CHP gerçekten birinci parti mi?

CHP gerçekten birinci parti mi?

Kimi anket sonuçlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın popülaritesi Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun fersah fersah gerisinde. Böyle bakınca çok basit bir şekilde AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP ve onun potansiyel Cumhurbaşkanı adaylarının arkasında yer alıyor diyebiliriz. Ancak bence hala CHP ‘birinci’ parti konumunda demek için çok erken.

31 Mart 2024 yerel seçimlerinden CHP birinci parti olarak çıktı ve AKP tarihinde ilk defa rakipleri arasında en yüksek oya ulaşamadı. Bu söylemi başta CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve milletvekilleri çokça dillendiriliyor. Dahası muhalif olan birçok kanalda da ‘AKP nasıl kaybetti ve CHP nasıl kazandı’ tartışmaları yapılıyor. Sanıyorum seçimler sonrasında yapılan birçok anketin sonucu da hala CHP’nin oy oranının AKP’den daha yüksek olduğunu söylüyordur. Hatta bizzat bildiğim kimi anket sonuçlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın popülaritesi Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun fersah fersah gerisinde. Böyle bakınca çok basit bir şekilde AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP ve onun potansiyel Cumhurbaşkanı adaylarının arkasında yer alıyor diyebiliriz. Ancak bence hala CHP ‘birinci’ parti konumunda demek için çok erken. Daha doğrusu siyasetin girift yapısında bir seçim kazanmak ile doğrudan birinci parti olmak çok da mümkün değil.

Kuşkusuz CHP yerel seçimlerin galibidir. Sanıyorum çok uzun bir süre boyunca da AKP’nin önünde bir oy oranına sahip olacaktır ancak Türkiye gibi devlet ve siyasetin iç içe girdiği çok katmanlı bir yönetim yapısında birinci parti olmak büyük bir meydan muharebesinde önemli bir cephe savaşını kazanmak ile çok da mümkün olamaz. 

CHP YEREL SEÇİMLERİN GALİBİDİR, AMA…

Rahmetli hocamız Ergün Özbudun 2000’li yılların başında yazmış olduğu bir makalesinde Bülent Arınç’a referans ile AKP’nin iktidarda olduğunu ama karar verme noktasında tam da muktedir olamadığından bahsetmiştir. Sayısız defa referans verdiğim bu çalışmanın özellikle bu bölümünün şu an için CHP ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda da CHP Türkiye’nin ‘birinci’ partisidir söylemini biraz erken kullanılan ve de yıpratılmaya mahkûm bir önerme olarak görüyorum. Kuşkusuz CHP yerel seçimlerin galibidir. Sanıyorum çok uzun bir süre boyunca da AKP’nin önünde bir oy oranına sahip olacaktır ancak Türkiye gibi devlet ve siyasetin iç içe girdiği çok katmanlı bir yönetim yapısında birinci parti olmak büyük bir meydan muharebesinde önemli bir cephe savaşını kazanmak ile çok da mümkün olamaz. 

Türkiye’de birinci parti olmak demek ne yazık ki sadece seçimlerden en yüksek oy oranına sahip olmak ile alakalı bir durum değil. Bunu öncelikle devlet bürokrasisinin ve de finansal merkezlerin kabul etmesi demek. Buna karşın mevcut Türkiye’de CHP çok önemli bir zafer kazanmış olmasına karşın devlet bürokrasisi asla ve asla kafasını kaldırıp acaba nasıl bir değişiklik bizi bekliyor diye etrafına bakmadı. Zira bu çok anlamsız ve sonucu diskalifiye ile neticelenebilecek bir ‘fodepar’ olabilirdi. Aynı şekilde, AKP iktidarından çok rahatsız olan TÜSİAD bile seçimlere daha dört yıl olduğunun bilinciyle sadece durup gözlem yapmak ile yetiniyor, zira son seçimlerin ‘birinci’ partisi ile görünmek onlara zamanından önce yüklü bir fatura ödemesi çıkarabilir. Bütün bunlara bir örnek istiyorsanız 1 Mayıs 2024 kutlamalarında devletin ve de kolluk kuvvetlerinin bir milim bir kımıldamadan tavırlarında herhangi bir değişiklik yapmadıklarını bu bağlamda okuyabilirsiniz. 

Sanıyorum ‘birinci’ parti çıkmaktan daha çok önümüzdeki günlerde birinci parti kalmayı, birinci parti gibi davranmayı ve birinci parti olduğunu ülkedeki güç ve karar merkezlerine hissettirme meselesi var. 

BİRİNCİ PARTİ OLDUĞUNU GÜÇ VE KARAR MERKEZLERİNE HİSSETTİRME

Sonuç olarak an itibariyle CHP ve onun üç ismi; Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş Türkiye siyasetinin yarınları için bir kafa boyunun çok ötesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun AKP’sinin önünde. Ancak hala devlet içerisinde ve siyasette esas karar verici Cumhurbaşkanı Erdoğan. Irak operasyonundan, Osman Kavala kararına, asgari ücretten, anayasanın ne şekilde uygulanıp uygulanmayacağına karar hala karar verici ‘birinci’ aktör o. Dahası başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere kimi siyasi aktörlerin ve de grupların geleceklerine de kısmen hala karar verecek olan da Cumhurbaşkanı Erdoğan. 

Bu noktada sanıyorum ‘birinci’ parti çıkmaktan daha çok önümüzdeki günlerde birinci parti kalmayı, birinci parti gibi davranmayı ve birinci parti olduğunu ülkedeki güç ve karar merkezlerine hissettirme meselesi var.

Erdi Öztürk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir