Kilidi açmak için değişmek: Kadrolar ve yöntem

Kilidi açmak için değişmek: Kadrolar ve yöntem

Tüzükte yapılması vaat edilen değişiklikler, sokaklarda siyaseti yeniden var edebilme, yerel seçimde işbirliği, örgütlerle daha sıkı diyalog süreci derken Özgür Özel ve ekibinin küfesinde oldukça fazla yük var artık. Tabi Özgür Özel bu kadar yükü tek başına sırtlanmadı. Kendi gibi genç bir parti meclisi ve merkez yürütme kurulu da var. İstanbulda da genç bir kardeşi elbette

Cumhuriyet Halk Partisi, 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde 38. Olağan Kurultay’ını topladı. Kurultayda; genel başkan, parti meclisi ve yüksek disiplin kurulu seçimleri gerçekleşti. Şüphesiz, tüm bu seçimlerin ve tartışmaların en çok öne çıkardığı sonuç mevcut Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Özgür Özel’e karşı seçimleri kaybetmiş olmasıydı. AK Parti Türkiye’sinde ilk defa TBMM’de grubu bulanan bir siyasi partinin genel başkanı, kurultay delegelerinin oyları sonucu değişti.

İlk olarak, CHPde Kemal Kılıçdaroğlu döneminin genel başkanlık yarışlarını hatırlayalım.

CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu döneminde üç defa genel başkan yarışı oldu. Seçim mağlubiyetlerinden sonra gündemde oluşan sert rüzgarlar bu defa yeni bir seçimli kurultayı delegelerin önüne getirdi. İlk olarak 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığına yükselen itiraz hem de seçimi ilk turda Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanmasının ardından Emine Ülker Tarhan, Birgül Ayman Güler, Süheyl Batum ve Muharrem İnce gibi isimler üst üste olağanüstü kurultay çağrılarında bulunmuş ve 5 Eylül 2014’te de kurultay toplanmıştı. Kurultayın sonucunda Muharrem İnce’ye karşı Kılıçdaroğlu delegelerin %64’ünün desteğini alarak yeniden genel başkan seçilmişti.

Bir diğer kurultay ise 3-4 Şubat 2018 tarihinde gerçekleşmişti. 2014’te olduğu gibi Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarışına sahne olan kurultayda, Kılıçdaroğlu yine delegenin %64’lük desteği ile genel başkan seçildi. Ayrıca, 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçiminde alınan mağlubiyet sonrası Muharrem İnce ve ekibi, partiyi yeniden olağanüstü kurultaya götürmek istedi ancak delegeden yeterli imza toplayamadı.

En son birden fazla adayın bulunduğu kurultay ise 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri’nden yaklaşık 5 ay sonra gerçekleşen 38. Olağan Kurultay oldu. Bu defa Kılıçdaroğlu’nun karşısında Özgür Özel yarıştı ve başarılı oldu.

KÜMÜLATİF BİR TALEP: DEĞİŞİM

28 Mayıs gecesinde Erdoğan’ın bir kez daha cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından muhalif hanelerden yükselen değişim “fısıltısını” Ekrem İmamoğlu 29 Mayıs sabahı açıkça beyan ederek kitlesel bir talep haline getirdi ve CHP’de değişim isteğinin önünü açtı. Ardından devam eden süreçte, Özgür Özel bu talebin “vicdani” temsilcisi ve sözcüsü konumuna gelerek genel başkan adayı oldu. Özgür Özel’in değişimi, Muharrem İnce’nin değişiminden çok daha vurgulu ve etkiliydi. Elbette bu fark Özel’in İnce’den daha iyi hatip olması ya da çok daha karizmatik olmasıyla ilgili değil! Temelde iki fark var: İlk olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösteren, dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet oyu veren, hayati görülen 2017 referandumunu kaybeden, 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde başarısız olan ve 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri’nin kaybeden bir genel başkan ve ekibi olarak kurultaya gitmesi bardağı taşıran son damla oldu. İkinci olarak ise, 2019 yerel seçimlerinde İstanbul’u kazanan Ekrem İmamoğlu’nun, 2019-2023 arasında Türkiye siyasetinin baskın ögelerinden biri durumuna gelmesi ve değişim talebine omuz vermesiydi. İşte bu faktörler değişim talebinin öncüsü olan Özgür Özel’e genel başkanlık yolunun açılmasında başrol oynadı. Özgür Özel’e genel başkanlığı, kişisel karizması değil, “değişim talebinin merkezi”nde sürdürdüğü siyaset getirdi.

Özgür Özel yönetimi gerçekten demokratik ve toplumsal/yerel hassasiyetleri göz önünde bulunduran önseçime dair bir vaat ortaya koydu ve delegeden güvenoyu aldı. Şimdi sıra tarif edilen önseçimi 2024 yerel seçimleri öncesinde inşa edip sonuçlarını almakta.

ÖZEL’İN ÖNSEÇİM VAADİ 

Özgür Özel’in kurultay konuşmasında önseçim ve örgüt vurgusu çok güçlüydü. Özel’in önseçimi vaat etmesi, salonu heyecanlandırdı. Ancak dengeli bir önseçim tarifi yapması heyecandan çok “üzerine düşünülmüş, çalışılmış” algısını salondaki ve ekran başındaki izleyicilere verdi. Önseçim deyince aklıma hemen 2019 yerel seçimleri geliyor. Bu seçim öncesinde birçok büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanı adayı direkt Kemal Kılıçdaroğlu tarafından belirlenmiş ve seçim neticesinde elde edilen başarı Kılıçdaroğlu’nun hanesine büyük bir artı getirmişti. O süreçte CHP tabanında, önseçim yapılmış olsaydı seçimlerde bu denli bir başarının elde edilemeyeceği; Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Muhittin Böcek gibi isimlerin önseçim sonucunda aday gösterilemeyeceği hep dile getirilirdi. Bu görüşün “demokratik önseçime” güvenin olmayışından kaynaklandığını düşünüyorum. Özgür Özel yönetimi gerçekten demokratik ve toplumsal/yerel hassasiyetleri göz önünde bulunduran önseçime dair bir vaat ortaya koydu ve delegeden güvenoyu aldı. Şimdi sıra tarif edilen önseçimi 2024 yerel seçimleri öncesinde inşa edip sonuçlarını almakta.

ZOR SINAV: İYİ PARTİ

2023 seçimlerinden muhalefetin başarısız çıkması muhalefet partileri arasındaki iletişimi de derinden etkiledi. Özellikle İYİ Parti ve diğer Millet İttifakı bileşenleri arasındaki bağ oldukça zayıfladı. Diyalog zeminindeki kayganlık 2024 yerel seçimlerindeki işbirliği ortamının da rafa kalkması ihtimalini doğurdu. Kaldı ki İYİ Parti İzmir, Kahramanmaraş gibi büyükşehirler başta olmak üzere birçok il ve ilçe belediye başkan adaylarını açıkladı. Bu süreç içerisinde İYİ Parti içerisinden, “CHP’de bir değişim olmazsa seçimlerde işbirliği olmaz” açıklamaları geldi. İYİ Parti tarafından gelen bu açıklamalar kurultayda Kılıçdaroğlu tarafından CHP’yi dizayn etmek olarak değerlendirildi. İYİ Parti ve CHP arasından seçimlerden sonra esen soğuk rüzgarlardan sonra yeniden işbirliği zemini nasıl bulunabilir? İYİ Parti, seçimlerde tek başına hareket edeceğini defalarca beyan etti hatta genel idare kurulunda karara bağladı. Özgür Özel yönetimi içinse İYİ Parti’ye işbirliği teklifi götürmek hiç kolay değil çünkü atacağı adımlarını dikkatle takip eden bir parti içi muhalefet var artık. Ve CHP’yi dışarıdan dizayn etmek isteyenlerle yapılmaya çalışılacak bir Makyavelyen işbirliği parti içi muhalefet için önemli bir baskı unsuru.

ÖZEL’İN YÜKÜ AĞIR ANCAK GENÇLİĞİ VAR

Tüzükte yapılması vaat edilen değişiklikler, sokaklarda siyaseti yeniden var edebilme, yerel seçimde işbirliği, örgütlerle daha sıkı diyalog süreci derken Özgür Özel ve ekibinin küfesinde oldukça fazla yük var artık. Tabi Özgür Özel bu kadar yükü tek başına sırtlanmadı. Kendi gibi genç bir parti meclisi ve merkez yürütme kurulu da var. İstanbul’da da genç bir kardeşi elbette…

Mert Uzunsoy, Araştırmacı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir