Tunceli'de uluslararası gazetecilik konferansı yapıldı
13 Mayıs, 2024, Pazartesi 12:38
Munzur Press, Tunceli Gazeteciler Cemiyeti ve Hollanda Kraliyeti Büyükelçiliği tarafından bu yıl 2. kez düzenlenen Uluslararası Gazetecilik ve Basın Özgürlüğü Konferansı yapıldı.Tunceli’de düzenlenen 2. Uluslararası Gazetecilik ve Basın Özgürlüğü Konferansı’nda önemli konular ele alındı. Munzur Press, Tunceli Gazeteciler Cemiyeti ve Hollanda Kraliyeti Büyükelçiliği’nin ev sahipliğinde gerçekleşen konferansa, yerel, ulusal ve uluslararası medyadan birçok gazeteci katıldı.Konferansın açılışında, Tunceli Gazeteciler Derneği Başkanı Ferit Demir ve Munzur Press Koordinatörü Mehmet Bidav, basın özgürlüğünün önemine vurgu yaparak, bölgedeki gazetecilik koşullarının zorluğundan bahsettiler.
Konferans yerel gazetecilerin konuşmasıyla başladı
Orhan Şener’in moderatörlüğünde gerçekleşen ilk oturumda, Adıyaman’dan Gazeteci Ömer Karakuş, Malatya’dan Gazeteci Celil Kocataş, Van’dan Gazeteci Salih Sertkal konuştu.Adıyaman’dan Gazeteci Ömer Karakuş, şu an Adıyaman’da geçici konteyner kentte gazetecilik yapılmaya çalışıldığını ifade ederek, "Radyolar yayın yapamıyor, haftalık gazeteler baskı yapamıyor, reklam alamıyor. Yerel gazete mücadele ediyor ama birçok kurum küçülmeye gitti. Deprem bölgesinde sıkıntılar halen devam ediyor. Umarım bu sorunlar bir an önce çözülür" dedi.Malatya’dan Gazeteci Celil Kocataş, deprem sonrasında unutulduklarını söyledi. Kocataş, "Yaygın medya arkadaşlarımızın sigortasını yatırabilir miydi? Evet ama yapmadılar. Yerel medya esnaf olmadığı için reklam alamadı ve bir bir kapanmaya başladı. Yerel medyanın kapanması demek yaygın medyanın oradan haber alamaması demek. Çünkü yaygın medya orada bir gün kalıyor ama yerel medya her gün orada" dedi.Van’dan Gazeteci Salih Sertkal, "Bölgede yaşanan baskı, batıdakilerine göre kat kat be daha fazla. Van’da muhalif basın yeni yeni açılmaya başladı. Sınır hattında yaşanan ölümler maalesef çok dikkat çekmiyor. Yerel basın çok kıymetlidir. Yerelde bir gazeteci konuya dikkat çeker, ulusal basındaki gazeteci onu ulusala çeker" dedi.
Yapay zekanın geleceği konuşuldu
Kültigin Kaan Akbulut moderatörlüğünde, Ahmet Alphan Sabancı, Esra Özgür, Mehmet Şafak Sarı, Hamdi İstanbullu konuşmacı olarak katıldı.İlk olarak konuşan Ahmet Alphan Sabancı, dünyada dijitalde gazeteciliğin kendini yeniden keşfettiğini söyledi. Dünyada yapay zekayla ilgili konuşulanın yanlış kullanıldığı yönünde olduğunu belirten Sabancı, "İnsanlarda yapay zekanın her şeyi yapabileceği biliniyor. Ama böyle bir şey yok. Yapay zeka işleri kolaylaştırılabilir" dedi.Esra Özgür, "Teyit aşamasında yapay zeka şimdilik güvenilir değil. Çünkü hangi kaynakları kullandığını bilmiyoruz. Teyitçilerin ve gazetelerin talebi yapay zekâ ile ilgili veri setlerinde şeffaf olmalarıdır. Youtube ve Meta ile teyitçilik konusunda çalışamıyoruz. Oralardaki yanlış bilgi tehlikeli yerde duruyor" dedi.
"İyi muhabir olduğu sürece gazetecilik bitmeyecektir"
Mehmet Şafak Sarı, "Tunceli’de bir çevre sorunu hakkında bir şey bilmemenize rağmen haberi yapmak için Chat Gpt’ye ne yapmanız gerektiğini sorduğunuzda her türlü bilgiyi alıp haberi bütün yönleriyle oluşturabiliyorsunuz. Yine haber sitesi için haberi öne çıkarmak için başlık ve anahtar kelime anlamında işinizi kolaylaştıran birçok etkisi var. Yapay zekâ gazetecinin işini bitirecek mi? İyi muhabir olduğu sürece gazetecilik bitmeyecektir. Ama ajanstan aldığı haberi takla attıran gazeteci işsiz kalacaktır" dedi.
"Yapay zekaya yatırım yapmak zorundayız"
Hamdi İstanbullu "Yapay zeka kaçınılmaz bir süreç. Dost mu oluruz, düşman mı oluruz bilmiyorum. Bu realite ile kendi işimizi nasıl yapacağız? Bunu konuşmalıyız. Türkiye’de yatırımcı grup yapay zekaya yatırım yapmak zorunda dedi.
Dünya'da "basın özgürlüğü" konuşuldu
Üçüncü oturumda da "Dünyada ve Türkiye’de Basın Özgürlüğü Sorunu" tartışıldı. Faruk Bildirici’nin moderatörlüğünde Igrıd Woudwijk, Paul Benjamin, Naomi Cohen ve Murat İnceoğlu konuşmacı olarak katıldı.Ingrıd Woudwijk, "Yabancı olarak kolay ama Türk ve Kürtler için gazetecilik daha zor. Bazen bizimle konuşmak istemiyorlar. Murat Kurum’un mitingi için gittim, halk ile konuşmak istedim ama o alana alınmadım. Bir güven sorunu var. Özellikle dışarıda gelen gazeteciler için ‘ajan mısın?’ diye ilk olarak soruyorlar. Bir de ‘konuşursak başımıza bir şey gelir mi?’ diyorlar" dedi.Murat İnceoğlu, "Türkiye’de her zaman gazetecilik zor durumda yapıldı. Bir yandan da iktidara yaslanılan gazetecilik var. Ama gazetecilik halktan kopmuş durumda. Sokakta insan konuşmaya korkuyor, gazeteci haber yapmaya korkuyor, yayıncı yayınlamaya korkuyor. Böyle olunca gazetecilik kalmıyor. Bu durumdayız" dedi.Naomi Cohen, "Bizim için sınır dışı edilme durumu var. Bu korkuya göre çalışıyorlar. Birçok arkadaşımız bu yüzden vize alamamış. ‘Ajan’ kelimesi naif bir kelime değil. Bu durum karışık bir şey. Amerikalı bir gazeteci olarak dönecek bir ülkem var. Ama Suriyeli, İranlı gazetecilerin dönebileceği bir ülkesi olamayabilir. Dönerse öldürülebilir. Gazeteci olarak kendimizi ve kaynaklarımızı korumamız gerekir. Finans meselesinde patronlara bağlı olmak büyük sorun. Sansür, Amerika’da da var" dedi.Paul Benjamin, "Benim gazeteciliğim, Türkiye halklarının sorunlarını yabancılara anlatmaktır. Yaklaşık bir hafta deprem bölgesinde çalıştım. Yurtdışındaki basının ilgisi vardı. 1 haftadan sonra bu ilgi azaldı. Bir haber yaptığında başına bir şey gelip gelmeyeceğini düşünüyorsun" dedi.
"Gazeteciler bir fırsat bulsa bu işi bırakacak durumda"
Uluslararası Gazetecilik ve Basın Özgürlüğü Konferansı için konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, gazetecilere yönelik baskılara dair veriler paylaştı. Durmuş, "Bu yıl gazetecilik yoksulluğunu ele aldık. Bir anket çalışması yaptık. Gazeteciler bir fırsat bulsa bu işi bırakacak durumda. Türkiye’de gazeteciler üzerinde birçok sorun var. Gazeteciler hiçbir zaman iyi paralar kazanamadı ama son iki yıldır "evimin kirasını ödeyebilecek miyim" diye düşünüyorlar. Geçinemeyen bir gazeteci Türkiye için ne kadar kaliteli bir gazetecilik yapabilir? Şu an hızla bundan uzaklaşıyoruz. Gazetecilik ışıltılı bir iş ama döndüğümüzde Bağcılar yaşıyoruz. Gazeteciler kendilerini işçi sınıfın üstünde tutuyor ama aslında bir fikir işçisidir. Bunu öğrendiği zaman bir şeyler değişecektir"dedi.
Yorum Yazın