Seviş Yolcu turu

Seviş Yolcu turu

LiteraTur’da bu seferki yazın turumuzu, günümüzün sevilen şairlerinden Birhan Keskin’in Cemal Süreya seçkisine düzenliyoruz: Seviş Yolcu. LiteraTur için sırada bekleyen elimdeki kitapların oluşturduğu uzun listede Birhan Keskin’in kitabının bir anda başa geçmesi de son zamanlarda hep heybemde taşıdığım bu kitabın her yerde bana yoldaşlık etmesi oldu.

LiteraTur’da bu seferki yazın turumuzu, günümüzün sevilen şairlerinden Birhan Keskin’in Cemal Süreya seçkisine düzenliyoruz: Seviş Yolcu.

İlk basımı Can Yayınları tarafından 2021 yılında yayınlanan bu derlemenin elimizdeki 3. baskısı 2023 yılına ait.

Kıdemli ve kitaplı şair dostum Levent Yılmaz’dan aldığım desturla çıkarıyorum okuyucuyu bu tura – hem de şiir bağının bekçisi/müfettişi/komiseri dostların “destursuz bağa girme girişimi” ithamını göze alarak…

Şiire öteden beri ilgi duymanın ötesinde, belki de otuz yılda bir, yazdığı şiirlerini bir araya getirip (her seferinde bir bahane ve muziplikle) ‘gayri resmi yollardan’ neşretmeye çalışan bir şiir heveslisi olmak, rehberliğim hususunda bazı insaflı dostlardan kısmi bir icazet almamı sağlayabilir.

LiteraTur için sırada bekleyen elimdeki kitapların oluşturduğu uzun listede Birhan Keskin’in kitabının bir anda başa geçmesi de son zamanlarda hep heybemde taşıdığım bu kitabın her yerde bana yoldaşlık etmesi oldu.

Nitekim bu turdaki rehberliğim, daha çok bu süreçle/yolculukla ilgili izlenim ve hislerimi paylaşma niteliğinde olacak.

İlgilisine, Cemal Süreya ve eserlerinin oldukça kapsamlı ve derinlikli bir analizi için, herkesin ulaşabileceği bir kaynak olarak Nilüfer İlhan’ın 2010 yılında tamamladığı “Cemal Süreya (Hayatı, Edebî Fikirleri ve Şiiri)” başlıklı doktora çalışmasını önerebilirim.

TUR ÖNCESİ KISA PREZANTASYON

Arkadaşlarıyla telefon numarasını ezbere bilme konusunda girdiği iddiayı kaybetmesi üzerine soyadındaki y harflerinden birini kaybettiğini bile neredeyse tüm şiir severlerin bildiği Cemal Süreya’nın hayatı hakkında okura bilgi vermeye ihtiyaç olduğunu sanmıyorum. Üstelik kendisiyle ilgili yazılmış Vikipedi maddesi bile gerçekten nitelikli ve doyurucu…

Ancak ilgilisine, Cemal Süreya ve eserlerinin oldukça kapsamlı ve derinlikli bir analizi için, herkesin ulaşabileceği bir kaynak olarak Nilüfer İlhan’ın 2010 yılında tamamladığı “Cemal Süreya (Hayatı, Edebî Fikirleri ve Şiiri)” başlıklı doktora çalışmasını önerebilirim.

Cemal Süreya şiiri hakkında ahkam kesmeye hiç niyetim yok, ama şiirlerini zevkle okuyan ve kendisi hakkında yazılanları takip etmeye çalışan biri olarak şunu söyleyebilirim: 1937-38 Dersim Katliamından kurtularak sürgün yollarına/eziyetine düşürülmüş Erzincanlı Alevi bir ailenin 6-7 yaşlarındaki bir çocuğu olarak, sürgün (“muhacir” !) yaşamının tüm zorluklarını sonuna kadar yaşamış olmasının kişiliğindeki etkisini her fırsatta gösteren Cemal Süreya’nın, yatılı okul ve SBF öğrenciliğinde başladığı ve Mülkiye Müfettişi yılarında daha da yetkinleştirerek sürdürdüğü şiir yazma sürecinde, kendisinin de şiirlerinin de bu geçmişin gölgesinden, daha doğrusu katliam ve sürgün travmasının etkisinden kurtulamadığını hep akılda tutmak gerekir.

Çok yönlü derinlikli bilgisi ve keskin zekâsı herkes tarafından kabul edilen Cemal Süreya’nın, geleneksel ve modern şiiri hem çok iyi sindirdiğini hem de onu dönüştürdüğünü söyleyebiliriz. Şiiri hakkında daha fazla söz söylemeden, kısaca not etmekte yarar var: Yayınlanmış şiirleri söz konusu olduğunda büyük bir külliyatının mevcut olduğunu söyleyemeyeceğimiz Cemal Süreya şiirlerinin tamamı tek ciltte toplanmış olduğu için, herkesin edinip kendi okumasını yapması zor değildir: Sevda Sözleri.

Belki ileride bu derleme üzerinden genel bir Cemal Süreya turu yaparız bir gün – kim bilir!

***

Birhan Keskin tarafından hazırlanan Seviş Yolcu seçkisi içinde kısa bir tura çıkmadan önce, bilmemiz/hatırlamamız gereken bir şey daha var: Kendi ifadesiyle “Cemal’le uzun yıllar geçirmiş bir insan ve oğlunun annesi olarak” Elif Sorgun [Zühal Tekkanat] tarafından hazırlanmış olan 96 sayfalık bir başka seçki, önce Yapı Kredi Yayınları, daha sonra da Can Yayınları tarafından yayınlanmıştır: Bir Kırlangıcın Daha Var. Adını Cemal Süreya’nın “Kehanet 1985” başlıklı şiirindeki son dizeden alan bu kitapta ne bir içindekiler tablosu ne hangi şiirin ne zamana ait olduğu veya hangi kitaptan alındığıyla ilgili bir bilgi bulunmaktadır!

Kitabın önemli özgünlüklerinden birini bizzat Birhan Keskin dile getirmektedir: “Kendisinden çok sonra şiir yazmaya başlamış bugünün bir şairinin Cemal Süreya’ya bakışı olarak da okuyabilirsiniz bunu.”

KISA TURUMUZ BAŞLIYOR

Turumuzun temel duraklarını oluşturacak olan, bu kitapla ilgili bazı gözlem ve tespitleri maddeler halinde şöyle aktarabilirim:

1. Kitabın önemli özgünlüklerinden birini bizzat Birhan Keskin dile getirmektedir: “Kendisinden çok sonra şiir yazmaya başlamış bugünün bir şairinin Cemal Süreya’ya bakışı olarak da okuyabilirsiniz bunu.”

Seçme ediminin, aslında seçmemekle, yani dışarıda tutmakla başladığını bildiğini ve bunun zorluğunu iliklerine kadar hissettiğini kitabın başındaki “Herkesin Cemal Süreya” başlıklı, gerçekten tadı damağımızda kalacak kısalıkta ve bir o kadar samimi olan “Bir küçük sunu”sunda okumak mümkün.

2. 120 sayfalık bu eserin bir başka özgünlüğü, kitabın farklı sayfalarında karşımıza çıkan 17 adet Cemal Süreya desenleri/çizimleri oluyor.

Kitabın sonunda yer verilen, Necmi Sönmez’in bu desenler/çizimler hakkındaki yazısı, bu özgünlüğü daha anlamlı kılıyor.

Kitabın sonunda bu desenlerin alındığı kaynaklara ve dolayısıyla ilk yayınlandığı yılları gösteren bir listeye yer verilmesi de okuyucu için büyük ‘hizmet’. Ancak Necmi Sönmez’in yazısının kitabın başında olması daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

Edip Cansever portresi

 

 

 

 

Ece Ayhan portresi

 

Kolaj

 

Şiir ve desen

3. Benzer bir duyarlılığın bu kitap için seçilen toplam 47 şiir için de gösterilmesi, kitabı çok daha iyi yaparmış doğrusu: Her şiirin sonuna ilk yayınlandığı yılın yazılması, okuyucunun şiirle ve yazarıyla kuracağı ilişkiyi pekiştirirdi. En azından şiirin ilk olarak yer aldığı kitabın adı ilk basım tarihiyle birlikte kitabın başındaki veya sonundaki bir listede verilebilirdi.

Bu konuda okuyucuya ben yardımcı olmak isterdim, ama LitetaTur’un sınırlarından dolayı bu mümkün değil maalesef. Ancak böyle bir listeyi çıkarmanın yukarıda andığım Sevda Sözleri üzerinden yapılması kolay olacaktır, çünkü yayınevi bu derlemede yer alan tüm kitapların yayın tarihlerini ilk basımdan başlayarak her bölümün başında vermiştir.

4. Tur konumuz olan kitapta, Utku Lomlu’ya ait kapak tasarımı gerçekten ilgi çekici, ama ilgi çekmesi maalesef biraz karmaşıklığından kaynaklanıyor olabilir: Bir kitapçıda uzaktan görseniz hemen dikkatinizi çekecek bir tasarım söz konusu, ancak daha sonra defalarca inceleyip, sevip sevmediğime karar veremediğim bir tasarım.

Daha sade tasarlanmış arka kapakta ise önce (göze pek hoş gelmeyen bir el yazısıyla) Birhan Keskin’in sunusundan şiirsel dizeler verilmiş:

Aşık olduğumuzda da,

Bir şehri çok özlediğimizde de,

İşler sarpa sardığında da,

Enseyi kararttığımızda da,

Üzüldüğümüzde de,

Yeniden ayağa kalktığımızda da

Bu seçki bizimle birlikte yürüsün,

‘günyenisi’ gibi ışısın isterim.

Seçkiyle ilgili içimizi ısıtacak duygular uyandıran ve derleyenin niyetini net bir şekilde sergileyen bu alıntıdan sonra verilen kısa ‘arka kapak yazısı’ ise içerikle ilgili okuyucuyu bilgilendirici ve teşvik edici kısa bir metinden oluşuyor:

“Birhan Keskin, Cemal Süreya’nın çok sevilen aşk şiirlerinin yanı sıra, onun ‘bu memlekete, şehirlere, insanlarına dair yazdığı’ şiirleri Seviş Yolcu‘da bir araya getiriyor. Kitaptaki elli dört şiire, Cemal Süreya’nın defterlere, armağan ettiği şiir kitaplarının üzerine, mektuplara eklediği desenler eşlik ediyor. Seviş Yolcu çağdaş bir Cemal Süreya seçkisi, bir armağan ve ömürlük bir yol arkadaşı.”

Bu güzel metinle ilgili tek sorun, derlemede kaç şiire yer verildiğiyle ilgili yanlış bilgidir: Kitapta 54 değil (yukarıda belirtiğim üzere) 47 şiir bulunmaktadır.

5. Cemal Süreya’nın bütün şiirlerini içeren Sevda Sözleri’ni yanı başımıza koyarak Birhan Keskin’in seçkisi içinde dolaşmaya başlamadığımızda, daha en başta, içindekiler tablosunda Elif Sorgun seçkisi ile örtüşmeler dikkati çekiyor. Yer sınırlaması nedeniyle böyle bir karşılaştırmayı burada yapıp iki kitapta yer alan şiirleri listeleyemeyeceğim, ama her iki seçkide de yer verilen ortak 19 şiir bulunduğunu söylemek isterim.

Birhan Keskin seçkisine adını veren Seviş Yolcu şiiri de dahil olmak üzere Elif Sorgun seçkisinde yer alan çoğu şiirin Beni Öp Sonra Doğur Beni başlıklı kitaptan olduğunu görürüz ve hemen aklımıza şu gerçeklik gelir: Cemal Süreya ilk baskısı 1973 yılında e Yayınları tarafından yapılan bu kitabı Elif Sorgun’a ithaf etmiştir…

6. Seçkideki 47 şiirden 20’si, Güz Bitiği kitabında, yani ilk basıldığı versiyonda olduğu gibi, kitabın sonunda “20 Şiir” bölüm başlığıyla ayrı bir bölümde yer alıyor.

İlk 27 şiir ise yayınlandıkları kitaplar ve tarihlerden bağımsız bir şekilde sıralanmış. Bunlar arasında Cemal Süreya’nın çok bilinen şiirleri olduğu gibi, pek bilinmeyenler ve az bilinenler de var. 13 beyitten oluşan ve seçkiye adını veren “Seviş Yolcu” başlıklı şiir ise en başta yer alıyor.

7. Seçilen şiirlerle ilgili söylenecek çok şey var, ama turu çok uzatmamak için sadece bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Genelde şiirler kadar başlıkları da şiirsel oldukları için, şiir başlıkları (içindekiler tablosu) arasında dolaşmak bile çok zevkli olabiliyor ve tematik çerçevenin genişliği hakkında bilgi veriyor.

Cemal Süreya şiirlerini okumanın bana düşündürdükleri, bu seçkide çok açık ve baskın şekilde tekrarlanıyor: Sonraki dönemde postmodernist hevese kapılarak uç noktalara savrulan, ancak Cemal Süreya’da daha dengeli bir şekilde yer alan kişisellik ve yer yer kendi-merkezcilik eğilimi, belki Cemal Süreya şiirini proto-postmodern olarak adlandırabileceğimizi düşündürtüyor.

8. Cemal Süreya şiirlerini okumanın bana düşündürdükleri, bu seçkide çok açık ve baskın şekilde tekrarlanıyor: Sonraki dönemde postmodernist hevese kapılarak uç noktalara savrulan, ancak Cemal Süreya’da daha dengeli bir şekilde yer alan kişisellik ve yer yer kendi-merkezcilik eğilimi, belki Cemal Süreya şiirini proto-postmodern olarak adlandırabileceğimizi düşündürtüyor. Ancak hiç yoğun olmayan, biraz utangaç ve bazen sırlı (tam da bu yüzden çok incelikli ve şiirsel) bir şekilde karşımıza çıkan toplumsallık ve siyasallık eğilimi, çizgisel ilerlemeci anlayışa dayalı bu düşüncenin sorunlu olabileceğini, modern Türkçe şiir tarihinde (özgünlüğüyle öne çıkan) bir sapmayla karşı karşıya olabileceğimizi akla getiriyor. (Daha genelde bu sorgulama, Cemal Süreya’nın da ait olduğu İkinci Yeni şiiri için yapılabilir.)

9. Turumuza katılan siz okuyucularımıza tavsiyem, en kısa zamanda Birhan Keskin seçkisini edinerek yanlarında taşımaları, Cemal Süreya desenleri ve harika tasarımıyla hayran olunası bu küçük kitabın içinde, bu turdan sonra da kendi başlarına da birkaç kez dolaşmalarıdır.

10. Her Cemal Süreya okuyucusu için, şairin tüm şiirlerinin yer aldığı Sevda Sözleri’ni notlar alarak okuyup 40-50 şiir seçkisinden mürekkep öznel/şahsi bir kitap dosyası hazırlama deneyimi/oyunu ilginç olacaktır… Nitekim, turumuzun konusu olan kitabı ‘derleyen’ Birhan Keskin de bunu yapmış: “Bu kitap benim Cemal Süreya seçkim.” (s. 11).

11. Böyle bir seçkiyi ben yapsam kaç şiirle sınırlı tutardım ve seçkiye hangi şiirler girerdi doğrusu bilmiyorum, ama seçkide yer alacağından kesinlikle emin olduğum şiir (sözünü ettiğim iki seçkide de yer verilmeyen) “Ğ Vitamini” başlıklı şiir olurdu:

 

12. Serde tarihçilik olduğu için belki, kendi seçkimin başına gelecek şiir ise Elif Sorgun’un kendi seçkisine almadığı, ama Birhan Keskin’in seçkisinde yer verilen “Kısa Türkiye Tarihi” olurdu. Şiirin ilk bölümü, 1984 yılında Can Yayınları tarafından yayınlanan Uçurumda Açan kitabında tek bölümlük kısa bir şiir olarak yer almıştır. Cemal Süreya’nın en çok bilinen şiirlerinden biri olan “Kısa Türkiye Tarihi”, 1988 yılında Dönemli Yayıncılık tarafından yayınlanan Sıcak Nal kitabında ise beş bölüm olarak, herkesin bildiği şekliyle yer almıştır:

Turu Tamamlarken

Bu seferki turumuz da burada bitiyor, ama okuyucuların bundan sonraki hayat turu devam ederken umarım Seviş Yolcu hiç eksik olmaz çantalarından…

 

 

Bülent Bilmez

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir