İran – İsrail çatışmasının kodları

İran – İsrail çatışmasının kodları

Bu aşamada hem İran hem de İsrail birbirleriyle direkt bir sıcak savaşa girmeyip kendi askeri potansiyellerinin çok altında cevaplar vermeyi seçtiler. Yine de İran ve İsrail arasında yürütülen vekalet savaşı daha da şiddetlenerek devam edecek ve durumun yeniden sıcak savaşa evrilme ihtimali hep var.

Bölgenin bu denli sıcak savaş noktasına gelmesindeki en önemli sebep şüphesiz 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırması ve ardından İsrail’in Gazze’yi darmadağın etmesidir. Gazze bir öncü deprem oldu ve şu an bölgede yayılarak meydana gelen yeni depremlerle karşı karşıyayız.

Suriye savaşının başlaması ve ilerlemesiyle birlikte İran ve İsrail arasında özellikle Suriye içerisinden yürüyen bir vekalet savaşına şahit olduk. İran Devrim Muhafızları’nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü’nün unsurları, ileri gelen komutanları, tesisleri ve milis güçleri sürekli İsrail tarafından vuruluyorlar. 7 Ekim’den bu yana Ortadoğu’da oluşan yeni çatışma iklimiyle birlikte İsrail bu saldırılarını daha da artırdı ve Suriye, Irak ve Lübnan’da İran unsurlarına yönelik özellikle üst düzey suikastlarını genişletti.

Netenyahu yönetimi İran’ı direkt bir sıcak çatışmaya çekebilmek için İran’ın Şam Büyükelçiliği’ni vurdu çünkü büyükelçilik binası İran’ın toprağı sayıldığından İran’ın İsrail’e direkt olarak yanıt vermekten başka bir seçeneği yoktu. Öte taraftan; büyükelçiliğin konsolosluk binasında bulunan İran Devrim Muhafızları’nın bir dönem kara kuvvetleri ve hava kuvvetlerinin komutanlığı yapmış olan ve İran unsurlarının Suriye ve Lübnan’daki komutanı olan General Zahedi ve 6 kurmayı da İsrail tarafından öldürüldü.

Böylelikle İran’ın İsrail’e yönelik misilleme cevabı da kaçınılmaz bir hale geldi. Ancak İran’ın içerisinde bu saldırının tonu ve düzeyine dair farklı görüşler vardı. Devletin radikal muhafazakar kanadı İsrail’e yönelik ağır ve geniş çaplı bir saldırı yapılmasını isterken devletin ılımlı reformist kanadı sınırlı bir saldırı yapılması gerektiği kanaatindeydi.

İran’da mart ayında yapılan genel seçimlerde 1979 İslam Devrimi’nden bu yana en düşük katılımlı seçim yaşandı. Yani İran rejiminin derin bir meşruiyet krizi var, 65 milyonluk seçmenden sadece 25 milyonu sandığa gitti. Ayrıca ağır bir ekonomik krizin varlığı İran’ı daha da kırılgan yapıyor. Yani İran halkının önemli bir kesimi İsrail’le direkt bir sıcak savaşı desteklemiyor.

AĞIR BİR EKONOMİK KRİZİN VARLIĞI İRAN’I DAHA KIRILGAN YAPIYOR

İran’ın İsrail ve Batılı müttefikleriyle konvansiyonel bir sıcak savaşı yürütebilecek güçte bir hava kuvvetleri ve deniz kuvvetleri yok. Öte taraftan İran’da mart ayında yapılan genel seçimlerde 1979 İslam Devrimi’nden bu yana en düşük katılımlı seçim yaşandı. Yani İran rejiminin derin bir meşruiyet krizi var, 65 milyonluk seçmenden sadece 25 milyonu sandığa gitti, son bir yılda içeride yaşanan geniş protestolarla birlikte halkın önemli bir kesimi rejimden pek çok manada kopuş yaşıyor. Ayrıca ağır bir ekonomik krizin varlığı İran’ı daha da kırılgan yapıyor. Yani İran halkının önemli bir kesimi İsrail’le direkt bir sıcak savaşı desteklemiyor.

Durum böyle olunca İran devlet aklı İsrail’le direkt bir sıcak savaştan yana değil ve konsolosluk saldırısına cevben sınırlı bir saldırı yapmayı tercih etti. Bundan dolayı da İsrail’e yapacağı saldırıyı 72 saat önceden ABD ve bölge ülkelerine bildirerek sınırlı ve kontrollü bir çatışmadan yana olduğunu ortaya koydu. Ancak simgesel ve algısal bir süreç yürütüldü ve İran İsrail’e yönelik ilk kez kendi topraklarından 300 füze ve drone vasıtasıyla bir saldırı düzenleyip “durumu ve itibarını” korumaya çalışarak “eğer istersem füzelerim İsrail toprağına ulaşır” mesajını verdi.

İsrail tarafı da kaçınılmaz olarak İran’a cevap vermeyi seçti çünkü İran’ın İsrail’e direkt bir saldırı yapmaya “cüret” etmesi ve çoğu havada imha edilseler de İran’ın füze ve dronelarının İsrail toprağına ulaşabilmesi İsrail’in çok övündüğü caydırıcılık gücünü ortadan kaldırmış oldu.

Netenyahu yönetiminin içerideki siyasal sıkışmışlığı ve başta ABD olmak üzere Batılı müttefiklerinden İran’la direkt bir sıcak savaş için vize alamaması ve İran saldırısının İsrail’e zarar vermemesi kaçınılmaz olarak İsrail’i de İran’a karşı sınırlı bir cevap vermek zorunda bıraktı. Böylelikle İsrail de İran’ın İsfahan şehrine birkaç dronela saldırı düzenlemeyi seçti ve bu saldırı da İran’a herhangi bir zarar vermedi.

İSRAİL DE İRAN’A SINIRLI BİR CEVAP VERMEK ZORUNDA KALDI

Ancak Netenyahu yönetiminin içerideki siyasal sıkışmışlığı ve başta ABD olmak üzere Batılı müttefiklerinden İran’la direkt bir sıcak savaş için vize alamaması ve İran saldırısının İsrail’e zarar vermemesi kaçınılmaz olarak İsrail’i de İran’a karşı sınırlı bir cevap vermek zorunda bıraktı. Böylelikle İsrail de İran’ın İsfahan şehrine birkaç dronela saldırı düzenlemeyi seçti ve bu saldırı da İran’a herhangi bir zarar vermedi.

Tıpkı İran’ın yaptığı gibi İsrail de algısal ve sembolik mesajlar verdi. İsfahan şehri İran haritasının tam ortasında, yani merkezi ve kalbinde bulunan bir yer.

İran’ın üçüncü en yoğun nüfusuna sahip olan ve ikinci en büyük coğrafi genişliğe sahip olan şehri. Daha önce üç kez İran’a başkentlik yapmış olan bu tarihi şehir pek çok nükleer tesis, askeri tesis, fabrika ve sanayi tesislerinin bulunduğu İran’ın en kilit şehirlerinden biri konumunda. Öte taraftan çok daha sembolik bir mesaj daha var; İsrail’in gönderdiği dronelar İran sınırlarının dışından değil içinden ateşlendi ve İsrail “Dilersem en kilit şehrini dışarıdan değil senin topraklarının içinden vurabilirim” mesajını İran’a vermiş oldu.

Bu aşamada hem İran hem de İsrail birbirleriyle direkt bir sıcak savaşa girmeyip kendi askeri potansiyellerinin çok altında cevaplar vermeyi seçtiler. Daha doğrusu kendi iç dengeleri, bölgesel faktörler ve küresel aktörlerin baskısıyla bunu yapmak zorunda kaldılar. Öte taraftan İran ile İsrail arasında bulunan bin kilometrekarelik alan da iki ülke arasında direkt bir savaşı çok zor ve sürdürülemez hale getiriyor. Yine de İran ve İsrail arasında yürütülen vekalet savaşı daha da şiddetlenerek devam edecek ve durumun yeniden sıcak savaşa evrilme ihtimali hep var. Öte taraftan İran, artık 45 yıldır vekil örgüt ve gruplar üzerinden yürüttüğü vekalet savaşının kendi güvenliğini korumaya yetmediğini görerek bir konsept değişimine gidip İsrail’e direkt olarak saldırı gerçekleştirdi. Artık İran ve İsrail arasında yeni bir savaş konsepti var ve bu durum pek çok bölgesel felakete gebe…

Savash Porgham

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir