İmamoğlu için her şey yeni başlıyor

İmamoğlu için her şey yeni başlıyor

Daha önce de dile getirdiğim gibi İmamoğlu’nun ‘Her şey çok güzel olacak’ ve ‘Tam yol ileri’ gibi sloganlarını altını gerçekçi, kapsayıcı bir hikaye ile doldurması gerekiyor. Öyle bir hikaye bulmak zorundaki bu hikaye sadece otoriterlikten ve ekonomik krizden kurtulmak olmamalı aynı zamanda da Türkiye için ortak bir erime noktası bulmak zorunda.

Türkiye bir sefer daha anlaşılması çok zor bir ülke olduğunu kanıtladı. 8 ay önce muhalefet için her şey tam anlamıyla bir kabusken, şu an iktidar bloğu yerel seçim sonuçlarına göre tarihinin en büyük hezimetini aldı. Kuşkusuz yerel seçimlerin denklemi genel seçimlerden çok farklı ama kesin olan bir şey var; Erdoğan artık ülkedeki tek hegemon siyasi güç değil. Halkın, sermayenin ve de devletin kimi grupların açık açık taraf tutmaya başladığı bir aktör daha var: Ekrem İmamoğlu.

Ekrem İmamoğlu son yerel seçim sonuçları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sadece üçüncü sefer yenmiş olmadı, dahası onu çok büyük bir meşruiyet krizine de soktu.

İMAMOĞLU, ERDOĞAN’I MEŞRUİYET KRİZİNE SOKTU

Ekrem İmamoğlu son yerel seçim sonuçları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sadece üçüncü sefer yenmiş olmadı, dahası onu çok büyük bir meşruiyet krizine de soktu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bundan sonra ülkede en az onun kadar, hatta çok iddialı olmayacak ise ondan daha da popüler bir siyasi aktörün varlığına karşın ülkeyi tek başına yönetmeye çalışacak ki bu hiç kolay olmayacaktır. Zira Türkiye toplumu karakter olarak düşenden değil yükselenden yana tavır koyacaktır. Bu durumda da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yumuşayacağını ya da ekonomiyi toparlayacağını düşünmek hiç de gerçekçi değil. Zira topluma bir şeyler vermesi lazım ki düşüşe geçen bir aktör olarak umut veremez. Bu nedenle de önümüzdeki günlerde siyasi ortamın daha da sertleşeceğini ön görebiliriz. Aynı şekilde Erdoğan sonrasında başat aktör olmaya niyetlenen Hakan Fidan ve Selçuk Bayraktar gibi isimlerin de çok büyük baskı altında olacağını da öngörebiliriz. Çünkü, yarışta geriden gelip farkı kapatmak her aktörün harcı değil.

Tabloyu böyle okuduğumuz zaman durumun CHP ama özellikle de Ekrem İmamoğlu için çok güzel olduğunu söyleyebiliriz. Kuşkusuz ilk bakışta böyle ama zirvede olan bir İmamoğlu an itibariyle iktidarın açık hedefi. Her ne kadar Erdoğan an itibariyle hem MHP’yi hem Yeniden Refah Partisi’ni hem de Kürtleri aynı anda kazanamayacak olsa da iktidarın gücünü tamamen kaybetmeme arzusu ona her şeyi yaptırabilir. Neler yapabileceğini bilemesek de seçimleri erkene almak gibi bir irrasyonellik yapmayacağı da kesin. Kısacası gerçek Erdoğan-İmamoğlu düellosuna bir az daha zaman var.

İşte bu zaman zarfında İmamoğlu çok dikkat etmeli ve hazırlık yapmalı.

Devletin farklı kanatlarından İmamoğlu’na yanaşmak isteyenler olacaktır. Ama bu onlar için çok erken bir çıkış olur ve Erdoğan’ın ekibi bunu yapanları kolaylıkla avlar. Ancak İmamoğlu’nun dışarıdan kadro taşıyamayacağını düşünerek an itibariyle devlette kimler ile nasıl hareket edeceğine karar vermesi lazım. Dışişleri, yargı ve ordu da kurumsal yapıların bozulmasından dolayı çok huzursuz olan yapılar var. Bu yapılar ile dolaylı yoldan iletişim kurularak İmamoğlu’na bir koruma kalkanı oluşturulabilir.

Dünya da son bir aydır hızla bu yerel seçimin aslında olası bir Erdoğan-İmamoğlu mücadelesinin provası olduğunu fark etmeye başlamıştı. Bu bağlamda İmamoğlu’nun Avrupa-Atlantik güvenlik algısı değişirken ve batının kendisini sorgulatmaya başladığı bu dönemde dünya ile de ilişkilerini geliştirerek kendisine küresel bir kalkan oluşturmalı.

İMAMOĞLU, KÜRESEL BİR KALKAN OLUŞTURMALI

Dünya da son bir aydır hızla bu yerel seçimin aslında olası bir Erdoğan-İmamoğlu mücadelesinin provası olduğunu fark etmeye başlamıştı. Bu bağlamda İmamoğlu’nun Avrupa-Atlantik güvenlik algısı değişirken ve batının kendisini sorgulatmaya başladığı bu dönemde dünya ile de ilişkilerini geliştirerek kendisine küresel bir kalkan oluşturmalı. Misal artık İmamoğlu ekibi zafer sarhoşluğunu bırakarak, iktidarı yarın alacakmış gibi dünya ile ilişki kurmaları gerek ve onların sorularına cevap vermeliler. Misal savunma sanayisinde Rolls Royce ile mi çalışılacak ya da Türkiye ilerleyen zamanda KAAN’ın yanına envanterine Eurofigther ilave etmeyi düşünüyor mu? İmamoğlu’nun bu sorulara hazırlıklı olması gerekiyor ki dünya bunlara cevap arıyor.

Son olarak, daha önce de dile getirdiğim gibi İmamoğlu’nun ‘Her şey çok güzel olacak’ ve ‘Tam yol ileri’ gibi sloganlarını altını gerçekçi, kapsayıcı bir hikaye ile doldurması gerekiyor. Öyle bir hikaye bulmak zorundaki bu hikaye sadece otoriterlikten ve ekonomik krizden kurtulmak olmamalı aynı zamanda da Türkiye için ortak bir erime noktası bulmak zorunda.

Çok açık, Türkiye yeni bir siyaset istiyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’a doğrudan bir kırmızı kart göstermek yerine onu yerelden dengelemek için sert bir sarı kart göstermiştir. Şimdi yıllar sonra Erdoğan rejimi ilk defa geriden gelmeye çalışacak ki bu onların unuttukları bir pratik. İmamoğlu ve ekibi için ise hiç denemedikleri büyük iktidar yolculuğu başlıyor. Çok dikkat edilmesi gereken bir süreç, bunu unutmamak lazım.

Erdi Öztürk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir