyonlarla “olağanüstü hal” ilanı gibi yollar bile denenebilir. Onun için başta CHP olmak üzere muhalif güçlerin sakin bir biçimde ve demokratik yollardan ayrılmadan birlikte yürüyüşlerini perçinleyecek bir tarz belirlemeli ve öyle yürümelidir.
Kurnazlığın akla egemenliğine son vermek için!

Yorum Yazın