Saldırı Biden ve Netanyahu’ya

Saldırı Biden ve Netanyahu’ya

ABD bir yandan kendi tasarruflarının diğer yandan Netanyahunun yaptıklarının faturasını ödüyor. Joe Biden da seçimler yaklaştıkça daha zor zamanlar yaşayacak. El yükseltirse savaşa doğru bir adım daha yaklaşılacak, yükseltmezse kendisine yönelik beceriksiz suçlamalarını doğrulamış olacak. Netanyahu için de aynı durum geçerli. Biden ile el ele kol kola uçuruma doğru koşuyorlar.

İsrail Filistin savaşının başlamasından bu yana Irak ve Suriye’deki ABD askeri varlıklarına karşı onlarca saldırı yapıldı. El Tenef üssüne yapılan son saldırı, önceki saldırılardan nitelik açısından ayrılıyor.

Bölgedeki genel durum ile ilgili birkaç tespit yapacak olursak;

– İsrail – Filistin savaşı uzadıkça süreç Hamas lehine işliyor. Netanyahu kara saldırılarından istediği sonucu alamadı. İçeride ve uluslararası alanda durumu gün geçtikçe daha da kötüleşiyor.

– Uluslararası Adalet Divanı’nda görülen dava başta olmak üzere zaman Netanyahu’nun aleyhine işliyor ve Netanyahu bir çıkış yolu arayışında.

– İran sürece “katılmadığı” için Netanyahu’ya feyk attı ve Netanyahu’nun boşluğu dolduracak kozu yok.

– Hizbullah da İsrail’e karşı savaş ilanı sayılacak bir saldırı yapmadı. Bu elbette Hizbullah’ın saldırılarının işlevsiz olduğu anlamına gelmiyor ancak Hizbullah da Netanyahu’ya kullanabileceği bir koz vermedi.

– Irak, Suriye, Lübnan, Filistin ve Yemen’deki “Direniş Ekseni” bileşenleri son süreçte İsrail, ABD ve İngiltere’ye karşı daha cesaretli çıkışlar yapmaya başladılar. Bunun sebebi artık savaşta ya da on yıllardır devam eden süreçte “kaybedecek bir şeylerinin olmadığının” farkında olmaları ve yeni savaş konsepti.

– ABD ya da İsrail’in konvansiyonel büyük, çok güçlü ordularının örgütler düzeyindeki saldırılara cevap verecek nitelikte silahı ya da ordusu yok. Karşı tarafı bulunduğu coğrafyada yok edecek ağır silahlarını da bu nedenle kullanamıyorlar. Hava saldırıları / bombardıman ile yetinmek zorundalar. Çünkü her kara harekâtı yeni Vietnam demek. Bir başka açıdan ise bir ülkeyi işgal etmek demek. Bu da savaş – işgal ilanı anlamına geleceği için savaşın yayılma ve / veya saldıran taraf aleyhine gelişme olasılığı çok yüksek.

– ABD’nin ya da diğerlerinin karşısında “muhatap” yok. Örgütler coğrafyaya yayılmış durumda.

– ABD’nin bölgedeki varlığına yönelik tepki artmaya devam ediyor. Bölgede Suriye, Türkiye, İran, Rusya tarafından istenmiyor.

– İsrail’in saldırıları ABD’ye olan tepkiyi daha da arttırdı. ABD her konuda Netanyahu yönetimi ile aynı fikirde değil ancak sonuna kadar destekliyor ve bu çok iyi biliniyor. Bu nedenle ABD’ye hem doğrudan tepki yükseliyor hem de İsrail’e dolaylı tepki ABD üzerinden gösteriliyor.

– Son saldırı ABD’nin asker kaybettiği ilk saldırı oldu.

ABD ya da İsrailin konvansiyonel büyük, çok güçlü ordularının örgütler düzeyindeki saldırılara cevap verecek nitelikte silahı ya da ordusu yok. Karşı tarafı bulunduğu coğrafyada yok edecek ağır silahlarını da bu nedenle kullanamıyorlar.

ABD Başkanı Joe Biden saldırıyı “İran destekli ekstremist grupların” yaptığını belirtti ve cevap verme zamanı ve niteliğini kendilerinin belirleyeceğini vurguladı.

Bu açıklamada her şeyden önce “İran yaptı” demek yerine İran destekli” demiş olmasına dikkat çekmek lazım. Belli ki Biden doğrudan İran’ı hedef almasını gerektirecek bir cümle kurmak istemedi. İkincisi yer, zaman ve cevap şekli konularında ucu açık bir cümle kurdu. Bu da ABD’nin de kafasının karışık olduğu anlamına geliyor.

ABD bir yandan kendi tasarruflarının diğer yandan Netanyahu’nun yaptıklarının faturasını ödüyor.

Joe Biden da seçimler yaklaştıkça daha zor zamanlar yaşayacak. El yükseltirse savaşa doğru bir adım daha yaklaşılacak, yükseltmezse kendisine yönelik beceriksiz suçlamalarını doğrulamış olacak.

Netanyahu için de aynı durum geçerli. Biden ile el ele kol kola uçuruma doğru koşuyorlar.

Musa Özuğurlu
Latest posts by Musa Özuğurlu (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir