Devlet Ana

Devlet Ana

Kemal Tahir’in Devlet Ana kitabını ilk okuduğumda çocukluktan, gençliğe geçtiğim yaşlardaydım. Ne zaman Devlet Ana, Devlet Baba’ya döndü çok emin değilim.. Devletin sıfat olarak cinsiyetini değiştiren süreç aynı devleti katı bir kabuğa da sokmuş, vatandaşı ile arasına yüksek bir duvar koymuş.

Kemal Tahir’in Devlet Ana kitabını ilk okuduğumda çocukluktan, gençliğe geçtiğim yaşlardaydım. Okurken beni alıp götürmüş, o hep tarih kitaplarında kronolojik ve destansı okuduğum sahnelerin kafamda canlanmasını, insan ilişkilerini, çekişmeleri, tevazuyu, ihtirası ve aşkı hissettirmişti.

Ne zaman Devlet Ana, Devlet Baba’ya döndü çok emin değilim. Anaerkillik ya da Ataerkillik değil konu.. Devletin sıfat olarak cinsiyetini değiştiren süreç aynı devleti katı bir kabuğa da sokmuş, vatandaşı ile arasına yüksek bir duvar koymuş.

Ne zaman kondu Devlet’in ‘baba’ sıfatı ama artık vatandaş için Devlet’in ‘ana’ olması gerekmekte.

Bir baba olarak yazıyorum bu satırları, bir eş ve bir oğul olarak.. Ama esas okumanız gereken filtre sade bir vatandaş olarak devletin bizle olan ilişkisi.

Kadınların toplumun her alanında en azından eşit temsilini savunurum, hatta çoğu yerde pozitif ayrımcılığı. Özellikle baba olduktan sonra pekişti bu düşüncem, etrafımda gözlemlediğim kadınların kafa ve fiziken biz erkeklerden genelde daha güçlü olmalarından dolayı.

Şu an Türkiye’m karışık. Dünya çok hareketli. Sokağın kaygısı had safhada. Ekonomi, düzensiz göç, pandemi sonrası karman çorman olmuş bir düzen.

Yaşadığım ve gözlemlediğim Devlet Baba, sert. Karşı geleni dinlemiyor. Yorgun belki içeride ve dışarıda mücadeleden. Sürekli değişimden… Ayak uyduramamaktan… Mutlaka, kendini ve dolayısıyla vatandaşını koruma güdüsünden.

YAŞADIĞIM BABA SERT, YORGUN…

Yaşadığım ve gözlemlediğim Devlet Baba, sert. Karşı geleni dinlemiyor.

Yorgun belki içeride ve dışarıda mücadeleden. Sürekli değişimden… Ayak uyduramamaktan… Mutlaka, kendini ve dolayısıyla vatandaşını koruma güdüsünden.

Öte yandan, Devlet Ana şefkatli olur. Yumuşakça dinler, okşar yine de aile için doğru olanı yapar, yaptırır. Sade vatandaşa, evlatlarına açar kollarını. Her rengine.

Devlet Ana bütünleştirici olur. Ayrım yapmaz evlatları arasında. Irkı, mezhebi, dış görünüşü ilgilendirmez. Kokusudur onu çeken; sağlığıdır, mutluluğudur onu düşündüren.

Fedekardır Devlet Ana. Verir. Düşünmez. Önce ben demez, analık içgüdüsü samimi yapar onu. Düşürmez vatandaşı arkasından ne gelir bunun diye.

Devlet Ana tevazu sahibidir. En büyüğün, en ihtişamlının değil, tüm evlatları için en adilini ister önce. Evine bakar, ama gözü de komşudadır. İçine sinmez komşuda dert olması, destek olur, dinler, karıştırmaz ortamı, sükûnet ister mahallesinde.

Devlet Ana sadece kazanan değil ama kazanılmışı en iyi idare edendir. Zor günde de evlatlarını en iyi koşulu verendir. İyi günde geleceği düşünüp, şatafatı, kibiri vatandaşından uzak tutandır.

DEVLET ANA EVLATLARINA EN İYİ KOŞULU VERENDİR

Devlet Ana sadece kazanan değil ama kazanılmışı en iyi idare edendir. Zor günde de evlatlarını en iyi koşulu verendir. İyi günde geleceği düşünüp, şatafatı, kibiri vatandaşından uzak tutandır.

Devlet Ana, kol kanat gerer, ama Devlet Ana kafeslemez vatandaşını. Özgür bırakır. Bilir ki gelir ona evlatları, daha zengin, daha dolu, daha mutlu.

Vatandaş daha güvende hisseder Devlet Ana ile. Korkmaz

Sahiplenir çünkü; hem kendinden bir şey bulur hem de kendini bulması için alanı vardır.

Bireydir. Eşittir. Bilir ki düşerse Devlet Ana’sı ordadır. Kazanırsa desteği yüreğindedir.

Vakti gelmiştir Türkiye’nin esas reformuna.. Anayasa maddelerinde değil, devletin halk arasındaki sıfatında gizlidir o.

Olur mu olur…

Her seçim dönemi içimizdeki küskünlükleri, kızgınlıkları, hayalleri ve tutkuları ortaya çıkarıyor. Gerçekten bir şölen, her şeye rağmen bir demokrasi bayramı.

Yaşadık.

Türkiye’nin sade vatandaşın içeride ve dışarıda olan bu karışıklık ortamında Devlet Ana’sına ihtiyacı vardır. 100 sene önce zorluk altındaki tüm toplumlara işaret fişeği olmuş Türk aydınlanması, kendi içinde barışık, mutlu ve beraber bir toplumu ile her değişime uyumlu, geleceği doğru değerler ile inşa eden, takip etmeyen ötesi liderlik eden bir Türkiye hayali.

SADE VATANDAŞIN DEVLET ANA’SINA İHTİYACI VAR

Sertleşen dünyaya, dışarıya sert ama içerisindeki her vatandaşına şefkatli bir yönetim için belki ilk adım. Yerel yönetimde seçimleri. Tüm vatandaşlarını önce düşünen, onlar iyi olursa, kendi de iyi olacak bir belediye, ötesi ülke idaresi.

Türkiye’nin sade vatandaşın içeride ve dışarıda olan bu karışıklık ortamında Devlet Ana’sına ihtiyacı vardır.

100 sene önce zorluk altındaki tüm toplumlara işaret fişeği olmuş Türk aydınlanması, kendi içinde barışık, mutlu ve beraber bir toplumu ile her değişime uyumlu, geleceği doğru değerler ile inşa eden, takip etmeyen ötesi liderlik eden bir Türkiye hayali. İnsan odaklı. Vatandaşını her yeni güne başlarken değerli hissettiren.

Sözle değil, eylemiyle.

İnsan güne başlarken Ankara’ya bakmıyor, sokağına adım atıyor. Kaldırımı, yolu, suyu, çöpü, trafiği, depreme dirençli binası…

Ardından geliyor adaleti, savunması, güvenliği.

Onun için yerel önemli, onun için seçme ve seçilmeyi ülkenin tüm kılcallarında bir demokrasi şöleni olarak kutlamak gerekli.

Hakça

Adil

Geleceğe aydınlık bir adım için.

Aydınlık ve gelecek demişken…

Bir üyesi olmaktan büyük mutluluk duyduğum Yanındayız Derneği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için, biz erkek üyelerinden bugüne ve geleceğe yönelik eşitlik sözleri aldı. Ayrımın bittiği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin mevzu olmadığı, ‘Türk Kadını ve Erkeğinin’ eşit olduğu ve haliyle bir ayağında pranga olan değil, özgür bir atlet gibi güçlü ve hızlı koşan bir toplum için söz verdik.

Dernek başkanı sevgili Selen Okay Akçalı’da ‘peki ya 9 Mart’ ve diğer günler diyerek, insan oğlunun ‘bir günü’ anıp, ‘arınma ritüellerinden’ vazgeçmesi ve de bunu sürekli kılması gereğine dikkat çekti.

Büyük sorunların arkasında da, büyük fırsatların kaçmasında da bu tip ‘klişeler’ var. Aslında söylemin bize verdiği geçici umut, kolektif ve sürekli çalışmanın önünü kesiyor.

Bu son satırları, yazının tamamının aksine seçim ertesi ekledim. İçimden bir ses tut dedi.

Geleceğini bilir gibi…

Yetmez ama 81 ilin 11 tanesinin başkanı kadın, 61 ilçede aynı başarı. Türk siyaseti için tarihi bir dönemeç.

Az. Ama devam. Söyleme değil, çalışmaya.

Tanıdıklarım, bildiklerim ve umduklarımla geri kalan tüm erkek başkanların da, kadın-erkek eşitliği konusunda, örnek teşkil edeceği konusunda umutluyum.

Devletin cinsiyeti yok elbette. Ama vatandaşı ile arasındaki tutumda bir farklılık var. Tarihi ve etimolojik olarak farklı ülkeler devletine zaman zaman Ana, zaman zaman da Baba demiş. Bir kelime fark yaratmaz, kelime oyunu ile vermek istedim mesajımı.

DEVLETİN CİNSİYETİ YOK ELBETTE

Bağlarken…

Devletin cinsiyeti yok elbette. Ama vatandaşı ile arasındaki tutumda bir farklılık var. Tarihi ve etimolojik olarak farklı ülkeler devletine zaman zaman Ana, zaman zaman da Baba demiş. Bir kelime fark yaratmaz, kelime oyunu ile vermek istedim mesajımı.

Teknoloji yazmama alıştığınız bu sayfada, tüm yazılarımda üzerinde durduğum; teknolojik devrimin evrensel olarak önümüzde olduğunu unutmadan, insan odaklı, toplumsal ahengi gözeten bir devlet bugünümüzde ve geleceğimizde gerekiyor.

Kadını, erkeği, genci ve yaşlısı; kantarın bir tarafını baskılayan teknoloji destekli yıkıcı ve seçtiği zümreleri ayrıcalıklı tutan modellere karşı…

Sözü ile değil, eylemi ile örnek…

Yerelden ve merkezden; umutlu ve dinamik bir Türkiye hayali.

Her güne başlarken olduğu gibi.

Yazının içerisinde dediğim, 100 sene önce zorluk altındaki tüm toplumlara işaret fişeği olmuş Türk aydınlanması; şimdilerde ekonomide, göçlerde, iklim kriziyle ve en yıkıcı unsuru ile teknoloji değişimiyle harmanlı belirsizlik dönemine örnek olabilir.

Devlet Anası ile.

Kendisiyle ve çevresi ile ahenk içerisinde.

Umut etmek ve örnek olmak da biz vatandaşların görevi.

Murat Günenç
Latest posts by Murat Günenç (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir