Umudu canlı tutmak için haydi sandığa

Umudu canlı tutmak için haydi sandığa

Bugün sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Çünkü 1 Nisan sabahına umutla uyanmak istiyoruz. Demokratik, özgür ve adaletli bir Türkiye için yeniden umutlandığımız bir güne uyanmak istiyoruz. Bu toplumun yüzde 50den fazlası iktidar blokunun üretmek istediği rızaya itiraz ediyoruz ve başka bir Türkiye istiyoruz. Ve bunu bugün başaracağız. 

Bugün sandığa gideceğiz. Ve sadece bulunduğumuz mahalleye muhtar, ilçeye ilçe belediye başkanı, ile il belediye başkanı değil, il meclis üyeleri için de seçim kullanacağız.

Bu yazıyı okuyan pek çoğunuz gibi ben de, 1 Nisan sabahında umutlu ve güzel bir Türkiye’ye uyanmak istiyorum.

Ve sonda yazacaklarımı en başta yazayım.

1 Nisan sabahı sonuç ne olursa olsun, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bu topraklarda bir arada yaşamaya devam edeceğiz. Siyasi iktidarın ötekileştirici diline, yaratılmak istenen bütün kutuplaşmaya rağmen bu gerçek değişmeyecek.

Siyasi görüşlerimiz, yaşam tarzımız, siyasi, kültürel ve etnik kimliklerimiz, Türkiye ve dünya tasavvurlarımız farklı olsa da bizler burada olacağız. Ben de bu ülkeyi, bu ülkeyi sevdiklerini söyleyenler kadar seviyorum. Ve bu toprakta farklılıklarımızla, eşit yaşamak istiyorum. Çünkü bu ülke hepimizin.

FARKLI OLABİLİRİZ AMA EŞİTİZ

Siyasi görüşlerimiz, yaşam tarzımız, siyasi, kültürel ve etnik kimliklerimiz, Türkiye ve dünya tasavvurlarımız farklı olsa da bizler burada olacağız.

Siyasi iktidar, kendisine siyasi rakip olan partileri hasım görse de, onların seçmenlerini ve kendilerine eleştirel pozisyonda olanları öteki ilan etse de en azından benim en büyük amacım; sadece kendimin değil çocuklarımın da özgür, demokratik, çoğulcu, adaletli bir Türkiye’de yaşaması.

Ben de bu ülkeyi, bu ülkeyi sevdiklerini söyleyenler kadar seviyorum. Ve bu toprakta farklılıklarımızla, eşit yaşamak istiyorum.

Çünkü bu ülke, siyasi iktidar blokunun hedeflediği gibi sadece AKP’lilerin, MHP’lileri ve Cumhur İttifakı seçmenlerinin değil, hepimizin.

Siyasi iktidar kendisinden farklı düşünenleri öteki ilan ederek siyaseten yok sayıyor. Oysa ben/z, farklı olanlarla konuşmak, onlarla birlikte ortak geleceğin parçası olmak istiyorum/z. Çünkü biliyorum/z ki, farklı olmak, ayrılık nedeni değil sadece bir zenginlik.

OLAN DEĞİL ÜRETİLEN ÇATIŞMA

Siyasi iktidar kendisinden farklı düşünenleri öteki ilan ederek siyaseten yok sayıyor.

Oysa ben/z, farklı olanlarla konuşmak, onlarla birlikte ortak geleceğin parçası olmak istiyorum/z. Çünkü biliyorum/z ki, farklı olmak, ayrılık nedeni değil sadece bir zenginlik.

Farklı düşünmek, farklı olmak birbirimizi ötekileştirmek için bir neden değil.

Siyasi iktidar bu farklılığı, kendi varlığını tehdit eden bir neden görse de gerçek öyle değil.

O yüzden sandığa gittiğimizde siyasi tercihlerimizi, kendimize yakın bulduğumuz liderin, partinin söylemleri kadar, vicdanımıza göre yapmalıyız.

Bunu yapmalıyız çünkü, siyasi iktidar toplumun doğasında fark olan farklılıkları, kendi siyasi bekası için bir çatışma unsuruna dönüştürüyor. Kendi siyasi bekası için toplumu kutuplaştırıyor.

Olan değil üretilen bir kutuplaşmadan kendine iktidar çıkarıyor.

Türkiye biz olmadan yani siyasi iktidardan farklı düşünler olmadan güçlü ve büyük Türkiye olmaz. Türkiyede iç barış olmadan, toplumsal kucaklaşma olmadan, toplumun yüzde 50sine yakının hain, öteki ilan edildiği bir ülke, dış politikada başarılı ve güçlü olamaz.

Z OLMADAN GÜÇLÜ TÜRKİYE OLMAZ

Şunu unutmayalım ki, Türkiye biz olmadan yani siyasi iktidardan farklı düşünler olmadan güçlü ve büyük Türkiye olmaz.

Türkiye’de iç barış olmadan, toplumsal kucaklaşma olmadan, toplumun yüzde 50’sine yakının hain, öteki ilan edildiği bir ülke, dış politikada başarılı ve güçlü olamaz. Hukuk devleti olmadan ekonomi düzelmez.

Biz farklı olanlar, bu ülkede AKP’liden CHP’lisine, DEM Parti’liden MHp’lisine, SP’lisinden İyi Parti’lisine tüm partilileriyle, partisizleriyle, Türküyle, Kürdüyle, Alivisiyle, Sünnisiyle, Gayri Müslümiyle hep bir arada ve hukuk karşısında eşit olmak, eşit yaşamak istiyoruz.

Sonuç olarak bugünkü seçim, hiç birimizin için bir ölüm-kalım seçimi değil.

Seçim sonucu ne olursa olsun iktidarı destekleyenler de, iktidardan farklı düşünenler, bu ülkede olmaya devam edeceğiz.

Biz siyasi iktidar/blokuna siyaseten karşıyız. Onun siyasi tasarruflarına, siyaset anlayışına, onun liyakate değil nepotizme göre insan, onun ülkeyi tek adam rejime götürmesine, onun laiklik ve demokrasiyi ortadan kaldırmasına, onun ülkeyi selefileştirmesine, onun kadınları ikincilleştirmesine, onun özel alanlarımıza müdahale etmesine karşıyız.

Siyasi iktidar böyle propaganda yapsa da bizler; AKP’ye oy verenlere, AKP’ye oy verenlerin hak ve özgürlüklerine, AKP’ye oy verenlerin sahip olduğu hukuki güven altına alınmış sosyal statülerine karşı değiliz.

Bizler AKP’lilere karşı değiliz.

Biz AKP’lileri kullanarak toplumu zihinsel olarak, yaşam tarzı olarak, siyasi kimlik olarak ikiye bölen siyasi dile ve onu ifade edenlere karşıyız.

OY KULLANACAĞIZ ÇÜNKÜ…

Bunun için bugün sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız.

Çünkü 1 Nisan sabahına umutla uyanmak istiyoruz.

Demokratik, özgür ve adaletli bir Türkiye için yeniden umutlandığımız bir güne uyanmak istiyoruz.

Bu toplumun yüzde 50’den fazlası iktidar blokunun üretmek istediği rızaya itiraz ediyoruz ve başka bir Türkiye istiyoruz.

Bu ülkeyi kurmak için sandığa gidip oyumuzu kullanacak ve 1 Nisan’a umutla uyanacağız.

Sonuçta yaşıyorsak umut hep vardır.

Ve o umudu tutmak için haydi sandığa…

Murat Aksoy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir