Buradan çıkış var mı? – 2

Buradan çıkış var mı? – 2

Bir ekonomide belirli enflasyon nedenlerine özgü olarak uyarlanmış bir politika seti, etkili enflasyon kontrolü için gerekli. Ayrıca, sürdürülebilir fiyat istikrarını sağlamak için merkez bankaları ve hükümetler arasında koordineli bir yaklaşımın şart olduğu unutulmamalı.

Türkiye yüksek enflasyonla yaşamaya devam ediyor. 2023 Haziran ayından bu yana sarmaldan çıkmak için politika değişikliğine gidildi. 9 aylık süreçte bu cephede bazı minik zaferler gözükse de meydan savaşını kazanmak için henüz bir işaret yok. Kazanabilir miyiz? Yetkili makamlar, mayısa kadar kaybedeceğimizi ama hazirandan sonra kazanacağımızı anlatıyorlar. Bunda da en büyük güvenceleri 2023 Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleşen yüksek enflasyon oranları. Sırasıyla yüzde 9,49 ve 9,09 olarak açıklanan aylık TÜFE rakamları enflasyon hesaplamasından çıkacak.  Baz etkisi dediğimiz bir etki bu. Fiyatlar artmaya devam edecek ancak referans alınan dönemden dolayı enflasyon daha düşük çıkacak. Bizim için sonbahar ayları daha önemli. Ümitli olmak için nedenlerimiz var mı? Doğru teşhis ve doğru tedavi varsa neden olmasın?

Mal ve hizmetlerin fiyatları zaman içinde artabilir veya azalabilir. Ya da bazılarının fiyatları artarken bazılarının azalabilir. Bu enflasyon değildir. Enflasyon fiyatlar genel düzeyinin sürekli artması anlamına gelir. Eğer geliriniz, enflasyon artış oranının üzerinde artmazsa hayat sizin için pahalı hale gelir. Enflasyonun düşmesi de fiyat artışlarının daha az olmasıdır. Söz konusu durumda da geliriniz daha az artarsa hayat sizin için yine pahalı hale gelir. Ama alım gücünüz daha az hırpalanır. Düşük enflasyonda istikrarı ve makroekonomik dengeleri sağlamak daha kolay olur.

Enflasyonun kaynağını basit olarak, talep ve maliyet olarak açıklamak mümkün. Talep enflasyonu, mal ve hizmetlere olan talebin arzı aşması durumu. Yapısal sorunlar hariç, para arzının artmasıyla ortaya çıkar. Maliyet enflasyonu, üretim maliyetlerinde, örneğin emek, enerji ve hammadde maliyetlerindeki artışlardan kaynaklanır. Fiyat istikrarı bozulmaya görsün, beklentilerde üçüncü bir neden olarak ortaya çıkar. Geçmişteki yüksek enflasyonun devam edeceği beklentisi, ekonomik aktörlerin ücret talebi ve fiyatlama davranışlarını değiştireceği için enflasyonun kendi kendini besleyerek yükselmesine sebep olur. Bu karmaşık süreci yönetmek için her şeyden önce teşhis ve tedavinizin doğru olduğuna toplumu inandırmalısınız. Güven başarının anahtarı.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini Şubat ayında yüzde 45 düzeyinde sabit tutmaya karar verdi. Ocak ayında aylık enflasyonun yüzde 6,7 olarak gerçekleşmesini normal karşıladı. Basın toplantısında “Ana eğilimi yılın ilk ayına özgü, zamana bağlı, fiyat ve ücret güncellemeleri sonucunda manşet enflasyon sınırlı bir artış kaydetmiştir” denildi. Talepte dengelenmenin sürdüğü ancak hizmet fiyatlarındaki katılığın, jeopolitik risklerin ve gıda fiyatlarının enflasyon baskılarını canlı tuttuğu ifade edildi. Bunu dışında iki temel mesaj verildi. İlki dezenflasyonun ana unsurlarından olan TL reel değerlenme sürecinin devam edeceği, diğeri ise aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikasının sıkılaştırılacağı. Bir başka deyişle kurlarda enflasyonun altında bir artış yoluyla zaman içinde Türk Lirasının değerlenmesi sonucu maliyet cephesinde döviz kuru baskısının kırılacağı ve gerektiği durumlarda faiz silahının kullanılmasında tereddüt yaşanmayacağı ifade edilmiş oldu.

Ülkemizde hem maliyet hem de talep yönlü enflasyon var. Bundan dolayı yüksek enflasyonla mücadele etmek için birden fazla politika kombinasyonunu kullanmak gerekir.

RDEN FAZLA POLİTİKA KOMBİNASYONU GEREKİR

Ülkemizde hem maliyet hem de talep yönlü enflasyon var. Bundan dolayı yüksek enflasyonla mücadele etmek için birden fazla politika kombinasyonunu kullanmak gerekir.

Kayıtdışılığın yüksekliği, dar bir taban üzerindeki yüksek vergi yükü, düşük verimlilik ve rekabet eksikliği gibi yapısal sorunlar enflasyonu beslediği için uzun vadeli yapısal reformları da mutlaka hayata geçirmeliyiz. Elimizde para, maliye, gelir, arz, rekabet ve dış ticaret politikaları gibi araçlar var.

Şu ana kadar bu araçlardan sadece para politikalarının ve dolaylı vergilerin kullanıldığını gördük. Talebin yüksekliğine dayalı bu teşhis hem doğru hem yanlış. Yanlış, çünkü ülkemiz üretim enerji, hammadde ve ara malı açısından dışarıya çok bağımlı. Bu ithalatı yapabilmek için yeterli dövize sahip olmalısınız. Bunu da daha fazla mal ve hizmet ihraç ederek, turizm gelirlerini artırarak, doğrudan yabancı yatırımları çekerek yapabilirsiniz. İhraç ettiğimiz imalat sanayi malları içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı çok düşük. Yüksek katma değerli mal üretemediğimiz için ihracatın ithalatı karşılama oranı yetersiz. 2021 yılında yüzde 82 olan bu oran 2023 yılında yüzde 70,7’ye geriledi. Doğrudan yabancı sermaye konusunda tablo olumsuz. 2023 yılına ilişkin Merkez Bankası verilerine göre yurtdışındaki varlıklarımız artarken, yurtdışındakilerin Türkiye’deki varlıkları küçüldü. Bu durumda borçlanmak dışında alternatif kalmıyor. Uluslararası finans çevreleri de borç verebilmek için yüksek kur ve yüksek faiz talep ediyorlar. Kuru daha yüksek tutarsanız enflasyonun kontrolü iyice zorlaşır. İki ucu pis bir değnek.

Talebin yüksek olduğu doğru ama talebi kimin yarattığı önemli. İşgücünün milli gelirden aldığı pay azalıyor. 15,6 milyon emekli, dul ve yetim var. Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesi kapsamında bugüne kadar başvuran 1 milyon 632 bin kişiye aylık bağlandı. Sosyal Güvenlik kapsamında çalışan sayısı 25,6 milyon kişi.  Birçok çalışma, asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğini gösteriyor. En düşük emekli aylığı 10.444 TL, asgari ücret 17.002 TL, açlık sınırı 15.048 TL. En düşük emekli aylığı hem asgari ücretin hem açlık sınırının altında. Hâlbuki yüksek enflasyon döneminde sermayenin kârlılığını artırdığını gözlemledik. 2014 yılından bu yana nüfusun en yüksek yüzde 20’lik gelir grubunun sürekli zenginleştiğini diğer yüzde 80’nin sürekli kaybettiğini TÜİK rakamları bize söylüyor. Çalışan ve emekli kesimin satınalma gücü her geçen gün erirken talebi kimin yarattığını ölçmek önemli. Yoksa aldığınız önlemler istediğiniz sonucu yaratmaz.

Maliye politikasına bakıldığında, kamu harcamalarında ciddi bir tasarruf görmedik. Dolaylı vergiler yoluyla düşük gelir gruplarından alınan vergiler kamu harcamaları yoluyla yüksek gelir gruplarına aktarılıyor.

KAMU HARCAMALARINDA CİDDİ BİR TASARRUF GÖRMEDİK

Maliye politikasına bakıldığında, kamu harcamalarında ciddi bir tasarruf görmedik. Dolaylı vergiler yoluyla düşük gelir gruplarından alınan vergiler kamu harcamaları yoluyla yüksek gelir gruplarına aktarılıyor. Ülkemizde her şey 31 Mart 2024 yerel seçimlerine endekslenmiş durumda. Seçim ekonomisi faturayı her geçen gün daha kabartıyor. 1 Nisan sonrası yeni kemer sıkma önlemleriyle karşılaşmamız muhtemel.

Tasarruf sahibinin sürekli kaybettiği borçlananın kazandığı bir ortamda enflasyonu kontrol edemezsiniz. TL tekrar bir tasarruf aracı haline gelirse hem para arzını kontrol etmek kolaylaşır hem de dövize kaçışı engellersiniz. Faiz yoluyla talebi kontrol ettiğinizde gelir politikaları yoluyla emeklileri ve çalışanları korumak önemli. Satınalma gücünde ani daralmalar talebi düşürerek, büyümeyi küçültür ve işsizliği artırır.

Üretim faktörlerine yönelik politikalar, mal ve hizmet arzını artırarak enflasyonu kontrol etmeye yardımcı olur. Mal ve hizmet arzının artması fiyat artışlarını sınırlar. Rekabeti artırmak, eşit ve adil hale getirmek de fiyat istikrarı için önemli. Rekabet politikaları ile monopol ve tekel gücüne sahip şirketlerin gücünü kırarsınız. İthalatı sınırlayacak ve ihracatı artıracak önlemlerle ithalatın yaratacağı enflasyonu kontrol edersiniz.

Tüketiciler ve işletmelerin beklentileri enflasyonu tetikleyebilir. Bunun için iyi bir iletişim stratejisine ve güvenilir politika çerçevesine ihtiyaç var. Merkez bankaları ve hükümetler, enflasyon hedeflerini ve politika niyetlerini açıkça ileterek beklentileri yönetir. Güvenilir ve şeffaf bir para politikası çerçevesi oluşturmak, beklentileri sabitlemede ve belirsizliği azaltmada yardımcı olur.

Bir ekonomide belirli enflasyon nedenlerine özgü olarak uyarlanmış bir politika seti, etkili enflasyon kontrolü için gerekli. Ayrıca, sürdürülebilir fiyat istikrarını sağlamak için merkez bankaları ve hükümetler arasında koordineli bir yaklaşımın şart olduğu unutulmamalı.

Buradan çıkış var mı? (1)

Turgay Bozoğlu
Latest posts by Turgay Bozoğlu (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir