BAE anlaşmasının altında Akkuyu ve Sinop nükleer santrallerine ortaklık mı var?

BAE anlaşmasının altında Akkuyu ve Sinop nükleer santrallerine ortaklık mı var?

Hatırlanacağı üzere, maliyet artışı nedeniyle yapımı durdurulan Sinop’taki nükleer santral projesinin Birleşik Arap Emirlikleri’ne teklif edildiği iddiası gündeme gelmişti. 

Birkaç gündür Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yapılan anlaşma metninin detayları konuşuluyor.

Türkiye ile BAE arasında 19 Temmuz 2023 tarihinde Abu Dabi’de imzalanan Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Stratejik Ortaklık Çerçeve Anlaşması’nın onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifi, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un imzasıyla geçen hafta Meclis’e sunuldu.

Bu ortaklığın altından “temiz kömür” ve nükleer çıktı.

Anlaşma kapsamında taraflar, enerji ve doğal kaynaklar alanında her iki ülkede ve üçüncü ülkelerde stratejik ortaklığın tesis edilmesi, karşılıklı yatırımların artırılması amacıyla Türkiye’de yenilenebilir ve temiz enerji, şebeke ve iletim, termik santrallar, tabii kaynaklar ve yeni teknolojiler ve enerji verimliliği gibi çeşitli alanlarda işbirliği yapacak.

Stratejik ortaklık kapsamında yenilenebilir enerji yatırımlarının yanı sıra, 3 GW’lık “temiz ve yerli kömür” ile 6 GW’lık nükleer projeleri yer aldı.

Bu anlaşmanın nükleerle ilgili kısmını detaylandıralım, çünkü bu kısım epeyce kritik.

Anlaşmadaki ilgili bölümde şunlar yazılı.

“Taraflar, Türkiye Cumhuriyeti’nde nükleer enerji projelerine ilişkin yatırım fırsatları konusunda aşağıdaki şekilde işbirliği yapacaklar:

  • 6000 MW’a kadar nükleer güç santrali projesi/projeleri
  • Nükleer yakıt imalatı
  • İleri nükleer reaktörler
  • Nükleer işgücü ve tedarik zincirinin geliştirilmesi”

Anlaşmanın “Ana Prensipler” başlıklı 3’üncü maddesinde sağlanacak finansman destekleri ve tahsisler yer alıyor.

Anlaşmaya göre, BAE tarafı nükleer enerjiyle ilgili projeleri değerlendirecek ve uygun olması halinde finansman sağlayabilecek. Türkiye tarafı projeler için gerekli sahaları belirleyerek tahsis edecek.

Anlaşma yürürlüğe girdikten sonra 3 ay içinde BAE’ye bildirilecek, 18 aylık süre için başka bir yatırımcı ile proje müzakeresi yapılmayacak. Türkiye, izin, ruhsat ve ÇED değerlendirme sürecinin alınmasında kolaylık sağlayacak.

Ne Türkiye’de ne de BAE’de bunları gerçekleştirecek teknolojik altyapı var.

BAE, Arap dünyasının ilk nükleer enerji santraline sahip. İlk reaktörü Ağustos 2020’de faaliyete geçen Barakah nükleer enerji santralinde üçüncü reaktör bu yıl devreye alındı.

BAE’deki bu nükleer santral yüzde 51’i Güney Kore devletine ait olan KEPCO (Korean Electrik Power Corporation) şirketi tarafından gerçekleştirildi. 

Bu santral aynı zamanda Güney Kore’nin kendi ülkesi dışında gerçekleştirdiği ilk nükleer santral projesi.

The Korea Electric Power Corp. (Kepco) logo is displayed outside the company’s headquarters in Seoul, South Korea, on Monday, July. 25, 2011. South Korea will raise power prices for the first time in a year, adding to inflation and increasing pressure for a further increase in interest rates. Photographer: Jean Chung/Bloomberg

Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Salih Sarı, Türkiye’nin 100 milyar dolarlık yatırımla 3 nükleer santral daha yapma kararı aldığını belirtmiş, Mersin Akkuyu dışında Sinop’ta ikinci, Trakya’da üçüncü nükleer santral kurulumu için görüşmelerin sürdüğünü belirterek, “4’üncü nükleer santral projesi için saha araştırmalarımız devam ediyor” demişti.

Sarı ayrıca, Sinop’ta ikinci bir nükleer santralin kurulmasına ilişkin olarak, “Bu sahaya yönelik şu anda Güney Kore ve Rusya Federasyonu ile görüşmelerimiz devam ediyor. Ayrıca Trakya bölgesinde üçüncü bir santralin kurulumuna yönelik de Çin hükümetiyle görüşmelerimiz sürüyor” ifadelerin kullanmıştı.

Hatırlanacağı üzere, maliyet artışı nedeniyle yapımı durdurulan Sinop’taki nükleer santral projesinin Birleşik Arap Emirlikleri’ne teklif edildiği iddiası gündeme gelmişti. 

Japonya ve Türkiye arasında 2013’te Sinop’ta dört nükleer reaktör kurmak için anlaşma yapılmış, inşaatın 2017’de başlaması, ilk reaktörün 2023’te faaliyete geçmesi planlanmıştı. Ancak, proje maliyet artışı nedeniyle 2019 yılında askıya alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen yıl yaptığı BAE gezisinde konunun gündeme geldiği, Sinop’taki nükleer santrale BAE’nin talip olmasının teklif edildiği medyaya yansımıştı.

Fakat daha sonra bununla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi.

Güney Kore, bir süredir nükleer enerji sektörünü geliştirmeye yönelik hamlesinin bir parçası olarak, 2030’a kadar 10 nükleer güç reaktörü ihraç etmeyi hedefliyor. Dolayısıyla radarındaki ülkelerden biri nükleer santral iştahı giderek artan Türkiye.

Yukarıda bahsettiğimiz BAE’de nükleer enerji santrali kuran Güney Koreli KEPCO şirketi için ayrı bir başlık açmak gerek.

KEPCO üst yönetimi 2023’ün başlarında Türkiye’ye gelerek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile görüştü. Görüşmede KEPCO, Sinop’ta 30 milyar dolarlık nükleer santral için  ön teklif verdi.

Güney Kore, bir süredir nükleer enerji sektörünü geliştirmeye yönelik hamlesinin bir parçası olarak, 2030’a kadar 10 nükleer güç reaktörü ihraç etmeyi hedefliyor.

Dolayısıyla radarındaki ülkelerden biri nükleer santral iştahı giderek artan Türkiye. 

Bu arada, KEPCO’da 100 civarında çalışanın başı yolsuzluk skandalı sebebiyle dertte.  Nükleer santral reaktörlerinin parçalarına ilişkin sahte güvenlik sertifikaları verilmesi nedeniyle ortaya çıkan skandal zinciri epeydir gündemde. Bu gelişme, KEPCO’nun itibarı, deneyimi, uygulama güvenliği ve tasarım kusurları gibi reaktörle ilgili bir dizi soru işaretini de beraberinde getiriyor.

Nükleere hevesli BAE, ülkesindeki ortağı Güney Koreli KEPCO ile Türkiye’de proje geliştirebilir, Rusların projesine ortak olabilir ya da sıfırdan başka bir projenin ana yüklenicisi olabilir.

Bir diğer hatırlatmayı da Akkuyu nükleer santraline dair yapalım.

Türkiye ile Rusya devlet şirketi Rosatom arasında 2010’da imzalanan nükleer santral anlaşmasına göre Rus tarafı, proje hisselerinin en fazla yüzde 49’unu diğer yatırımcılara satma hakkına sahip. Yüzde 49 hissenin tamamı ya da daha düşük bir oranı tek yatırımcı veya birkaç şirket tarafından alınabilir.

Bu daha önce Türkiye’den şirketlerin oluşturduğu konsorsiyumla denendi ancak ticari konularda anlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle başarılı olmadı.

Rusya’nın bir süredir Akkuyu nükleer santrali için finansman ve ortalık arayışında olduğu biliniyor. Akkuyu’da ilk reaktörün devreye alınmasına ilişkin tarih bir kez daha ileri atıldı, hedeflenen tarih 29 Ekim 2024. Seçim öncesi Akkuyu’ya ilk nükleer yakıt getirilmesiyle ilgili tören yapıldı ancak santral ne hikmetse bir türlü devreye alınamadı.

Tekrar başa dönecek olursak, Türkiye ile BAE arasındaki anlaşmanın en önemli gündemi nükleere dair gelişmeler olacak. Nükleere hevesli BAE, ülkesindeki ortağı Güney Koreli KEPCO ile Türkiye’de proje geliştirebilir, Rusların projesine ortak olabilir ya da sıfırdan başka bir projenin ana yüklenicisi olabilir. 

Anlaşma kapsamında Rusya, Çin, Güney Kore gibi bir ülkenin teknolojik ortak olarak alınması, BAE’nin gerekli finansmanı sağlaması ve Türkiye’nin de kılçıksız şekilde projesi sahası sağlaması gibi bir nükleer enerji planı masada gibi duruyor.

 

Pelin Cengiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir