Bizde kadın-erkek seçmen ayrışmasını pek görmesek de bu ABD seçimlerinin gerçekten de kadınlar üzerinden belirleneceği yönünde pek çok veri çıkmaya başladı. Bu seçim, özellikle beyaz kadınlar karar verici olarak görülüyor.
Hafta arası, -bizim gibi kadın hakları konusunu takip edenlerce iyi bilinen- ABD’nin en etkin kadın kuruluşlarından Rutgers Üniversitesi Kadın ve Politika Merkezi Direktörü Debbie Walsh Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlik seçimlerini daha çok “beyaz kadınların” belirleyeceğini söyledi bir konuşmasında.
Bizde kadın-erkek seçmen ayrışmasını pek görmesek de bu ABD seçimlerinin gerçekten de kadınlar üzerinden belirleneceği yönünde pek çok veri çıkmaya başladı. Bu seçim, özellikle beyaz kadınlar karar verici olarak görülüyor.
Donald Trump’ın Hillary Clinton’ı yenip ABD Başkanlığını aldığı seçimlerde”beyaz” kadınların 47% sinin Trump’a 45% sinin Hillary Clinton’a oy verdiği açıklanmıştı. Trump’ın “beyaz” kadınlar üzerindeki başarısı önemli bir verinin altını çiziyordu: etnik kökeni olmayan ve “beyaz” denilen kadın seçmen Cumhuriyetçilere oy veriyordu. Geçmiş 72 sene boyunca , bu “beyaz kadın seçmen” sadece iki kez Demoratlara oy vermişti, 1964 ‘de Lyndon Johnson 444 eyaleti kazandığında ve 1996’da Bill Clinton’a. Trump zamanaına gelindiğinde ise beyaz kadın seçmenin oy verme oranı ilginç bir şekilde 53% ye yükseldi. Bunun karşıtı olarak 2020’de siyah kadın seçmenin 95% si ve Güney Amerika kökenli İspanyol kadın seçmenin 61% si Joe Biden’a oy verdi.
Ancak geçen zaman içinde, tüm dünyada olduğu gibi ABD’de de bir takım denegeler değişti. 2022’de ABD Yüksek Mahkemesi’nin Roe v Wade diye bilinen, kadınların anayasal kürtaj hakkını fesheden kanunun geçirerek kürtaj konusunu seçimlerin en önemli konusu haline dönüştürdü. Yanı sıra Kamala Harris’in bu kürtaj konusunu çok ciddiye alan ve bu konuda önemli çalışmalar yapan bir kadın siyasetçinin Demokrat Parti Başkan adayı olması , tüm seçmenin 40% ını oluşturan “beyaz kadın seçmen”in Cumhuriyetçilere verdiği oyları değiştirecek ve Demokratlara oy geçişi olacak mı?
Seçim kampanyalarını takip eden pek çok kişinin en çok merak ettiği konu bu. Yani başka bir deyişle seçim sonucu, gerçekten bu sefer kadın seçmenin elinde. Ve bu aşamada araştırmalar çok da sağlıklı sonuçları vermeyebiliyor.
Bu “beyaz kadın seçmen” konusunu biraz daha alt segmentlere ayırmak mümkün. The Politics of Gen Z: How The Youngest Voters Shape Our Future (Z Geninin Politikası: Yeni nesi Geleceğimizi Nasıl Değiştirecek) kitabının yazarı araştırmacı Melissa Deckmann genç siyah kadınların ve genç beyaz kadınların belki de ilk kez aynı potada buluştuğunu ve diğer nesillere göre çok daha liberal ve feminist olduklarını söylüyor. Deckmann’a göre seçimi asıl belirleyecek olan da genç beyaz seçmen. İlk kez bu segmentte ,Kamala Harris ve kürtaj çalışmalarına bağlı olarak oy verme konusunda ciddi bir eğilim olduğu gözleniyor ve Demokratlara ilk kez göz kırpıyorlar.
Eylül ayında tamamlanan bir başka araştırma sonucu ise çarpıcı: beyaz kadınların 42%’si Harris’e, 40%’ı ise Trump’a oy vermeyi düşünüyor. Geriye kalan 18%’in aslında seçimin belirleyicisi olduğunu söylemek mümkün.
BEYAZ KADINLARIN 42%’Sİ HARRIS’E OY VERMEYİ DÜŞÜNÜYOR
Genç beyaz kadınlar sürekli artan oranda seküler ve artık daha geç yaşlarda evlenme eğiliminde- tüm bunlar ise daha liberal ve demokrat eğiliminde olduklarını gösteriyor.
Gen Z denilen ve yeni oy vermeye başlayan bu yeni nesilde liberallik- Gallup verilerine göre 6% artmış ve halen ABD nin gelmiş geçmiş en “çeşitlilik açısından zengin” nesli olarak tarif ediliyor. Yine Galup’un verilerine göre 2017 ile 2024 arası,18-29 yaş arası beyaz kadınların 41% i kendini liberal olarak tanımlıyor.
Bu genç kadınlar hiç beklenmedik şekilde kendilerini politik olarak aktif görüyorlar. Yine aynı yaş grubunun 60% ı son seçimlerde oy kullanmış. Bu, ABD için büyük bir sayı.
Eylül ayında tamamlanan bir başka araştırma sonucu ise çarpıcı: beyaz kadınların 42%’si Harris’e, 40%’ı ise Trump’a oy vermeyi düşünüyor. Geriye kalan 18%’in aslında seçimin belirleyicisi olduğunu söylemek mümkün. Bu cinsiyetler yani kadın ve erkek seçmen arasındaki fark ise çok daha keskin. Beyaz erkeklerin 50%’si Trump’ı, sadece 36%’si Kamala Harris’i destekliyor. Michigan, Pennsylvania gibi Demokratların oy aldığı eyaletlerde beyaz kadınların oyları 43% Trump ve 44% Kamala Harris arasında sıkışmış durumda
Aslında Trump’ın kadınlardan oy aldığı konuların, kadın seçmenin öncelikli gördüğüm ekonomi ve göçmen sorunu, ancak yapılan araştırmalar demokrasi ve kürtaj konusunda Kamala Harris’e daha çok güven duyulduğunu gösteriyor. Yani bir başka deyişle ekonomi veya demokrasinin öncelikli konu olduğunu belirten beyaz kadın seçmen diğer taraftan “kürtaj yasasını onaylamayana oy vermem” diyor.
Bu yüzden Kamala Harris, artık son düzlüğe girildiğinde daha çok kadın programlarına ve yayınlarına çıkmayı tercih ediyor. Özellikle geçtiğimiz günlerde ABD ‘nin en çok dinlenen ve tamamen genç kadınlara yönelik, aşk, cinsellik, giyim kuşam gibi pop kültür konularını işleyen ve Miley Cyrus, Kate Perry gibi genç kadın ikonların çıktığı “Call Her Daddy” podcast yayına çıkmakta bir dakika bile tereddüt etmedi. Harris, yayında eşi ve eşinin çocuklarıyla olan ilişkisinden bahsetti. Trump’ın aile olmamasıyla ilgili eleştirilerine “1950’lerde değiliz, farklı dinamiklerle çok mutlu yuvalar kurabiliyoruz” diyerek, Z-Gen kuşağı dinleyicisine ulaşabilmeyi başardı.
Son düzlükte bir hayli çekişmeli geçeceği gözüken Başkanlık yarışında ibrenin kimden yana döndüğünü söylemek şu an için imkansız görünüyor, ancak özellikle genç beyaz kadınların oyunu alanın Başkan olacağı çok açık.
Yorum Yazın