CHP, İYİ Parti’yle mi, TİP ile mi işbirliği yapmalı?

CHP, İYİ Parti’yle mi, TİP ile mi işbirliği yapmalı?

CHP büyük şehir belediye başkanları 2019’dan bugüne çok başarılı ve halkın-seçmenin takdirini kazanmış bir yönetim sergiliyorlar. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi doğru isimler ile seçimler kazanılabilir. Bu bağlamda, CHP, belki de, İYİ Parti’den önce, TİP’e bakmalı, seçmen niye bu partiyi seviyor ve beğeniyor, bu soruya odaklanmalı.

Siyaset canlanıyor.

Temel nedeni, ana muhalefet partisi CHP’deki lider değişikliği ve yeni CHP lideri Özgür Özel ile yaklaşmaktaki yerel seçimlerin kilit ili olan İstanbul’un başarılı Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki işbirliği ve birlikte çalışma görüntüsü.

CHP’deki değişim, sadece lider değişimi değil; daha önemlisi, 29 Mayıs seçimlerinin kaybedilmesinden sonra değişime oy vermiş %45 seçmeni umutsuzluğa ve siyasetten soğumaya götüren CHP üst yönetiminin, danışmanlarının ve onların toplumdan kopuk, sadece kendi çıkarlarını korumaya dönük siyaset yapma anlayışının değişimiydi.

CHP değişebilir olasılığı Özel-İmamoğlu birlikteliği, fotoğrafı ve yeni yönetim kadrolarındaki isimlerle arttı; bunun seçmene ve topluma olumlu etkisi olduğunu da yapılan kamuoyu araştırmalarından biliyoruz.

Siyasette yaşanan canlanmanın ikinci nedeniyse, sonuçları açısından yerel seçimin ötesinde önemi olan 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nin yaklaşmasıydı.

Bu seçimler, eğer erken seçim olmazsa, ki çok az bir ihtimal olduğunu söylemeliyiz, 2028’e kadar yapılacak son seçim seçim. Tüm ülkeyi seçim yorgunu yapan maraton bitiyor; 4 yıl “seçimsiz ülke yönetimi” dönemi başlıyor.

2023 seçimleri sonrası dönemde, seçim kazanma başarısının ülke yönetimi başarısı olmadığını bir kere daha gördük.

Muhalefetin zayıflığı ve savrulmuşluğu, bu savrulmuşluğun gerek başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na verdiği artı güç ve etki, gerekse de ekonomi, içişleri, dışişleri alanlarında yapılan önemli değişiklikler, Türkiye’nin içinde bulunduğu çoklu kriz durumunu değiştirmek için gerekli ama yeterli olmadı.

Türkiye, yönetim alanında, içeri de güvenlik, yolsuzluk, ahlak, mafyalaşma, işsizlik ve ekonomi alanlarında içine düştüğü çoklu krizden çıkamıyor, dışarıda da, ciddi değişim yaşayan uluslarararsı sistemin yeniden yapılanma tartışmalarından ve girişimlerinden “dışlanıyor” ve “Gazze ve Filistin Meselesi” gibi soykırım düzeyinde insan ve yaşamsal trajedisi yaşanan çatışma ve çatışma çözümü sorunlarının içinde ana aktör olarak yer alamıyor.

İçerde yönetilemeyen, dışarıda dışlanan Türkiye tablosu, siyaseti canlandırıyor, muhalefete alan açıyor ve yaklaşan yerel yönetim seçimlerini önemli kılıyor.

Muhalefetin, kentli ve kentlerin Türkiye’sinin taşıyıcısı büyük ve kilit kentleri, başta İstanbul olmak üzere, tekrardan kazanmak ve yerel düzeyde güçlü ve etkili olmak olasılığı devam ediyor.

Muhalefetin seçim kazanması için, ilk önce, Mart 2024 yerel seçimleri sadece siyasi olarak değil, “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında nasıl bir Türkiye?” sorusuna yanıt için de kritik önem taşıdığını kavraması gerekiyor.

31 MART 2024 YEREL SEÇİMLERİ NİYE ÖNEMLİ?

Bununla birlikte, muhalefet partileri ayrışırken ve atomize olurken (tek tek hareket etme), Cumhur İttifakı’nın birlik içindeki yapısının pekişmesi, 2023 genel seçimleri sonuçlarının Mart 2024’de yerel yönetimler seçimlerinde de tekrarlanması riski artıyor.

Tek tek hareket eden muhalefete karşı, birlikteliğini pekiştiren iktidarın, devlet kaynaklarını ve gücünü, kutuplaşmayı ve ekonomi yönetimini kullanarak seçim kazanma olasılığı yüksek.

Gücü ve etkisi büyük ve birlikteliği pekişmiş iktidara karşı seçim kazanmanın ne kadar zor olduğunu 2023’de yaşadık, 2024’de de yaşayabiliriz.

Muhalefetin seçim kazanması için, ilk önce, Mart 2024 yerel seçimleri sadece siyasi olarak değil, “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında nasıl bir Türkiye?” sorusuna yanıt için de kritik önem taşıdığını kavraması gerekiyor.

En az dört nedenle:

Birincisi, 29 Mayıs seçim akşamından bugüne kadar giderek daha da kötüleşen muhalefetin savrulmasını ve muhalefet partileri arasındaki çıkar ve etik dışı ilişkileri durdurmak ve muhalefeti yeniden canlandırmak için,

İkincisi, muhalefet ile seçmeni arasında giderek yaygınlaşan ve derinleşen “güven krizi” ve “duygusal kopuşu durdurmak” için,

Üçüncüsü, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarı tek aktör konumuna getiren “muhalefetsiz Türkiye algısını değiştirmek” için ve son olarak,

Dördüncüsü, 29 Ekim 2023’ü, Cumhuriyetin ve cumhuriyet modernleşmesinin bitim günü olma olasılığını azaltmak için.

Peki, bu maddeler içinde kritik önem taşıyan Mart 2024 yerel seçimleri için muhalefet nasıl yeniden canlandırılabilir, nasıl parti içi liderlik ve iktidar hamleleri yerine seçim kazandıracak öykü, vizyon ve ilklere doğru yönlendirilebilir?

Kentlerin ve Türkiye’nin geleceğini kendi partisi ve parti-içi iktidarından daha önemli görerek ve seçim kazanmak için toplumda heyecan uyandıracak bir öykü üretme çabasına girerek,

Seçim kazanmanın, doğru aday, ilke, vizyon, seçmeni heyecanlandıracak öykü ve strateji ile olabileceği gerçeğini unutmayarak,

Seçmenin ilgilenmediği ve seçim kazandırmayacak parti içi liderlik ve iktidar hamlelerine odaklanmayarak,

Yeni bir öykü ya da vizyon için, toplumun inanacağı bir söylemi, bir eylemi ve stratejiyi yaratarak,

Ve en önemlisi de, unuttuğu, yalnız bıraktığı, kendisi ile “duygusal kopuş” ve “güven sorunu” yaşayan seçmenini tekrardan kazanarak.

Çünkü: Vizyonsuz, öyküsüz, ilkesiz ve stratejisiz seçim kazanılmıyor.

CHP, kritik önemdeki yerel seçimlerde başarılı olmak için, sadece artık herkesi yormuş liderler ya da yöneticiler arası götürülen CHP-İYİ Parti müzakerelerinden çok daha önemli olarak ve esas aktör olarak, İYİ Parti ve diğer muhalefet partilerinin seçmenlerine odaklanmalı.

SEÇİMLER NASIL KAZANILIR?

Birincisi, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nin kritik önemini kavrayarak.

CHP haricinde, başta İYİ Parti olmak üzere, muhalefet partileri, “yerel seçimleri pas geçmek”, önemini azaltmak ve kendilerini 2028 seçimlerine ya da olası erken seçimlere göre pozisyonlamak kararını almış gözüküyorlar.

Anlaşılması güç ama, İstanbul ve önemli kentlerin de iktidara geçmesinin çok önemli olmadığı düşüncesindeler.

Ne de olsa, yerel ulusal kadar önemli değil!

HEDEP’se, kendi içinde haklı olarak ve başta kimlik-ideoloji partisi olduğu için, Kürt sorunu temelinde kendisi için faydalı konumun ve kararın ne olduğu düşüncesi ve çabası içinde; muhalefet kadar iktidarla da, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de görüşme yapılabileceğini ya da yapılması gerektiğini tartışıyor.

Bu nokta beni şu öneriye götürüyor:

CHP, kritik önemdeki yerel seçimlerde başarılı olmak için, sadece artık herkesi yormuş liderler ya da yöneticiler arası götürülen CHP-İYİ Parti müzakerelerinden çok daha önemli olarak ve esas aktör olarak, İYİ Parti ve diğer muhalefet partilerinin seçmenlerine odaklanmalı.

Kendi seçmeni kadar diğer muhalefet partileri seçmenini kazanan bir CHP adayı, büyük ve kilit kentlerde başarılı olabilir.

İYİ Parti ve diğer partilerle yapıcı ilişkiler ve söylem önemli; ama esas önemli olan o partilerin seçmeninin sizin adayınıza oy vermesini sağlanmalı.

CHP büyük şehir belediye başkanları 2019’dan bugüne çok başarılı ve halkın-seçmenin takdirini kazanmış bir yönetim sergiliyorlar.

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi doğru isimler ile seçimler kazanılabilir.

Doğru aday ile doğru vizyon-strateji-ilke birleşimi seçim kazanmanın anahtarı.

Bu bağlamda, CHP, belki de, İYİ Parti’den önce, TİP’e bakmalı, seçmen niye bu partiyi seviyor ve beğeniyor, bu soruya odaklanmalı.

TİP gibi diğer partiler ve seçmenleriyle ilişki üzerine görüşlerimi gelecek haftaki yazımda paylaşacağım.

İyi pazarlar…

Fuat Keyman

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir