Sahip olduğumuz güzellikler

Sahip olduğumuz güzellikler

Sahip olduğumuz güzelliklere; sağlığımıza, kıymetli arkadaşlarımıza, sevdiklerimize hatta varsa kedimize ya da köpeğimize ve rahatça alabildiğimiz sürece nefesimize minnetle ruh halimizi rahatlatabilir; sıkıntılara çok daha kolay göğüs gerebiliriz.

Sahip olduğumuz güzelliklere odaklanmak psikolojimize en iyi gelecek, ruh halimizi en keyifli hale getirecek ve canımızı sıkan durumlardan bizi en çabuk çıkaracak yollardan biri. Hani kimi zaman sağlık sıkıntısı yaşadığınız anlarda diyelim ki boynunuz tutulduğunuzda uyurken yastıkta kafanızı rahatça çevirebilmeniz bile ne kadar kıymetliymiş anlarsınız ya; ya da mideniz rahatsız olduğunda rahatça bir kahve içebilmek ne güzelmiş fark ederseniz ya… Sırf bedeninizde sağlıklı olan bölgelerden yola çıksanız bile teşekkürle dolacağınız o kadar büyük zenginliklerimiz var ki…

Sahip olduğumuz güzelliklere; sağlığımıza, kıymetli arkadaşlarımıza, sevdiklerimize hatta varsa kedimize ya da köpeğimize ve rahatça alabildiğimiz sürece nefesimize minnetle ruh halimizi rahatlatabilir; sıkıntılara çok daha kolay göğüs gerebiliriz. İnsanız; elbette günlük stresler, anlık aksilikler canımızı sıkabilir ama öyle anlarda bile yaşadığımız o sıkıntıya takılıp kalmak yerine, o sevimsiz an içinde bile kendimizi güzel anlar yaratmaya verebilirsek şahane olabilir.

Asla Polyannacılık oynayalım da, demiyorum, Polyanna’nın gıcık eden bir yapay bir çabası var gibi geliyor hep. Polyanna olmayın da, siz siz olun; sahip olduğunuz güzellikleri düşünmeye gayret edin, gayret edelim diyorum sadece.

TEŞEKKÜR EDEBİLECEĞİMİZ ZENGİNLİKLERİMİZ

Kolay değil tabii; bazen o gücü bulmak, her şey üst üste geldiğinde şevkimizi, keyfimizi de kaybedip, olumlu bir taraf görmeye çalışmak hiç kolay değil. Hatta işin içinde olumlu bir taraf yakalamaya gayret etmeyi azıcık da kızgınlıkla “züğürt tesellisi” olarak değerlendireceğimiz, o sıkıştığımız anlarda pembe bir renk de görmeyi becerebilmek hiç kolay değil. Asla Polyannacılık oynayalım da, demiyorum, Polyanna’nın gıcık eden bir yapay bir çabası var gibi geliyor hep. Polyanna olmayın da, siz siz olun; sahip olduğunuz güzellikleri düşünmeye gayret edin, gayret edelim diyorum sadece. Misal bir sabah uyandığınızda o gün içinde küçük anlarda bile olsa “nasıl keyifler yaratabileceğinize” odaklanın. Üstelik sahip olduğumuz için “teşekkür edebileceğimiz zenginliklerimiz” hem genel mutluluğumuzu artırmaya hem stresimizi azaltmaya hem de içinde bulunduğumuz zor durumlarla daha iyi başa çıkmaya yardım edebilir.

YİTİP GİTMEDEN

Pek sevdiğim Amerikalı aktris Drew Barrymore da kendi programında şükran günlüğünden bahsederken, Hugh Grant’ın burun kıvırdığını hatırlıyorum. Daha iyi olmaya, güzel şeyler denemeye huysuzluk edeceksek, niye şikâyet etmeyi sürdürüyoruz ki peki? Literatürde, minnettar oldukları neler varsa yazarak şükran günlüğü tutanların tutmayanlara göre daha keyifli ve huzurlu hale geldiğini ortaya koyan çalışmalar bile var.

2008 yılında “Journal Of Research in Personality” dergisi, Ağustos sayısı 42. ciltte yayımlanan, Alex M. Wood ve arkadaşlarının gerçekleştirdiği bir çalışma da kişilik özelliklerini ve sosyal desteği kontrol ettikten sonra bile, daha yüksek şükran seviyelerinin daha düşük depresyon ve anksiyete seviyeleri ile ilişkili olduğunu ortaya koymuş. Razı olmaktan da bahsetmiyorum asla; aman sakın. Özellikle politikacıların manipüle ettiği “şükredelim”, “razı olalım” tayfasının şuursuzluğundan da bahsetmiyorum. Kastettiğim sahip olduğumuz tüm güzellikleri hemen her gün düşünelim ki doyasıya tadını çıkaralım, yitip gitmeden…

Cenk Erdem
Latest posts by Cenk Erdem (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir