İsrail’in Türkiye içinde Hamas liderlerine operasyon yapabilmesi ne kadar olası?

İsrail’in Türkiye içinde Hamas liderlerine operasyon yapabilmesi ne kadar olası?

İsrail’in suikastlar konusundaki kirli ve kanlı sicilini anlatmaya örnekler yetmez. Bu bağlamda; İsrail’in Türkiye içinde Hamas liderlerine yönelik tehdidini mutlaka ciddiye almak gerekiyor. Bundan sonrasını ise Türkiye’nin istihbarat ve güvenlik güçlerinin alacağı tedbirler belirleyecek.

Geçtiğimiz günlerde Wall Street Journal gazetesi, İsrail’in Türkiye dâhil dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Hamas liderlerini bulup öldürmek için plan yaptığını ileri sürdü. İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şin Bet’in Başkanı Ronen Bar, İsrail Devlet Televizyonu KAN’a yaptığı açıklamada Katar, Türkiye ve Lübnan dâhil olmak üzere dünyanın her yerindeki Hamas liderlerini yıllar sürse bile öldürmeye kararlı olduklarını söyledi.

Türkiye istihbarat kaynakları ise muhataplara gerekli uyarıların yapıldığını, aksi yöndeki bir tutumun ciddi sonuçları olacağını, muhtelif istihbarat servislerinin daha önce de Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yasa dışı faaliyetler gerçekleştirmeye çalıştığını ve hiçbir servisin bu tür operasyonlarına müsaade edilmeyeceğini açıkladılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar dönüşü konuya dair uçakta yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

Her şeyden önce bu haberi yapanlar demek ki Türkiye’yi tanımıyorlar. Türkleri tanımıyorlar. Bizi tanımıyorlar. Böyle bir yanlışa tevessül etmeleri halinde şunu bilmeleri gerekir ki bunun bedelini, bunun faturasını çok ama çok ağır öderler. Türkiye’ye, Türklere karşı böyle bir adımı atmaya eğer cüret ederlerse bunun bedelini, bir daha bellerini doğrultamayacak surette, ödemeye mahkûm olurlar. Böyle bir işe kalkışanlar bunun sonuçlarının son derece ciddi olabileceğini unutmamalıdır. Türkiye’nin hem istihbarat hem güvenlik alanında aldığı mesafeyi dünyada bilmeyen yoktur. Ayrıca biz dün kurulmuş bir devlet değiliz. Bunu da kimsenin aklından çıkartmaması gerekir.”

Ortadoğu’da ülkelerin istihbarat servislerinin birbirlerinin toprakları içinde operasyon yapması vaka-i adiyedir. Son yıllarda özellikle İran İstihbaratı’nın Türkiye toprakları içinde rejim muhaliflerine ve İsrail hedeflerine operasyonlar yaptığı ve bu operasyonlardan bazılarının Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından deşifre edilip engellendiği detaylarıyla biliniyor.

Örneğin; görevden ihraç edilen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevli Savcı Davut Yılmaz hakkında hazırlanan iddianameye göre, savcı Yılmaz 3 İranlı rejim muhalifinin kaçırılması için Sağlam Savunma Sanayi Şirketi’nin sahibi İhsan Sağlam’la işbirliği yapmış, kamu gücünü kullanarak eski polis memurları Metin Ergül ve Mehmet İyigün ile hiyerarşik bir örgütlenmeye girmiş, örgütün karşılaştığı engelleri görevini kötüye kullanarak aşmış, kaçırılması planlanan ve Türkiye’de koruma altında bulunan eski İran Deniz Kuvvetleri Subayı Mohammad Rezaei’nin bilgilerine UYAP üzerinden ulaşarak İran istihbaratına ulaştırmış, kendi adına kayıtlı arabalara Adalet Bakanlığı logosu ve çakar sistemi takarak İran istihbaratının hizmetine sunmuş, Türkiye devletinin gizli bilgilerini İran istihbaratına sızdırmış, İran Askeri İstihbaratı Dış Operasyonlar Müdürü Seyed Mehdi Hosseini’yi adliyedeki makam odasında ağırlamış ve 150 bin dolar para almıştı.

Türkiye topraklarında farklı ülkelerin istihbarat operasyonundan bahsetmek mümkündür. İsrail istihbarat servislerinin tarihleri boyunca kendi toprakları dışında pek çok başarılı ve başarısız operasyona imza attıkları bilinir. İsrail hiçbir zaman bu operasyonları ne üstlenir ne de reddeder.

İran istihbaratının Türkiye’deki bir başka operasyonu İran Savunma Bakanlığı Siber Güvenlik Birimi’nde çalışan ve “dahi çocuk” olarak bilinen Mesud Mevlevi Vardajani suikastıydı. İran’dan kaçarak Türkiye’ye gelen ve İHA/SİHA uzmanı olduğu bilinen Mesud Mevlevi Vardajani, sosyal medya hesaplarından İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu hedef alan paylaşımlar yapmaktaydı ve açıkça öldürülebileceğini söylüyordu. Nihayetinde 14 Kasım 2019 tarihinde Şişli’de bir otomobilden açılan ateş sonucu öldürüldü. Cinayet sonrası yakalanan Türk ve İranlı tetikçiler operasyonu İran İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli olan iki istihbaratçı diplomatın emriyle işlediklerini itiraf ettiler.

İran istihbaratının Türkiye’deki bir diğer operasyonu da İsrailli iş adamı Yair Geller’e yönelik suikasttı. MİT İstihbarata Karşı Koyma Başkanlığı (İKK), İran İstihbarat Servisi’nin oluşturduğu casusluk hücresinin, savunma sanayii alanında dünya çapında başarılarıyla bilinen Yahudi işadamı Geller’i hedefine koyduğunu öğrendi. İsrail İstihbarat Servisi Mossad, Kasım 2020’de İran’ın nükleer programının mimarı Muhsin Fahrizade’yi aracında öldürdü İran bu suikasta misilleme için aynı zamanda Türk vatandaşı da olan İsrailli işadamı Yair Geller’i hedefine koymuştu. İran İstihbarat Servisi’nin 9 kişilik suikast hücresi Geller’i evinde ve işyerinde adım adım izlerken MİT de onları takibe aldı. İşadamı güvenli eve alındı ve suikast hücresi çökertildi.

İran istihbaratının Türkiye’deki bir başka operasyonu da Taksim’deki İsrailli turistlere yönelikti. Türkiye’ye gelen İsrailli turist kafilesine suikast gerçekleştirmek isteyen İranlı ajanlar Taksim’de yürüyen İsrailli turistleri adım adım izlendi. Ajanlar otelden çıkan grubu takip etti ve takip görevi bir süre sonra başka bir ajana devredildi. Suikast timinin başında bir dönem İran Deniz Kuvvetleri’nde askerlik yapan bir tetikçi bulunuyordu. İran istihbaratının bu operasyon MİT, Terörle Mücadele Şubesi ve İstihbarat Şubesi tarafından önlendi.

Görüleceği üzere Türkiye topraklarında farklı ülkelerin istihbarat operasyonundan bahsetmek mümkündür. İsrail istihbarat servislerinin tarihleri boyunca kendi toprakları dışında pek çok başarılı ve başarısız operasyona imza attıkları bilinir.

İran istihbaratının Türkiye’deki operasyonlarından biri de İranlı muhalif Habib Chaab’a yönelikti. İsveç’te 14 yıl sürgün hayatı yaşayan İranlı muhalif Habib Chaab Türkiye’ye geldikten sonra ortadan kayboldu. MİT, İranlı muhalif ismin, İran istihbaratının kontrolündeki uyuşturucu kaçakçısı Zindaşti tarafından eski eşi kullanılarak tuzağa düşürüldüğünü ortaya çıkardı. İran istihbaratının kanlı operasyonlarından biri de GEM TV isimli eğlence ve dizi şirketi sahibi İranlı Saeel Karimian suikastıydı. İstanbul’da prodüksiyon ve eğlence şirketi GEM TV’nin sahibi İran uyruklu İngiliz vatandaşı Saeel Karimian ve yanındaki Kuveytli iş ortağı Maslak’ta öldürüldü. Araca kurşun yağdıran saldırganların kullandığı cip ise ateşe verilmiş olarak bulundu. Saldırganların çarşaflı oldukları belirlenmişti.

Görüleceği üzere Türkiye topraklarında farklı ülkelerin istihbarat operasyonundan bahsetmek mümkündür. İsrail istihbarat servislerinin tarihleri boyunca kendi toprakları dışında pek çok başarılı ve başarısız operasyona imza attıkları bilinir. İsrail hiçbir zaman bu operasyonları ne üstlenir ne de reddeder. 1952’de Samira Musa Amerika’da, 1967’de Samir Necip Amerika’da, 1980’de Yahya Al-Mashd Paris’te İsrail tarafından öldürüldüler ve bu isimlerin hepsi bir şekilde nükleer faaliyetlerin içindeydiler. Filistin örgütlerinin liderlerine yönelik onlarca İsrail suikastı gerçekleştirildi.

En önemli eylemlerden biri İran Devrim Muhafızları Ordusu’nda tuğgeneral olan ve İran’ın nükleer programının başında bulunan dönemin Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Fahrizade suikastıydı. Tarihler 27 Kasım 2020’yi gösterdiğinde Fahrizade uydu üzerinden yapay zekâ vasıtasıyla kontrol edilen bir silahla İran’ın içinde 11 korumasının arasında öldürüldü ve İran makamları bu suikastlardan İsrail’i sorumlu tuttu. 2009-2011 yılları arasında İran’ın nükleer programındaki etkin bilim insanlarından Ardashir Hosseinpour, Majid Shahriari, Mostafa Ahmadı Roshan, Masoud Alımohammadi ve Darıoush Rezaeinejad İran’ın içinde öldürüldüler ve İran makamları bu suikastlardan İsrail’i sorumlu tuttu. İran Atom Enerjisi Kurumu’nun eski başkanı Fereidoun Abbasi Davani de suikast girişiminden sağ olarak kurtulmuştu. Tarihler 2011’i gösterdiğinde İran’ın başkenti Tahran’da Devrim Muhafızları’na ait bir füze deposunda patlama yaşandı ve aralarında İran füze programının kilit isimlerinden General Hasan Tehrani Moghadam’in de bulunduğu 17 kişi öldü. Bu patlamanın İsrail tarafından General Tehrani Moghadam’i öldürmek için İsrail tarafından gerçekleştirildiği gündeme getirildi.

Özetle; İsrail’in suikastlar konusundaki kirli ve kanlı sicilini anlatmaya örnekler yetmez. Bu bağlamda; İsrail’in Türkiye içinde Hamas liderlerine yönelik tehdidini mutlaka ciddiye almak gerekiyor. Bundan sonrasını ise Türkiye’nin istihbarat ve güvenlik güçlerinin alacağı tedbirler belirleyecek.

Savash Porgham

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir