Seçimler geleceğe dair ne söylüyor?

Seçimler geleceğe dair ne söylüyor?

Sandıktan çıkan iki sonucu açık: Ak Parti iniyor, CHP çıkıyor. İkisinin bir arada olması durumu daha anlamlı kılıyor. Zira böyle olmayabilir, AK Parti’nin düşüşü, muhalefette sağa sola dağılmış oylarla da gerçekleşebilir, iktidar partisi ülkede birinci parti olma konumunu koruyabilirdi.

31 Mart 2024 seçimleri değerlendirirken unutulmaması gereken husus varsa o da, seçmen bakımından genel seçim yerel seçim arasındaki anlam farkıdır.

Genel seçimler “ülke yönetimini ve geleceğini, kendimizi kime teslim ediyoruz” sorusunu içerir. Bu soru çerçevesinde tüm kök duygular, aidiyetler, kimlikler, milliyetçilikler seçmen davranışında daha çok rol alır ve belirleyici olur.

Buna karşın, bir siyasi partinin has seçmenin varsa tepkisi ve yaptırımı, riski az yerel seçimlerde daha kolay ifade edilir. Ayrıca aday-şehir ilişkisi, adayın kim olduğu, yakın hizmet faktörü de önemli bir rol oynar, yerel seçimlerde.

Ancak bu ayrım bir yere kadar geçerlidir. Ülkede kuvvetli tepki veya siyaset talebi varsa, biliriz ki, her seçim aynı potaya girer. Nitekim Türkiye’de pek çok yerel seçim ülkedeki dip akıntıların oluşmakta olan toplumsal-siyasal dalgaların ipuçlarını taşımıştır. Örneğin 1994 Aralık yerel seçimleri Refah Partisi’ni, ülke çapında birinci parti kılmış, aynı siyasi parti benzer başarıyı 1995 Nisan genel seçimlerinde de elde etmiş, Türkiye’de kültürel kimliklerin öne çıktığı, ana toplumsal dalgayı oluşturduğu bir dönem başlamıştı.

2024 yerel seçimlerinin memleketin seyir defterinde nasıl bir yer tutacağını, toplumsal dalgaları nereye kadar, nasıl yansıttığı zaman gösterecek.

Yine şimdiden böyle bir ihtimalin ipuçlarını aramak mümkün.

Sandıktan çıkan iki sonucu açık: Ak Parti iniyor, CHP çıkıyor. İkisinin bir arada olması durumu daha anlamlı kılıyor. Zira böyle olmayabilir, AK Parti’nin düşüşü, muhalefette sağa sola dağılmış oylarla da gerçekleşebilir, iktidar partisi ülkede birinci parti olma konumunu koruyabilirdi.

Söz konusu ipuçlarını “kaybeden” ve “kazanan” açısından değerlendirelim.

AK Parti’nin izlediği trend malum. 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde AK Parti ciddi gerileme yaşamış, 2018 genel seçimlerine oranla 7 puan gerilemişti. 2024 yerel seçimleri bu kayıp tablosunu iyice keskinleştirdi.

AK PARTİ’NİN GERİLEME TABLOSU İYİCE KESKİNLEŞTİ

AK Parti’nin izlediği trend malum. 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde AK Parti ciddi gerileme yaşamış, 2018 genel seçimlerine oranla 7 puan gerilemişti. Bu tabloyu cumhurbaşkanlığı seçimleri ve MHP’nin genel seçimdeki yüzde 10’luk başarısı gölgeledi. Zira cumhur ittifakı Erdoğan’la yürütme gücünü, MHP’nin katkısıyla mecliste çoğunluğu elinde tuttu. 2024 yerel seçimleri bu kayıp tablosunu iyice keskinleştirdi. 2019’dan 2024’e yerel seçimlerde AK Parti yüzde 10,22 puan geriledi. Yaz aylarında yapılan genel seçime oranla yüzde 3 kayıp daha yaşadı. Ayrıca iktidar partisinin güçlü olduğu yerlerde katılım düştü ve bu durum, ülke çapındaki katılım oranını da düşürdü.

AK Parti’nin istikbali bakımından önemli göstergelerden birisi, Türkiye toplumsal dinamizm ve değişimin oluştuğu merkezlerde, metropol ve merkez ilçelerde seçimleri kaybetmiş olmasıdır. Ankara’da ezilmesi, İstanbul’da 9 puan gerilemesi, Üsküdar’ı kaybetmesi, Beyoğlu belediyesinin 30 yıl sonra elinden çıkması sadece birkaç örnek. Hatem Ete’nin bu konudaki tespiti önemsemek, araştırmaların, gözlemlerin merkezine almak lazım. Bu tespit şöyle: “AK Parti’nin en önemli sorunu yeni sosyolojiyi kaybediyor olmasıdır. Büyük şehirleri ve merkez ilçeleri kaybetmesi AK Parti’nin geleceği tüketmeye başladığına dair işaret çanlarıdır. Türkiye’nin geleceğini etkileyecek ana dinamiklerin oluştuğu yerleri kaybedip, ilk endokrine ettiği yerlere ve Anadolu ve taşra çekilmesi anlamlıdır”.

Ayrıca bu siyasi partinin hegemonik bir lider partisi haline gelmesi de önemli bir değerlendirme unsurudur. Bugün bu siyasi parti, sadece toplumun önemli bir kesimi temsil ve tatmin etmekle tanımlanmaz. Gücünü koruması ve ayakta durması aynı zamanda, kuvvetli devlet adamı imajına sahip liderinin becerisi ve verdiği güvenle oluyor. Hatta, ikinci boyut zaman zaman birinci boyutun önüne geçiyor. 2023 Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim sonuçları arasındaki fark, bu konuda bir göstergedir. Erdoğan, anayasaya göre ülke yönetiminde son 4 yılına girmiş bulunuyor. Ondan sonra ve onsuz AK Parti’nin ayakta kalıp kalamayacağı ciddi bir sorudur. Kaldı ki, seçimlere girme yolunu bulsa bile, bu kez karşısında kendisi gibi, şahıs ve karizma vurgusu güçlü bir aday bulacağına şüphe yok.

İpuçları bakımından Ak Parti’nin ahvali böyle…

Gelelim kazanana…

CHP, son genel seçimlerden buna yana oyunu yüzde 6 arttığı gibi, uzun yıllar sonra ilk kez, bir seçimden Türkiye’nin birinci siyasi partisi olarak çıktı. En önemlisi, AK Parti’nin kalelerini yıktı, Orta Anadolu’ya sarktı. Bu tablonun herhangi bir seçimin sınırlarını aşan birkaç anlamı var.

CHP, AK PARTİ’NİN KALELERİNİ YIKTI

CHP, son genel seçimlerden buna yana oyunu yüzde 6 arttığı gibi, uzun yıllar sonra ilk kez, bir seçimden Türkiye’nin birinci siyasi partisi olarak çıktı. Nüfusun yüzde 80-85’ni oluşturan yerlerde yerel yönetimleri, gayri safi milli hasılanın üretildiği yerleri ele geçirdi. En önemlisi, AK Parti’nin kalelerini yıktı, Orta Anadolu’ya sarktı.

Bu tablonun herhangi bir seçimin sınırlarını aşan birkaç anlamı var.

Bunlardan ilki, seçmen davranışında kültürel düğümün gevşemesi, kültürel aidiyetleri aşan bireysel bir seçmen davranışının ortaya çıkması oldu. İkincisi ise CHP’nin temsil ettiği belediyeler ve seçmenler itibariyle farklı eğilimleri içinde barındıran bir kitle partisi görüntüsüne yıllar sonra tekrar yaklaşmasıdır.

Bu durum, bir gidişata işaret eder mi? Süreklilik taşır mı?

Ülkenin ve CHP’nin önündeki en önemli sorulardan birisi budur.

Özellikle kimi yerlerdeki seçim sonuçları ve ulaşılan oran muhtemelen CHP’lileri de şaşırtmış olmalıdır. Zira bu sonuçların böyle tecelli etmesinde asıl aktör CHP, asıl faktör CHP’nin siyasi dili değildir. Baş oyuncu, seçmenlerin kendi partilerinin adaylarına değil, iktidar değişimi istikametinde güçlü gördükleri partinin adayına yönelmiş olmalarıdır.  Yani bireysel seçmen davranışıdır. CHP seçmeni gitmemiş, farklı siyasi meşrepten seçmenler CHP’ye gelmiştir.

Birkaç gün önce Karar Gazetesi’nde yazdığım gibi o zaman mesele şudur:

“CHP, kendisine akan desteği kucaklayacak, ona uygun siyaset üretebilecek, siyaseti kimliklere ve pozisyon almaya endeksleyen takıntılarından uzaklaşıp merkeze yerleşebilecek midir?

Türkiye’nin geleceği biraz da bu soruya verilecek yanıta bağlıdır.

Kılıçdaroğlu’yla başlayan merkeze yürüme çabası, İmamoğlu gibi birden çok değer sistemini bünyesinde temsil eden adayların varlığı bu kapıyı açmışken, seçmenin bu partiye gelmesi, CHP ve Türkiye için önemli bir fırsattır…”

31 Mart 2024 Yerel seçimlerinin tarihteki yeni ve anlamını iki cephede yaşanması muhtemel gelişmelerin neler olacağı belirleyecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir