İnsan haklarını ve demokrasiyi savunmak

İnsan haklarını ve demokrasiyi savunmak

İnsan haklarını ve demokrasiyi savunmak için her alanda bir bütün olarak mücadele vermek; bu haklara sahip çıkmak tek yolumuz.

Bugün, bu köşede Türkiye’nin insan hakları sorunlarına odaklanarak yeni bir başlangıç yapıyoruz. Bu başlangıcın; insan haklarının mücadelesinin bir parçası olacağını umuyorum.

Türkiye’nin son zamanlarda büyüyerek bir kangren haline dönüşen insan hakları sorunu, her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Bugün itibariyle kırk gazeteci hapiste; bu sayıdan çok daha fazlası çeşitli davalarla susturulmaya çalışılıyor. Cumartesi Anneleri, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Galatasaray Meydanı’nda her hafta kötü muameleyle hukuksuzca gözaltına alınıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hala parmaklıklar ardında. Kobani davası bütün hukuksuzluklarıyla birlikte devam ediyor. Yakın zamanda da ağır cezaların gelmesini bekliyoruz.

Can Atalay ise Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlalini ortadan kaldır, yeniden yargılama yap, hükmün infazının durdurur ve tahliye kararı ver dediği kararına rağmen tahliye edilmiyor. Anayasa Mahkemesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne vermesi gereken kararın her bir adımını açıkladığı, anlamak için hukukçu olmaya bile gerek bırakmadığı açık kararına rağmen; hakimler karar vermemek için adliyeden kaçıyor, odalarının ışıklarını dahi kapatıyorlar. Atalay’ın meslektaşları adliyede nöbet tutuyor, adalet talep ediyor. Bir Ağır Ceza Mahkemesi’nin; Anayasa Mahkemesi’nin kararını yok saymasını izliyoruz hep birlikte.

Bu durum yalnızca Can Atalay’ın haklarının ihlal edilmesi değil, doğrudan Türkiye’de hukuka yapılan bir darbe. Böyle bir atmosferde elbette insan hakları mücadelesi de en zor günlerini yaşıyor.

İnsan hakları, sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada saldırı altında. Hatta artık birçok ülkede yok sayılıyor. İnsan haklarına saldırılar devam ederken insan hakları savunucularına yönelik baskı da artıyor. Popülist/otoriter iktidarlar insan haklarını ve demokrasiyi ortadan kaldırmak için uğraşıyor. İnsan haklarını ve demokrasiyi savunmak için her alanda bir bütün olarak mücadele vermek; bu haklara sahip çıkmak tek yolumuz.

Böyle bir dönemde insan haklarını ve demokrasiyi savunmanın tek yolu farkındalığı artırmaktır. Bu ise ancak; insan haklarına ve demokrasiye yönelik toplumsal talebi güçlendirerek mümkün olabilir. Bu köşede, Türkiye’deki insan hakları sorununa odaklanmayı amaçlıyorum. İnsan hakları sorunun anlaşılması, farkına varılması ve çözüm yollarının tartışılmasını hedefliyorum.

Bu haftadan sonra, bu köşede sizinle Türkiye’de ve dünyada hukuka ve insan haklarına ilişkin çeşitli tartışma ve konuları gündeminize getireceğim. Ayrıca siz okuyucularımızın katkıları da bu köşenin zenginleşmesi açısından büyük önem taşıyor. İnsan haklarına ilişkin bu köşede yer almasını istediğiniz, öneri, görüş ve sorularınızı bana bildirmekten çekinmeyin.

Önümüzdeki hafta bu köşede görüşmek dileğiyle.

Veysel Ok
Latest posts by Veysel Ok (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir