Kürt yoktur varsa da Kürt değildir!

Kürt yoktur varsa da Kürt değildir!

Geçmişte “Kürt yoktur!” diyen devlet aklı bugüne kadar “Kürt yoktur varsa da Kürt değildir” demeye devam ediyor. Üstelik bu kararı “birlik beraberliğimize halel getirmemek” için aldığını söylediğinden bu karara itiraz etmeyi de yine terörist seviciliği” olarak tanımlamaktan da vazgeçmiyor.

Kobani kumpas davasında verilen kararları 3-5 hakim tarafından alındığını düşünsek de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluştan bu yana Kürt konusuna yaklaşımını düşündüğümüzde bunun böyle olmadığını, bu kararları alanların bütün bir devlet adına davranan kişilerden oluştuğunu anlarız. Bir başka ifadeyle, geçmişte “Kürt yoktur!” diyen devlet aklı bugüne kadar “Kürt yoktur varsa da Kürt değildir” demeye devam ediyor.

Üstelik bu kararı “birlik beraberliğimize halel getirmemek” için aldığını söylediğinden bu karara itiraz etmeyi de yine “terörist seviciliği” olarak tanımlamaktan da vazgeçmiyor.

Ne tuhaf değil mi?

Sanki ortada bir terazi var da kimin söylediğinin “daha doğru” ve “daha milli” olduğunu ölçüyor. Hani gerçekten öyle bir terazi olsa da tartılsak diyor insan böyle saçma bir kararı veren, onaylayan ve arkasında duranlarla.

Oysa ben tam aksini düşünenlerdenim. Kobani davası denilen davanın sanık sandalyesinde AKP yöneticilerinin oturmasının hakka ve adalete daha uygun olacağını düşünenlerdenim. Çünkü 37 kişinin- çoğu da Kürt ve HDP’liydiler-ölümleriyle sonuçlanan olayların çıkmasında İŞİD barbarlarının yapacağı gün gibi ortada olan bir vahşete karşı kıllarını kıpırdatmak bir yana neredeyse destek olanlar onlardı da ondan. Eğer böyle değilse çıksınlar konuşsunlar “biz değildik” diye!

Dolayısıyla eğer adalet neyin adil olduğunu tartamaz hale gelmişse kimin “birlik beraberliğimize halel getirdiği” konusu da havada kalır. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Asıl bu kararları alanların “birlik beraberliğimize halel” getiren kişiler olduğu bana göre çok açık. Ve ben inanıyorum ki günün birinde adalet terazisi doğru tartar hale geldiğinde bu gerçek de ortaya çıkacaktır.

2011-2019 yılları arasında Kürtlerin yoğun yaşadığı iller için harcanan paralar Türklerin yaşadığı illere göre çok daha düşük düzeyde gerçekleşiyor. Neden? Bu Türklerin yaşadığı illere göre daha düşük sağlık harcaması düzeyi devletin Kürtlere yönelik uyguladığı ayrımcı bir politika değilse nedir?

KÜRTLERE YÖNELİK AYRIMCI POLİTİKA

Son günlerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütçe verilerinden giderek devletin Kürtlere yönelik ayrımcı politikalarını belirlemeye çalışıyorum. İlginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Bunlardan bir tanesi “sağlık harcamaları”. Aşağıda 2004-2023 yılları arasında Kürtlerin ve Türklerin yoğun yaşadığı 11 ilde sağlık harcamaları grafiğini veriyorum:

Bu grafikte mavi, Türklerin, kırmızı ise Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı 11 ilin sağlık harcamalarını gösteriyor. 2011 yılına kadar aşağı yukarı benzer oranlarda önce birlikte artan sonra da birlikte azalan sağlık harcamaları 2011’den sonra hızla azalıyor. Ama grafikten açıkça görülebileceği gibi 2011-2019 yılları arasında Kürtlerin yoğun yaşadığı iller için harcanan paralar Türklerin yaşadığı illere göre çok daha düşük düzeyde gerçekleşiyor. Neden?

Bu Türklerin yaşadığı illere göre daha düşük sağlık harcaması düzeyi devletin Kürtlere yönelik uyguladığı ayrımcı bir politika değilse nedir?

Çalışmamın diğer verileri birlikte okunduğunda hükümetin politik performansındaki değişimi de görmek mümkün. Örneğin yukarıdaki grafiğe dikkat edilirse 2004’den sonra artan sağlık harcamalarında bir ara Kürtlerin yoğun yaşadığı illere yönelik harcamaların Türk illerinin önüne geçtiğini ve fakat 2011’den sonra da hızla azaldığını görebiliriz. Bunu da AKP’nin iktidara geldiğinde Avrupa düzenlemelerinin de etkisiyle doğru politikalar uyguladığı ve fakat 2010’dan sonra da “kimyasının” bozulduğu şeklinde okumak da mümkün.

Kısaca, sevgili arkadaşım “reklamın sokak çocuğu” Ersin Salman’ın dediği gibi “vatanseverlik; vatanı, onun üzerindeki tüm insanlarla birlikte sevmek demektir”.

Siz ise yalnızca kendinizi seviyorsunuz!

Verdiğiniz bu karardan bu anlaşılıyor!

Erol Katırcıoğlu
Latest posts by Erol Katırcıoğlu (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir