Sosyal demokratların 1977 genel ve 1989 yerel seçiminden sonra birinci olduğu ilk seçim olan 31 Mart yerel seçimi, sonuçları ve verdiği sinyallerle önemli mesajlar içeriyor. 1989’da parçalara bölünmüş sağ partilere karşı kazanan bir SHP varken, bugünse her biri belli bir özgül ağırlığa sahip sağ partilerin varlığına rağmen CHP tek başına, ittifaksız şekilde net bir seçim zaferi elde etti.Bazı anlar vardır ki, aradan onlarca yıl geçse de analiz değeri azalmaz ve aynı zamanda politik bellekte de kalıcı bir yer edinir. 31 Mart 2024 yerel seçimi, kuşaklar boyu anlatılacak bir seçim zaferi niteliğiyle Türk sosyal demokrasi tarihi açısından tam olarak böyle bir olay oldu. Sosyal demokratların 1977 genel ve 1989 yerel seçiminden sonra birinci olduğu ilk seçim olan 31 Mart yerel seçimi, sonuçları ve verdiği sinyallerle önemli mesajlar içeriyor. Daha derli toplu bir akış olması adına soru – cevap şeklinde ilerleyerek seçimi analiz etmeye çalışalım.31 Mart’ta kazanılan seçim zaferi, 1977 ve 1989 seçim zaferlerinden daha büyük ve daha önemli olarak görülebilir mi?1977, 1989 ve 2024 seçimlerinin taşıdıkları dinamikler ve bunların sonuçları birbirinden epey farklı. Bununla birlikte yerel seçimler temelinde baktığımızda, 2024 seçiminin 1989’a kıyasla çok daha büyük bir seçim zaferi olduğunu söylemek mümkün. Nitekim 1989’da parçalara bölünmüş sağ partilere karşı kazanan bir SHP varken, bugünse her biri belli bir özgül ağırlığa sahip sağ partilerin varlığına rağmen CHP tek başına, ittifaksız şekilde net bir seçim zaferi elde etti.1977 genel seçimini ise 2024 yerel seçimiyle kıyaslamak biraz zor. Ecevit’in sokak terörüne ve hayat pahalılığına karşı bir umut haline geldiği, ayrıca arkasına (Kıbrıs Harekatı’nın getirdiği) milliyetçilik rüzgarını da alması, ülke genelde güçlü bir CHP dalgası yaratmış ve parti %41’i görmüştü.
2024 yerel seçiminde CHP’nin il genel meclisi temelli oy oranı %34,5 civarında ve normal şartlarda CHP’nin başarılı olmakta epey zorlandığı pek çok il ve ilçede CHP’li adayların kazandığını görüyoruz. Bu bağlamıyla 2024 yerel seçiminin, en az 1977 genel seçimi kadar zirveyi temsil ettiğini söylemek mümkün.
2024 SEÇİMLERİ EN AZ 1977 SEÇİMLERİ KADAR ZİRVEYİ TEMSİL ETİYOR
2024 yerel seçiminde CHP’nin il genel meclisi temelli oy oranı %34,5 civarında ve normal şartlarda CHP’nin başarılı olmakta epey zorlandığı pek çok il ve ilçede CHP’li adayların kazandığını görüyoruz. Bu bağlamıyla 2024 yerel seçiminin, en az 1977 genel seçimi kadar zirveyi temsil ettiğini söylemek mümkün.Bu seçim zaferinin mimarı olarak kimi görmek gerekiyor? İmamoğlu’nun zaferi diyebilir miyiz?CHP’nin seçimde sağladığı yüksek başarıyı birden çok faktörde aramak gerekiyor. Öncelikle Ekrem İmamoğlu gibi proaktif, başarılı ve toplumda karşılığı olan bir ismin ön planda olması, partiyi de diğer adayları da epey motive etti. Tüm il ve ilçedeki adaylar, kazanmaya aday özgüvenle seçmene gitmeye başladı, seçmen de bu enerjiyi gördü ve çoğu seçim bölgesinde benimsedi.Genel merkez, il ve ilçe örgütleri diğer seçimlere kıyasla daha uyumlu çalıştı. Özgür Özel ve ekibi, adaylarına sahip çıkan, onları destekleyen ve doğru stratejilerle motive eden bir genel başkan profili çizdi. CHP, uzun yıllardır ilk defa iç tartışma ortamından uzak bir görüntü vererek birlik ve kazanma pratiği sergiledi. Seçmen de bu özgüveni ve doğru stratejiyi içselleştirdi, oy verirken bunu dikkate aldı.Yani İmamoğlu’nun siyasi karizması ve etkinliği ile CHP genel merkezinin doğru stratejileri yan yana gelince, ortaya çok iyi bir seçim süreci ve sonucu çıktı.Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı’nın ve tüm bakanların sahaya indiği bir seçim kampanyasına karşı üçüncü defa seçimi kazanarak çok güçlü bir toplumsal desteğe sahip olduğunu yeniden kanıtladı. İmamoğlu’nun muhalefetin doğal Cumhurbaşkanı adayı haline geldiğini söylemek gayet mümkün.
İMAMOĞLU, MUHALEFETİN CUMHURBAŞKANI ADAYI HALİNE GELDİ
31 Mart yerel seçiminin İmamoğlu açısından anlamı nedir?Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı’nın ve tüm bakanların, üst düzey bürokratların sahaya indiği bir seçim kampanyasına karşı üçüncü defa seçimi kazanarak çok güçlü bir toplumsal desteğe ve meşruiyete sahip olduğunu yeniden kanıtladı. İmamoğlu etkisinin ülke genelinde yarattığı yüksek motivasyona ve aritmetik katkıya baktığımızda, İmamoğlu’nun muhalefetin doğal Cumhurbaşkanı adayı haline geldiğini söylemek gayet mümkün.Ufukta erken seçim var mı? Ve Erdoğan’ın bundan sonraki hamleleri ne olacak?Ekonomik krizin giderek derinleştiği ve iktidarın kemer sıkmaya odaklandığı bir ortamda erken seçim ihtimali pek gerçekçi görünmüyor. Öte yandan Erdoğan açısından yerel seçimler, seçmenin verdiği bir uyarı olarak görüldü, esas mesele olarak kabul edilmedi.2009’da ve 2019’daki süreçleri böyle değerlendiren Erdoğan, kısmı değişikliklerle yoluna devam etmişti.Bir de 22 yıllık AKP iktidarında yerleşik hale gelen bir durum var: Seçmen nezdinde Erdoğan’ın politik kimliği ile AKP ve AKP’li adaylar ayrı bir yere konuluyor. Seçmen, iktidara dönük tepkilerini ve eleştirilerini doğrudan Erdoğan’a yöneltmek yerine yerel seçimler ve AKP’li adaylar üzerinden vermeyi yeğliyor. Seçim sonrasında Erdoğan’dan gelen “Seçmenin uyarısını aldık” mesajı da bu bağlamda değerlendirilebilir.Erdoğan’ın kabinede birkaç değişiklik yaparak halka “Mesajınızı aldık” sinyali göndermesi çok muhtemel. Alım gücünü günden güne düşüren ekonomideki kemer sıkma politikalarından geri dönüş ise şimdilik zor görünüyor, bu da iktidarı epey zorlayacaktır. Erdoğan’ın toplumsal desteğini konsolide etme ve muhalefeti parçalama adına milliyetçilik kartını sahaya sürmesi de ihtimal dahilinde. Dolayısıyla önümüzdeki haftalarda ya da aylarda Kuzey Irak’a dönük bir terör operasyonu gelirse sürpriz olmayacaktır.Son yerel seçimin ardından halkın %70’inden fazlası, CHP’li belediye başkanlarının yönettiği kentlerde yaşıyor. 2019-24 arasındaki başarılı belediyeciliği önümüzdeki yıllara da yansıtabilen bir CHP, halkta güven biriktirmeye devam etmekle kalmayacak, 2028 Cumhurbaşkanlığı seçiminde de AKP adayına karşı büyük bir avantaj elde edecektir.
Yorum Yazın