Rojava Özerk Yönetimi Genel Meclisi, “Rojava Anayasası” olarak nitelendirilen “Toplumsal Sözleşme”yi onayladı. Ankara ve Şam bu gelişmeden haberdar mı, haberdarsa ne tepki verecekler şimdilik bilmiyoruz Dünya Filistin-İsrail savaşına yoğunlaşmışken Suriye’de çok önemli bir gelişme yaşandı. Rojava Özerk Yönetimi Genel Meclisi, “Rojava Anayasası” olarak nitelendirilen “Toplumsal Sözleşme”yi onayladı. 134 maddeden oluşan yeni anayasanın maddeleri katılımcılar tarafından tek tek ele alındı ve Genel Meclis, Toplumsal Sözleşme’yi onayladı. Toplantıda ortaya çıkan en önemli sonuçlardan biri, “Toplumsal Sözleşme”yi koruyacak bir mahkemenin kurulmasının da kararlaştırılmasıydı. Mahkeme, “Anayasa Mahkemesi” niteliğinde. Yeni taslak ile beraber bazı kurum ve kuruluşlarda isim değişikliğine gidildi. Bu değişiklikler isim değişikliğinden öte anlam taşıyor elbette. Örneğin “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi”nin adı “Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi” olarak değiştirildi. Bunun anlamı kısaca şu: Özerk yönetim “federasyon” vurgusu temelliydi ancak “demokratik özerk yönetim”, “konfederasyon” vurgusu temelli. Bu da, özerk yönetimin bundan sonrası için hedefinin, “istediğinde bağımsızlık ilan edebilmek” ve “kendisine karşı saldırı yapılamamasını garanti edebilmek” olduğunu gösteriyor. Böylece istendiği fiili bağımsızlık ilan edilmiş olacak. Diğer öne çıkan bazı maddelere bakıldığında, yukarıdaki tarifi güçlendirecek bazı değişikliklerin yapıldığı görülüyor.
Dünya şimdilik İsrail-Filistin ile meşgul. Oralar biraz durulursa Türkiye’de kamuoyunun neredeyse hiç haberinin olmadığı bu önemli adımı konuşmaya başlarız belki.
Bu değişikliklerden birincisi özerk yönetim bölgeleri artık tek bir bölge olacak ve devamında bu bölge 7 kantondan oluşacak. Kantonlar; Cezire, Fırat, Rakka, Tabka, Deyrezzor Münbiç ve Afrin-Şahba kantonları. Daha önceki “Belediyeler Komitesi” de bundan sonra “Topluluklar ve Belediyeler Birliği” olarak devam edecek. “Toplumsal Sözleşme”de eskisine göre yeniliklerden birisi, üniversitelerin bağlı bulunduğu bir konseyin oluşturulması. Buna göre Kamışlı, Rakka ve Fırat bölgesinde bulunan üç üniversitenin "Üniversiteler Yüksek Konseyi”ni oluşturmasına karar verildi. “Rojava Özerk Yönetimi Genel Meclisi” adı ise, “Kuzey ve Doğu Suriye Halklar Meclisi” olarak değiştirildi. Kuzey ve Doğu Suriye halkları vurgusunun sebebine gelince: Özerk yönetimin tarifine göre Kuzey ve Doğu Suriye halkları; Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler, Ermeniler ve Çerkeslerden oluşuyor. Etnik dağılımda Kürtler çoğunluk değil ve bu dengenin gözetilmesi zorunlu. Sözleşmedeki en önemli vurgulardan biri, “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Suriye’nin ayrılmaz bir parçasıdır” ifadesi. Ancak aynı zamanda, “Özerk Yönetim’in, kurduğu demokratik sistem ve yarattığı ortak değerlerle ‘Suriye Demokratik Cumhuriyeti'nin inşası yolunda’ güçlü bir temel oluşturduğu”nun belirtilmesi, Suriye’den kopuş yolunda bir adımın daha atılmış olduğu düşüncesini oluşturuyor. Şam’ın yeni anayasa ile ilgili tavrı nasıl olacak bilinmiyor. Ancak iki taraf arasında bugüne kadar yapılan onlarca görüşmedeki temel sorun devam ediyor: özerklik, federasyon... Aynı sorun Türkiye-ABD ikilisi arasında da sorun başlıklarından birini oluşturuyor. Bu gibi gelişmeler Ankara ve Şam’ı, ABD-SDG’ye karşı fiili işbirliğine götürebilir. Dünya şimdilik İsrail-Filistin ile meşgul. Oralar biraz durulursa Türkiye’de kamuoyunun neredeyse hiç haberinin olmadığı bu önemli adımı konuşmaya başlarız belki.
Yorum Yazın