Soru işaretleriyle dolu cümleleri belirginleştirecek olan ancak yaşama karşı düzenli bir duruş olabilir. Gençken kişi hayata ültimatomlar verirken bu sefer düzen yazar yapılacakları. Ve unutur insan hayata kendini fırlatmayı.
Gençlik heyecan doludur, dünya sanki üzerine ilk kez ayak basılan bir yer gibi merakla araştırılır. Yapılan her türlü çılgınlık da hiç garip gelmez, delikan akar ne de olsa. Kendini tanımak için deneyimden deneyime koşan genç insan, hayat ona çarparken ve o hayata değerken kendine uyanır. Ama bir gün canlılık düşmanı,sistemin sırası gelir. Gelecek günlerin kaygısıyla, bir aile bir araba bir ev sahibi olmakla işe başlanır. Soru işaretleriyle dolu cümleleri belirgenleştirecek olan ancak yaşama karşı düzenli bir duruş olabilir. Gençken kişi hayata ültimatomlar verirken bu sefer düzen yazar yapılacakları. Ve unutur insan hayata kendini fırlatmayı. Hegel’in zor anlaşılan lisanında tam da bu satırlara karşılık gelecek düşünceler var. İdealist filozof insanı doğal olandan farklı bir yere yerleştirir. İnsan farklıdır çünkü doğanın içindençıkmış olsa da onun yasalarına uygun olmadan yaşayabilir. Bu, iradesinin gücünden doğar. Hayatını ve özgürlüğünü,iradesini kullanarak verdiği karar ve eylemlerle şekillendirebilir, kendi ‘ben’ini yaratır. Doğanın kısmen bir parçası da olsa ondan bağımsız kendini yaratabilendir insan.Merdivenin basamaklarını çıkarken ya karamsarlıkla olduğumuz basamak da kalıyoruz ya da aklımızı kullanarak bilincimizi bir üst noktaya taşımakla kendi yasalarımızı yazıyoruz. Tabii Hegel’in ifade ettiği gibi kendi irademizle kendimizi sınırlamaya da karar verebiliriz.
Yorum Yazın