Mehmet Şimşek tarih verdi: Kamuda tasarruf paketi geliyor

Mehmet Şimşek tarih verdi: Kamuda tasarruf paketi geliyor

İstanbul’da Türkiye’nin ATM Merkezi – TAM projesinin lansmanında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf tedbir paketinin açıklanacağı tarihi duyurdu. Şimşek, “Pazartesi günü tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Buna benzer yoğun şekilde yaptığımız çalışmalar var” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TAM’ın tanıtımında ekonomi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Şimşek, “Biz yatırımı, istihdamı, üretimi ve özellikle ihracatı önceliklendireceğiz. Biz verimlilik ekonomisi peşindeyiz, tasarruf istiyoruz. Tasarruf yaptığınız ölçüde yatırımları artırabilirsiniz.” dedi.

Bakan Şimşek’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: “Cari açığın kalıcı bir şekilde yüzde 2 buçuğun altına düşürülmesi için hızlı bir çalışma yapacağız. Sanayi Teknoloji Bakanlığımızın çok güzel projeleri var. Sanayiyi sadece piyasalara bırakamayız. Piyasaların çok iyi işlem gördüğü yerler var. Dolayısıyla cari açıkta kalıcı olarak yüzde 2 buçuğu hatta 2’nin altını hedefliyoruz. Altın ithalatındaki normalleşme bunu getirir. Tabi çıkar çevreleri bundan memnun değil, kusura bakmasınlar.

“Türkiye’ye kaynak giriyor”

Vatandaşlarımızın tercihine saygılıyım ama biz burada ülkemizin menfaatine kaynaklarımızı etkin bir şekilde yatırıma, üretime ve dolayısıyla istihdama ve ihracata dönüştüreceğiz, neden? Bu Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve doğru biz vizyon.

Kamunun kaynakları kıttır, ülkemizin kaynakları kıttır ve tercih yapmak zorundasınız. Bankalarımıza ben söyledim. Tasarruf yaptığınız ölçüde yatırımları yapabiliyorsunuz. Cari açık bugün 60 milyar dolardan 30’un altına düşmesi muhtemelse bu programın çok iyi çalıştığını gösterir. Şu anda finansmana ulaşımda sorun yok. Geçen senenin ilk 5 ayında bankalarımızın dış borç çevirme oranları yüzde 96’ydı.

Türkiye’ye kaynak giriyor. Uzun vadeli sermaye benzeri kaynaklar anlamında uzun bir süredir bankalarımız küresel piyasalardan kendilerini fonlayamıyorlardı. Bu senenin ilk dört ayında 4 milyar doların üzerinde neredeyse kalıcı nitelikte kaynak buldular. Bu kaynakları uzun vadeli olduğu için Türkiye’nin ihtiyacı olan yatırım projelerine kanalize etmeleri lazım. Bizim beklentimiz bu yönde.

“Finansman maliyetimiz azalıyor”

Bu program sayesinde finansmana erişim artmıştır. Hazinemiz çalışıyor. Programımız da çalıştığına göre buraya ilgi de artacaktır. Tabi kredi derecelendirme kuruluşları da gecikmeli de olsa bunu fark ettiler ve görünüm pozitif. Pozitif görünüm demek bir sonraki adımda ‘Ben not artırmayı düşünüyorum’ demektir. Yeter ki program devam etsin. Türkiye’nin risk primi, geçen sene bu vakitlerde 700 baz puanın üzerindeydi, bugün 300 baz puanın altında. Yani 2020 yılının başından bu yana en düşük düzey. Bu şu demektir; Dışarıdan kaynak bulduğunuzda benzer vadedeki Amerikan hazine kartlarının üzerine bunu koyarlar. Dolayısıyla finansman maliyetimiz azalıyor.
Geçen sene Mayıs ayında Türkiye’nin ilave maliyeti 255 baz puandı, bugün bu 239 baz puana kadar düştü. Biz buna fark diyoruz. Aynı dönemde bizim dışımızdaki gelişmekte olan diğer ülkelerin bir endeksi var. O, 420’ymiş yani biz 655 baz puan daha fazla faiz verirken onlar az veriyormuş.

Şimdi diyebilirsiniz ki; “Enflasyon yüksek ve Mayıs ayında da yükselecek, bu nasıl oluyor?” Çünkü Mayıs ayı enflasyonun son 12 ayın enflasyonudur. Nisan ayı enflasyonu cari enflasyon değil son 12 ayda gerçekleşen enflasyondur.

Önümüzdeki dönemde kamu maliyesine ilişkin birçok hususta adım atacağız. Pazartesi günü Cumhurbaşkanı yardımcımızla birlikte tasarruf verimlilik paketini açıklayacağız. Bu ilk, son olmayacak. Buna benzer yaptığımız çalışmalar var.

“KDV üst sınırıyla oynamayacağız”

Ülkemizde bir depremin yaşanmış olması bütçe açığı üzerinden bir finans baskısı var. Bütçe açığı geçen sene tedbir almasaydık yüzde 10’a kadar gidiyordu. Biz tedbir aldık ve bunu yüzde 5,2’ye indirdik. Peki bu bütçe açığının yüzde 10’lara çıkmaması için aldığımız tedbirlerin tabi ki bir kısmı enflasyonist. Ama bir kerelik. O dönemde bazı vergileri artırdık. Örneğin KDV’yi artırdık. Önümüzdeki Temmuz-Ağustos ayında bu sistemden çıkınca enflasyon aşağı gelecektir. Bu işi yapanlar bilirler ki para politikası tedbirleri gecikmeli etkili olur. Para politikasının yeniden inşası zaman alır. Çünkü şok terapiler büyük yan etkilere sahip olduğu için biz onu tercih etmedik. Türkiye’nin toplam iç ve dış borcu geçen sene brüt olarak milli gelire oran olarak yüzde 29 buçuk, gelişmekte olan ülkelerin ise yüzde 70 civarındaydı. Biz bütçe açığını aşağı çekeceğiz.

“En büyük önceliğimiz vatandaşımızın hayat pahalılığı baskısını azaltmaktır”

Önümüzdeki dönemde kamu maliyesine ilişkin birçok adım atacağız. Yoğun bir şekilde yaptığımız çalışmalar var. Dolayısıyla program çalışıyor ve çalışmaya devam edecek. Enflasyon ile ilgili dün MB geniş değerlendirmelerde bulundu, ekip güçlü ve çok iyi iş çıkarıyorlar. Enflasyon düştükçe, piyasa öngörüleri ile bizim hedeflerimiz arasındaki farkın kapanacağına inanıyoruz. Türkiye’yi fiyat istikrarına kazandıracağız. Bizim en büyük önceliğimiz vatandaşımızın hayat pahalılığı baskısını azaltmaktır. Enflasyonu tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa yapacağız.

Biz defalarca ‘Gelir vergisini artırmayacağız’ dedik ona rağmen belirli çevreler hala bu konuda spekülasyon üretmeye devam ediyorlar. Seçim sürecinde de vatandaşlarımızı yanlış yönlendirdiler. Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacı azalıyor çünkü cari açık azalıyor. Biz ihracatçımızın yanındayız ve onlarla birlikte sorunları çözeceğiz. Verimliliği artıracağız, inovasyonu güçlendireceğiz. Maliye politikası güçlü bir şekilde destekleyici olacak.

“Sermaye piyasalarından uzun vadeli kaynak bulacağız”

Yapısal dönüşüm zaman alıyor. Sürekli iyileştirme gerekiyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesi en kritik hedeflerimizden bir tanesidir. Öngörülebilirlik ise bunun esasıdır. Enflasyon hem yüksek hem de inişli çıkışlıysa yapılan düzenlemeler faydalı olmaz. Yatırımı düzenlemenin ön koşulu fiyat istikrarıdır. Fonlama maliyetleri, mevduatların vadesi Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak nitelikte değil. Sermaye piyasalarından uzun vadeli kaynak bulacağız. Bundan 10 yıl öncesine gidin, firmalarımız çok daha uzun koşullarda tahviller çıkarabiliyordu. Tekrar oraya gelmek istiyoruz.

Sermaye piyasalarının gelişmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm kaynak işidir. Türkiye için bunlar lüks değil. Bunlar Türkiye’nin ihtiyacı. Kamunun menfaati için kaynakların ülkenin önceliklerine göre kanalize edilmesi gerekmektedir. Biz kurala dayalı gideceğiz. Öngörülebilir ve şeffaflık içerisinde işlerimizi yürüteceğiz.

“Program var, programı güçlendiriyoruz ve program çalışıyor”

İnsanımıza yatırım yapacağız. Geçmişte de birçok sanayi devrimi yaşandı ama onlar istihdam artışı anlamında oldu. İlk defa bir belirsizlike karşı karşıyayız, yapay zeka. Bunun iş gücüne etkisi anlamında farklı değerlendirmeler var. Yapay zeka önemli bir gündem maddesi olacaktır. Bu nedenle bizim sürekli insanmıza yatırım yapmamız lazım. Çünkü büyük devletler, başarılı devletler üç kolon üzerinde yükselirler. Beşeri sermaye, alt yapı ve teknolojidir. Bu üç alanda başarıyı yakalayan ülkeler sürekli yükselmiştir. Onlarda rekabet sorunu, verimlilik sorunu olmaz. Refah artışı kalıcıdır.

Bazıları da hala “Program nerede?” diye söylenip dursun ama açık ve net olarak söylüyorum; program var, programı güçlendiriyoruz ve program çalışıyor. Bugünkü toplantı çok değerli çünkü bir araya geliyorsunuz, ülkenin menfaati için, tasarruf için ve daha yenilikçi çözümler üretmek için. Ben sizi canı gönülden tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum.”

Yeni Arayış Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir