İsrail-Hamas savaşı bittiğinde…

İsrail-Hamas savaşı bittiğinde…

Bu savaş, bir barış süreci ve iki devletli çözüm dışında gerçekçi hiçbir seçeneğin olmadığını bizlere bir kez daha hatırlattı. Uluslararası toplum bu saatten sonra bu gerçeğe sırtını daha fazla dönemez. Yeni bir 30 yıllık işgal, savaş ve uzlaşmaz bir çatışma sürecine izin veremeyiz.

İsrail-Hamas savaşı elbette bir gün sona erecek. Savaş bittiğinde ise İsrailliler ile Filistinliler, asıl meseleleri olan aralarında barışçıl bir anlaşmanın nasıl tesis edilebileceği konusuna odaklanacaklar. Fakat bombardımanlar, abluka, füze saldırıları, serbest bırakılmayan rehineler meseleleriyle geçen her gün, iki devletli çözüm sürecine kalınan yerden devam edilmesini zorlaştırıyor.

Bu savaş, bir barış süreci ve iki devletli çözüm dışında gerçekçi hiçbir seçeneğin olmadığını bizlere bir kez daha hatırlattı. Uluslararası toplum bu saatten sonra bu gerçeğe sırtını daha fazla dönemez. Yeni bir 30 yıllık işgal, savaş ve uzlaşmaz bir çatışma sürecine izin veremeyiz.

Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği barbarca saldırının üzerinden bir ay geçti. 1400’ün üzerinde İsrailli hayatını kaybetti ve 230’dan fazla kişi de rehin alındı.

Aralıksız füze saldırıları nedeniyle İsrail semalarından siren sesleri eksik olmuyor ve tüm İsrail halkı derin bir endişe içerisinde. Filistinliler için de aynı durum söz konusu elbette. Gazze halkı, İsrail’in gece gündüz devam eden hava saldırılarının yarattığı ürkütücü seslerin ve yıkımın arasında yaşıyor. Bugüne kadar, yarısına yakını çocuk olmak üzere 9 binden fazla Filistinli öldürüldü. Ölü sayısı her geçen gün katlanarak artmaya devam ediyor.

Gazze halkı tam bir aydır gıda, su, yakıt ve ilaç gibi temel ihtiyaçlarını temin edemiyor. Birkaç yüz kişinin Refah Sınır Kapısı’ndan Mısır’a geçmesine izin verilmiş olsa da, aralarında başka milliyetlerden insanların da bulunduğu birkaç bin kişi ise hâlâ Gazze’den ayrılmak için beklemekte. Gazze’deki binaların yarısına yakını ya zarar görmüş ya da tamamen yıkılmış durumda. Zaten kıt imkânlarla yaşayan halk, artık her şeyini kaybetmiş durumda. Hâlihazırda mülteci olan bu halk, bir kez daha zorla yerlerinden ediliyor.

SAVAŞIN KURALLARI VARDIR

Hamas’ın 7 Ekim saldırıları uluslararası hukuku ayaklar altına almıştır. Hamas’ın bir terör örgütü olduğunu açık biçimde ifade etmeye devam ediyoruz. Buna mukabil İsrail’in de kendisini savunma hakkı vardır.

Ne var ki, savaş döneminde savaşın taraflarının yapabileceklerinin sınırları uluslararası hukuk tarafından net biçimde çizilmiştir. Savaşan tarafların tamamı uluslararası insan hakları hukukuna uymak zorundadır. Askeri hedefler ile sivil hedefleri azami ölçüde birbirinden ayrı tutmaya özen göstermelilerdir. Dahası, sivillere veya sivil altyapıya verilen zarar, hedeflenen askeri kazanımın ötesine geçmemelidir. Gazze’deki savaşta bu kırmızı çizgiler ve sınırlar çoktan aşılmış durumda ne yazık ki.

Hastanelere, sağlık çalışanlarına ve sivil altyapıya yönelik saldırı düzenlenmesi; ihtiyaç sahibi sivillere yardım ulaştırılmasının engellenmesi açık şekilde yasaklanmıştır.

Uluslararası insan hukuku kuralları aynı şekilde Hamas için de geçerlidir: Sivilleri öldürmek ve onlar esir almak yasaklanmıştır. İsrail topraklarına hedef gözetmeksizin roket fırlatmak ve sivilleri kalkan olarak kullanmak da.

TEMEL ÖNCELİKLER

Şu anki temel öncelik, acil bir ateşkes sağlanarak insanların çektikleri sıkıntıların azaltılması ve İsrail saldırılarından etkilenenlere yardım edilmesidir. Zira Gazze’de tam bir felaket tablosu söz konusu. Yıkımın boyutu inanılmaz noktalara ulaşmıştır. Her 15 dakikada bir çocuk hayatını kaybetmektedir.

27 Ekim’de BM Genel Kurulunda insani ateşkes ve Gazze’deki sivillerin acil yardıma kesintisiz erişiminin önündeki engellerin kaldırılması yönündeki önergeye 120 üye ülke evet oyu kullandı. Uluslararası toplum, Gazze halkı ve onların yaşam haklarıyla ilgili endişelerini dile getiriyor. BM’deki oylama, savaşan taraflara uluslararası hukuka uymaları, sivil nüfusu koruma ve Gazze’ye insani yardımın ulaştırılması gerektiği konusunda açık bir mesajdır. İnsani yardımın Gazze halkına ulaşmasını sağlamak zorundayız.

Bu artık bir gereksinimden ziyade acil bir mecburiyettir. BM kararları insanların karınlarını doyurmuyor. Geçtiğimiz hafta geçişine izin verilen yardım olsa olsa okyanusta bir damla olur.

Gazze’deki yakıt, ilaç, gıda ve su ihtiyacı tahammül sınırlarını aşmıştır. Gazze’deki insanların artık dayanacak güçleri kalmamıştır. Uluslararası toplum bu gerçeğe sırtını dönemez. Gazze’deki bu acı ve yıkım tablosunun böylece sürüp gitmesini kabul edemeyiz ve etmeyeceğiz.

Derin bir krizin tam ortasındayız: Bu kriz yalnızca Gazze, İsrail, Filistin veya Ortadoğu’nun değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir krizdir. Hamas’a bir mesajımız var: İsrail’e yönelik roket saldırılarına bir son vermelidir. Rehineleri derhal ve koşulsuz serbest bırakmalı ve sivilleri kalkan olarak kullanmamalıdır. Savaş sona erdiğinde İsrail, Filistinliler ve Arap ülkeleriyle yan yana yaşayamaya devam edecektir. Oysa çatışmanın diğer bölgelere sıçraması ve gerilimin daha da büyümesi riski her geçen artmaktadır.

İsrail güvenlik güçleri ile İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria’daki Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerinde son günlerde çarpıcı bir artış gözlenmektedir. İsrail ile Lübnan arasında neredeyse her gün çeşitli çapta çatışmalar yaşanıyor. Dünyanın çok sayıda ülkesinde Gazze halkına destek amacıyla başlatılan barışçıl gösterilerin nefreti ve düşmanlığı daha da körüklediğini görüyoruz.

DÜŞMANLIK SON BULMALI

2,3 milyon Gazze sakini nefeslerini tutmuş ailelerinin hayatta kalması ve gece bombardımanın ardından sabah kalktıklarında hâlâ sığınabilecek bir evlerinin kalmış olması için dua ediyor. İsrail’de ise yüzlerce aile rehine alınmış bireylerinin evlerine sağ salim dönmesi için endişe içerisinde dua ediyor. Bu durum böyle devam edemez. Bu yüzden hem İsrail hükümetine hem de Filistinlilere başka bir yol bulmaları çağrısında bulunuyoruz. Şiddete bir son verilmeli, insani yardımın geçişine izin verilmeli, rehineler serbest bırakılmalı ve iki devletli çözüm müzakerelerine kaldığı yerden devam edilmeli.

Espen Barth Eide – Norveç Dışişleri Bakanı

Çeviren: Hasan Kaya

Kaynak: Al Jazeera

Espen Barth Eide
Latest posts by Espen Barth Eide (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir