e-Anayasa

e-Anayasa

Yapay zekaya tehlikeli ifadesini etiketleyen bizleriz. Halbuki popüler olan 3 Cisim Problemi dizisinin özünde olan mesajlardan biri olan; ‘biz sizin masallarınızı ve yalanlarınızı anlamıyoruz’ aslında tam da yapay zekalık bir durum. Anayasa söylemlerini konuşurken birazda buradan bakmalıyız. Memnun olmadığımız her şeyin arkasında eksik olan kanundan önce, onun etrafından dönen insan ya da yok sayan bir sistem var.

Geçtiğimiz günlerde önüme bir Elon Musk röportajı düştü. Ayak üstü onu yakalayan muhabirin, Amerikan seçimleri hakkında olan sorusuna aslında çok da terse yatıran bir yaklaşım ile tam da ona yakışan cevabı vermiş. Güney Afrika vatandaşı olan Musk, bu seçimi bırakın 2032 senesinde hangi tip bir Yapay Zeka başkanlık yarışına girecek? ‘Yapıcı bir derin düşünce AI modeli mi? Yoksa yıkıcı bir Transformer filmlerinden çıkma robotik bir AI mı’?

Yazının yukarıdaki paragrafını bir hafta önce not ettim. Tam da ülkemizin seçimi bitirip, işine bakması gerektiği, mülteci sorununa eğilmesi, İklim ve Yeşil dönüşüme; belki en önemlisi deprem odaklı kentsel ve yaşamsal dönüşüme odaklanması gerekirken; bir Anayasa sohbeti Ankara’yı ve gündemi Ankara takip etmek olan ana akım medyayı sardı. Ülkenin yoksulluk kavramına sürüklenen ve de umutsuzluk hissi ile yüzleşen orta sınıfını konuşmak lazım.

Bu hafta CHP Genel Başkanı Sn. Özel’de benzer bir yaklaşım ile yapıcı ama realistik bir şekilde bunu dile getirdi.

Tek cümle işin özeti; Gerçeğin üzerine siyasetin sisi gibi bu tartışma girmemeli, sokağın, vatandaşını ihtiyacına odaklanmalıyız dedi. Siyaset üzeri ve siyasetin görevini ifade eden bir söz olarak not edilmeli.

Tüm ‘yapısal’ değişiklikleri işini bu edinmiş STK, Akademi ve tecrübeli politika yapıcılar / policy makers) konuşmalıdır. İster anayasa olsun, eğitim müfredatı, kamuyu ve toplumu ilgilendiren teknoloji kural ve kanunları; derinlemesine bir süzgüden geçtikten sonra, bir ya da çok alternatif ‘toplumun tüm kesimlerini temsi için siyasette olan’ vekillerimizin önüne gelir. Onlarda bizi temsil etme görevleri ile bunları kanunlaştırır ya da bize sandıkla sorar.

Siyaset bilen değildir. Temsil edendir. Yetkisi dahilinde de yapandır. Bilen rolü verince dertler bitmiyor. Kapsayıcı olmayan ve aslında konumuz olmaması gereken mevzular gündem oluyor.

SİYASETE BİLEN ROLÜ VERİNCE DERTLER BİTMİYOR

Siyaset bilen değildir. Temsil edendir. Yetkisi dahilinde de yapandır. Bilen rolü verince dertler bitmiyor. Kapsayıcı olmayan ve aslında konumuz olmaması gereken mevzular gündem oluyor.

Dünyadan izole değiliz; küresel salgın ve gerginliklerin yarattığı büyük sıkışma, çözümlerin yarattığı enflasyon ve insan hareketliliği. Teğet geçmedi bizi. Hatta bir türlü çıkartması mümkün olmayan bir ok gibi kalbimizde. Çeksek ne olur diye bakıyoruz, arada yapılan denemeler homurdanmalar yaratıyor. Kendimiz etmedik ama kendimiz bulduk. Çözüm de kendimizde.

İlk adımda âtıl kalmış yolları, hikayeleri konuşmamak lazım artık.

İkinci adımda kimseyi dışarıda bırakmamak, kökü derinde olan bir ülke olduğumuzu unutmadan, o kökü koruyacak muhafızlıkta ama bir o kadarda ilerici ve küresel ufuk belirleyici olabilmek lazım.

İngiltere’de çalışma yıllarımda Türkiye’de de aktif olan bir müşterimizin benim de Türk olduğumu bilmeden sarf ettiği bir cümle çok önemli yer etti.

‘Türkiye yeni bir şey deneme riski almak adına yeterli küçüklükte, ama başarırsak tüm dünyaya örnek olarak anlatacak hikâyesiyle, içinde barındırdığı farklılıklarla ve nüfus büyüklüğünde’

Ufuk belirleyici olalım derken aslında tam da bunu anlatmak derdim. Biz kendimiz kararlarımızla, yol haritamızla ufku ilk görüp ön alabilir, krizlerden çıkabiliriz.

Akıl evrensel. Ama hikâye bize ait.

Teknolojiye dönersek. Eğlenceden, sağlık sektörüne, insan hayatına dokunan her yerde alt üst edici değişimleri getiriyor teknoloji. Birazı bıkkınlıktan, birazı sıkışmışlıktan ama çoğu da heyecandan tüm insanlıkta bu yolun yolcusu oldu.

Yazının başında Elon Musk’un dediği belki 8 değil ama yüz yıl bitmeden olabilecek bir gerçek. Toplumun her kesimini kapsayan, tüm olasılıkları ve tüm olmuşları anlık hesaplayan bir ‘zeka’ belki de şirketleri ve de ötesi ülkeleri yönetmek için doğru bir seçim.

TOPLUMUN HER KESİMİNİ KAPMAYAN BİR ‘ZEKA’

Yazının başında Elon Musk’un dediği belki 8 değil ama yüz yıl bitmeden olabilecek bir gerçek. Toplumun her kesimini kapsayan, tüm olasılıkları ve tüm olmuşları anlık hesaplayan bir ‘zeka’ belki de şirketleri ve de ötesi ülkeleri yönetmek için doğru bir seçim.

Yapay zekaya tehlikeli ifadesini etiketleyen bizleriz. Halbuki popüler olan 3 cisim problemi dizisinin özünde olan mesajlardan biri olan; ‘biz sizin masallarınızı ve yalanlarınızı anlamıyoruz’ aslında tam da yapay zekalık bir durum. Süper bilgisayarın hafızasının, iyiliğe ve aydınlanmaya doğru ‘kodlanması’ yine bizlerin elinde.

Anayasa söylemlerini konuşurken birazda buradan bakmalıyız. Memnun olmadığımız her şeyin arkasında eksik olan kanundan önce, onun etrafından dönen insan ya da yok sayan bir sistem var.

Anayasanın yenisini konuşmadan; cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında nasıl bir toplumsal düzeni yaşayacağımızı, o düzenin tıkanmadan nasıl işleyeceğini ve teknolojinin de burada alacağı rolü de konuşmalıyız.

Siyaset makamı bilme makamı değil, temsil etme makamıdır. Eksik bilgi ya da bildiğini sanarak yapılanlar bize 10 senede bir ‘yeni anayasa’ tartışması getirmekten başka bir sonuç çıkarmaz.

Toplumsal tıkanıklığın ve evrensel değişimlerin yaşandığı alanların dolması için yine yukarıda yazdığım; siyasetin temelini güçlendirecek sivil toplum kuruluşlarının, politika ve metotlar oluşturması; aynı amaçlar için farklı düşünceleri bir araya getiren kolektif yapılar yaratması gerekiyor.

Ufuk çizgisine siyaseti yöneltecek bu yapıların görev alması, yoklarsa oluşması lazım.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için yeni şeyler söylemek lazım.

Eskimeyen, 800 senedir dediklerinin ‘yerindeliği’ ile bizim coğrafyamızın aydınlanmasının en güzel eserlerini bırakanlardan Hz. Mevlana’dan geldiği gibi bitirelim.

Her gün bir yerden göçmek ne iyi.

Her gün bir yere konmak ne güzel.

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.

Dünle beraber gitti, cancağızım,

Ne kadar söz varsa düne ait.

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Gelişmek için…

Yeni şeyler söylemek, düşünmek ve de yapmak lazım.

Murat Günenç
Latest posts by Murat Günenç (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir