Sevelim veya nefret edelim; Trump’ın “Make America Great Again” (MAGA-Amerika’yı Yeniden Büyük Kıl/Amerika’yı Yeniden Harika Yap) iddiası ve davası, hafızalara kazındı. Harris, kendi başkanlığının nasıl bir fark yaratabileceği konusunda net bir mesaj veremedi. “Trump’ın tersi/zıddı” olduğu mesajı dışında, farklı ve yeni bir söylem, uğruna mücadele edeceği bir “dava” ortaya koyamadı.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in, 2024 ABD başkanlık seçimlerinde neden Donald Trump’a yenildiği ile ilgili “otopsi” uzun süre devam edecek. ABD başkanlık kampanyaları tarihinde bir rekor sayılan 1 milyar dolar bağışı sadece 3 ayda toplayan, 10 Eylül’deki münazarada Trump’a karşı üstünlük elde eden Harris, neden yenildi?
Ve neden bu kadar kötü yenildi? Seçimin sonucunu belirlemekte kritik rol oynayacağı bilinen “salıncak eyaletlerden” yedisinin tümünde Trump önde: Kuzey Carolina, Georgia, Pennsylvania, Wisconsin, Michigan, Arizona ve Nevada’da, Trump’ın zaferi söz konusu.
Dahası, Demokratlar neden, Cumhuriyetçilerin, Senato ve Temsilciler Meclisi’ni bir arada kazandığı bir tablo ile karşı karşıya kaldı?
Birinci sebep: “Dava” yok
Öncelikle Harris, bir “dava” (cause) öne süremedi. Sevelim veya nefret edelim; Trump’ın “Make America Great Again” (MAGA-Amerika’yı Yeniden Büyük Kıl/Amerika’yı Yeniden Harika Yap) iddiası ve davası, hafızalara kazındı. Her ne kadar Ronald Reagan’ın başkanlık kampanyasından alıntılanmış olsa da, Trump ile kendi “büyüklüğünü” yarattı. Bu kampanya da, “Make AMERİCA Dream Again” (Amerika’ya Gene Hayal Kurdur) gibi varyasyonlarla karşımıza çıkan bu “dava”, iletişimin hızlandığı bu çağda, tek kelime/tek cümle ile özetlenebilen bir mesaj veriyor ve algıları şekillendiriyor.
Harris, kendi başkanlığının nasıl bir fark yaratabileceği konusunda net bir mesaj veremedi. “Trump’ın tersi/zıddı” olduğu mesajı dışında, farklı ve yeni bir söylem, uğruna mücadele edeceği bir “dava” ortaya koyamadı. Dahası Harris, kendisini Joe Biden Yönetimi’nden de ayrıştıramadı: Biden’ın başkan yardımcısı iken yapmadığı neyi yapabileceği konusunda ikna edici argümanlar ileri süremedi.
Joe Biden’ın popülaritesinin hızla düştüğü noktada, “Demokrat Parti aklının” devreye girip, Harris’in adaylığının önünü açması bir dönüm noktasıydı. Ama yaklaşık 100 günlük kampanyasında Harris’in, yepyeni hikaye yaratması mümkün olmadı. Harris’in kampanyası için, yaklaşık 2 milyar dolarlık reklam harcaması yapılsa da; mesajının ne olduğu anlaşılmadı, iletilemedi.
Bu da bizi, Harris’in kaybetmesine yol açan ikinci sebebe getiriyor: liderlik kumaşı eksikliği.
İkinci sebep: “Liderlik” yok
Harris’in seçim yenilgisi belli olmaya başlayınca ortadan kaybolması ve seçmenlerin karşısına çıkmaması, seçimi neden kaybettiğine ilişkin başlı başına bir gösterge idi. Seçim kampanyası boyu Trump’a, “faşist”, “Nazi” gibi nitelemeler yapan ve Trump kazandığı takdirde, ülkenin ucu bucağı belirsiz bir otoriterlik sürecine kayacağını öne süren Demokratların; özellikle de Harris’in sessizliği, “liderlik” konusundaki eksikliği ortaya koyuyordu. Tabanı bu kadar derin bir hayal kırıklığı yaşarken, onları “tuzla buz” olmuş hallerinden çekip çıkaracak; daha ilk günden gelecek seçimlere giden yolda toparlanmayı başlatıp, mücadele gücünü düştüğü yerden kaldıracak bir tavır takınamadı Harris…
Gerçek bir lider, çıkıp destekçileri ve hatta tüm toplum ile yüzleşebilirdi. “Düştüğü yerden kalkma” metaforu, suikast girişiminden ve ceza da aldığı davalar silsilesinden kurtulmayı; düştüğü yerden kalkmayı defalarca başaran Trump oldu.
Trump tipi liderlere karşı yarışacak olan demokrat çizgideki liderlerin de, benzer “dişlilikte” ve krizleri yönetebilme kapasitesinde olması gerekiyor(muş demek).
Üçüncü sebep: Ekonomiye yönelik negatif algı
ABD ekonomisi, aslında kötü durumda değil; kişi başı gayrisafi milli hasıla, Norveç’inkiyle neredeyse aynı seviyelerde. Hiç olmadığı kadar zengin ve refah içinde Amerikalılar; Avrupa gibi refah seviyesi yüksek ülkelerin olduğu örneklerle karşılaştırılınca böyle. Ancak, Biden Yönetimi’ne ekonomide başarısızlık algısı yapıştı: bunun başlıca sebebi de, enflasyon ve artan yaşam masrafları.
COVID 19 Pandemisi döneminde, ekonomik durağanlık yaşanmaması için verilen finansal yardım paketleri, önce gerçekten ekonomiyi canlandırdı. Ama artan harcamaların enflasyonu yükseltmesi ve yardım paketlerinin sonlanması da eş zamanlı oldu. Geriye, ekonominin kötüye gittiği algısı kaldı. Çıkış anketleri de, seçmenlerin oy verirken başlıca dikkate aldıkları konunun ekonomi olduğunu gösteriyor. Ve, Trump’ın ekonomiyi daha başarılı yöneteceği kanaati de, seçmenleri kendisine oy vermeye motive eden başlıca sebeplerden biri gibi gözüküyor.
Yorum Yazın