Kılıçdaroğlu’na teşekkür, Özel’e tebrik

Kılıçdaroğlu’na teşekkür, Özel’e tebrik

Özgür Özel’i balkon konuşmasında dinledim, soğukkanlılığı ve kapsayıcılığı ile örnek bir konuşma yaptı. Kılıçdaroğlu’na CHP’nin dönüşmesi için gösterdiği çabadan ötürü teşekkür, Özel’i de muhteşem balkon konuşması için tebrik etmeliyiz.

Latinlerin çok meşhur bir sözü vardır, “zehri, ilaçtan ayıran dozudur,” derler.

31 Mart gecesi hepimizi kuşatan mutluluk dalgası, bazılarında doz aşımı yarattı, insafsızca yorumlar yapanlar oldu.

Sevincini havaya rastgele silah sıkarak yaşayan magandalar gibi sevinmeyi bilmeyenlerin düşman addettiklerine dair hoş olmayan sözlerini görmek, işitmek beni üzdü.

Hayatta ne olursa geçmişinden bağımsız değerlendirilemez.

Sosyal bilimler alanındaki hiçbir şey laboratuvarda üretilemeyeceği için onun olmasını sağlayan koşullar, etkenler, kişiler, sebepler, tecrübeler vs vardır.

Onları görmezden gelerek sadece nihai ürünü değerlendirmek yanlış sonuçlara ulaşmamıza yol açar.

Bunlardan ilki, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yöneltilen suçlamalar.

Bugünkü büyük başarı gökten zembille gelmedi. Unutmayın, 2019 seçimlerinde İmamoğlu’na oy vereceğini söyleyenler bile seçimi kazanabileceklerine ihtimal vermiyorlardı. Bu makus talihi tersine çeviren Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.

BUGÜNKÜ BÜYÜK BAŞARI GÖKTEN ZEMBİLLE İNMEDİ

Kılıçdaroğlu’nu eleştirebiliriz, hatta acımasızca -mesela, mühürsüz oyların geçerli sayılmasında- eleştirebiliriz, hakkında pek çok şey söyleyebiliriz ama bunu yaparken iki şeyi göz ardı etmemiz gerekir.

Bir, mücadele makam sahibine karşı verilir; eski gücü, nüfuzu, kudreti olmayana vurulmaz.

İki, bugünkü büyük başarı gökten zembille gelmedi; eğer bugün Anadolu haritası hiç olmadığı ölçüde kırmızıya boyandıysa bunda 2019 seçimlerindeki büyük başarının payı yadsınamaz.

Unutmayın, 2019 seçimlerinde İmamoğlu’na oy vereceğini söyleyenler bile seçimi kazanabileceklerine ihtimal vermiyorlardı.

Bu makus talihi tersine çeviren Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.

Bugün İmamoğlu’nun zaferiyle haklı olarak kendinden geçenler arasında, adı ilk açıklandığında büyük hayal kırıklığı yaşayan, “kimmiş ki o?” diyen, “Fenerbahçe düşmanına oy veremem,” minvalinde konuşan insanlar tanıyorum.

Kılıçdaroğlu, 2019’da bu yolu açtı ve CHP’yi “bildik CHP” olmaktan çıkardı.

İstanbul’u İmamoğlu’na, Ankara’yı da Mansur Yavaş’a teslim etmekte tereddüt etmedi.

Doğru isimler, belediyecilik sürecini çok başarılı geçirdikleri için bugün çok daha zorlu şartlara rağmen tarihi farklarla yeniden seçildiler.

Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlık performansını da çeşitli bölümlere ayırabileceğimizi düşünüyorum, “Recep Bey” diye konuştuğu günler bana ne kadar uzaksa, “dostlarımızla birlikte” dediği günler de o kadar yakın; Şenyaşar ailesini savunması, Roboski’ye gitmesi, 28 Şubat mağdurlarıyla dayanışması, 2019’da Millet İttifakı’nı kurarak büyükşehirlerin kazanılmasını sağlaması çok değerliydi.

Kılıçdaroğlu, CHP gibi sert bir tabanı zaman içinde dönüştürdü.

İşte o dönüşmüş, ulusalcılık zehirinden olabildiği ölçüde kurtulmuş, sağlığına kavuşan CHP’de İmamoğlu ve Yavaş gibi isimler ön plana çıkabildi.

Nasuh Mahruki’nin geçen ayki çağdışı sözlerine, en büyük tepkiyi veren hiç zaman geçirmeksizin CHP’lilerdi ve bu tavır seçimi neden kazandıklarını da bize gösteriyor.

Partiyi devraldığında ulusalcılık virüsü bütün bedene yayılmıştı.

Bugünkü CHP, laiklik dahil Altı Ok’ta yer alan ideolojileri eskisine nazaran çok daha özgürlükçü yorumlayan insanlardan oluşuyor.

14 Mayıs’la 28 Mayıs arasını hatırlamak beni üzüyor, Gizli Protokol beni üzüyor, sonra istifa etmemesindeki manasız ısrarı, ne idüğü belirsiz adamın ikinci tur öncesindeki bağırışına sessiz kalmaması…

Kılıçdaroğlu’nun böyle gitmeyi hak etmediğini düşünüyorum ama yolu açan da maalesef kendisinden başka biri değildi.

14 Mayıs’ta aday olması yanlışmış.

Ben geçiş süreci için kendisinin çok doğru bir aday olduğunu düşünüyordum, bu minvalde yazılar da yazdım, ama bugünden geriye bakınca, farklı bir karar 14 Mayıs’ta iktidarı değiştirirmiş, bunu görüyor ve kabul ediyorum.

Hatasıyla sevabıyla Kılıçdaroğlu’na bir jübile yakışırdı, makamı alkışlarla bırakması tercih sebebiydi, yapmadı, yapamadı, bugünkü acımasız ve insafsız yorumlara muhatap olması hep bu yüzden.

2019’da büyük başarı elde eden Millet İttifakı formülü, 2023’te beklenen başarıyı sağlayamadı.

Bizim toplum, iktidarları genel seçimlerle derhal değiştirmeyi pek sevmiyor, önce bir yerel seçimde çok ciddi ikaz ediyor, baktı ki değişmiyor, bir sonraki seçim kendi siyaset starını sahneye taşıyor.

Özgür Özel’in şu kısa süreçteki Genel Başkanlık performası başarılı değildi, bunu Metropoll’ün Mart anketinde görüyoruz, görev onay oranı oldukça düşük. Ama hayatın tesadüfleri bitmez, İmamoğlu ve Yavaş’ın öncülüğünde CHP tarihinin en büyük başarılarından birini elde etmek de Özgür Özel’e düştü.

CHP TARİHİNİN EN BÜYÜK BAŞARILARINDAN BİRİ ÖZEL’E DÜŞTÜ

Özgür Özel, moralsiz ve öfkeli bir taban bulmuştu geldiğinde.

Kılıçdaroğlu ekibinin küskün olduğuna dair yorumlar yapılıyordu.

Özgür Özel’in şu kısa süreçteki Genel Başkanlık performası başarılı değildi, bunu Metropoll’ün Mart anketinde görüyoruz, görev onay oranı oldukça düşük.

Ama hayatın tesadüfleri bitmez, İmamoğlu ve Yavaş’ın öncülüğünde CHP tarihinin en büyük başarılarından birini elde etmek de Özgür Özel’e düştü.

Fakat Özgür Özel’i balkon konuşmasında dinledim, soğukkanlılığı ve kapsayıcılığı ile örnek bir konuşma yaptı.

Artık muhalefet içinde atomizasyonu durdurmak lazım; bölünmenin, ayrışmanın, intikam arayışının ne yeri ne de vakti.

Zamanı geriye alma şansımız da yok.

Kılıçdaroğlu’na CHP’nin dönüşmesi için gösterdiği çabadan ötürü teşekkür, Özel’i de muhteşem balkon konuşması için tebrik etmeliyiz.

Bilgehan Uçak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir