CHP’nin Tüzük Kurultayı Türkiye’nin demokratik ve çoğulcu yönetimi için bir reform girişimi olacak

CHP’nin Tüzük Kurultayı Türkiye’nin demokratik ve çoğulcu yönetimi için bir reform girişimi olacak

CHP, 6-8 Eylül 2024 tarihleri arasında Tüzük Kurultayı gerçekleştirecek. Bu doğrultuda CHP, tüm üyelerinden konuya ilişkin görüş ve önerilerini talep etti. CHP önce kendi içinde demokratik   uygulamaları ve çoğulculuğu sağlamalıdır ki bundan sonra Türkiye’ye de bunu vaat edebilsin. Bu nedenle vatandaş olarak haklarımız ve geleceğimiz için bu kurultayı çok önemsememiz gerektiğini düşünüyorum.

2013 yılında Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde (İPM) Prof. Dr. Fuat Keyman, Konda Araştırma’dan Tarhan Erdem ve Bekir Ağırdır öncülüğünde “Türkiye’nin Demokratikleşmesi için Kapsamlı bir Siyasi Parti ve Seçim Sistemi Reformu Önerisi” başlıklı bir çalışma yapmıştık. O zaman hayalimiz ve amacımız “dönüşen Türkiye’yi demokrasisi güçlü Türkiye’ye, ‘ileri demokrasiye’ taşımak”tı. Maalesef bunu başarmayı bırakın, Dünya demokrasi liginde çok daha gerilere düştük. Otoriterleşen Türkiye’de 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden hemen sonra filizlenen umutlarımızı büyütmek ve demokrasiyi tekrar yeşertmek için şüphesiz başta siyasi partiler olmak üzere hepimize büyük görevler düşüyor.

31 Mart 2024 yerel seçimlerinden tarihinin en büyük zaferlerinden biriyle ve birinci siyasi parti olarak çıkan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 6-8 Eylül 2024 tarihleri arasında Tüzük Kurultayı gerçekleştirecek. Bu doğrultuda CHP, tüm üyelerinden konuya ilişkin görüş ve önerilerini talep etti. Tüm parti örgütünü ve üyelerini kapsayan böyle bir kapsayıcı yeni iç tüzük yazım yaklaşımı aday olduğundan beri CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in vaatleri arasındaydı. Sadece bu bile parti içi demokrasinin gelişmesi için çok olumlu bir adım. Yerel seçimlerden böyle büyük bir başarıyla çıkan CHP’nin yeni genel başkanı ve yönetim kadrosu şüphesiz örgütlenme, yönetim tarzı, aday seçimi, seçim kampanya süreci ve sandıkların korunması hususlarında hayli değişiklik yapmışlar ki bu, yerel seçimlerde başarıyı getirdi. Seçmen bu değişimi anladı ve onayladı. Bu nedenle, şimdi de parti iç tüzüğünde yapılacak önemli değişikliklerle daha demokratik bir parti ve çoğulcu Türkiye için önemli bir adım atılmış olacak. 31 Mart seçimlerinden anlaşılacağı üzere başta CHP üyelerinin ve seçmeninin ve toplumun CHP’den beklentisi kesinlikle demokratikleşme, çoğulculuk ve yerinden yönetimin güçlenmesi yönünde. İlk defa toplumda “bunu yaparsa CHP yapar” fikri oluşmaya başlamış gibi görünüyor.

Siyasi Partiler Kanununun yenilenmesi ya da reformu da önümüzdeki dönemde ülke gündemine düşmesi beklenen Yeni Anayasa, Parlamenter Sisteme dönüş, güçler ayrılığının ve denge ve denetlemenin yeniden temini gibi siyasi tartışmalarla eş zamanlı olarak karşımıza çıkacaktır. Bu nedenle CHP’nin yeni iç tüzüğü yeniden demokratikleşmeyi hedefleyen Türkiye’nin Siyasi Parti Sistemi için de ‘demokratik’ bir öncü girişim ve reform modeli olacaktır. CHP önce kendi içinde demokratik uygulamaları ve çoğulculuğu sağlamalıdır ki bundan sonra Türkiye’ye de bunu vaat edebilsin. Bu nedenle önümüzdeki tüzük kurultayını sadece CHP’nin kendi iç meselesi gibi görmememiz ve vatandaş olarak haklarımız ve geleceğimiz için bu kurultayı çok önemsememiz gerektiğini düşünüyorum.

Tüzükte yapılacak değişikliklerle CHP kendi yönetim anlayışını ve uygulamalarını yenilerken aslında Türkiye’nin geleceği için de nasıl demokratik, kapsayıcı ve sürdürülebilir kurumlar, yönetimler, yöneticiler ve mekanizmalar öngörüyor, nasıl bir demokratik reform vaat ediyor bunu anlama fırsatımız olacak. Bu tüzük kurultayı başta CHP için ama aslında tüm Türkiye için eşsiz bir demokratik yönetime adım fırsatı.

TÜZÜK KURULTAYI TÜRKİYE İÇİN BİR DEMOKRATİK YÖNETİM FIRSATI

Tüzük kurultayı CHP için nasıl bir Türkiye demokrasisi teamül ettiğine dair de bir sınav aynı zamanda. Tüzükte yapılacak değişikliklerle CHP kendi yönetim anlayışını ve uygulamalarını yenilerken aslında Türkiye’nin geleceği için de nasıl demokratik, kapsayıcı ve sürdürülebilir kurumlar, yönetimler, yöneticiler ve mekanizmalar öngörüyor, nasıl bir demokratik reform vaat ediyor bunu anlama fırsatımız olacak. Bu tüzük kurultayı başta CHP için ama aslında tüm Türkiye için eşsiz bir demokratik yönetime adım fırsatı. Özellikle aşağıda detaylarını tartıştığım değişikliklerin bir arada yapılması ve sahada da en hızlı ve verimli şekilde eş zamanlı uygulanması genel seçimlere kadar CHP belediyelerinin, yönetiminin ve üyelerinin bir arada bir demokrasi reformuna imza atmalarını sağlayacaktır. 2019’dan bugüne kadar CHP kazandığı yeni belediyelerdeki uygulamalarıyla herkese nasıl “bakın biz belediyeleri nasıl yönetiyoruz” dedi ve tüm Türkiye şeffaf bir şekilde bunu görüp yerel seçimlerle takdir ettiyse, bu tüzük kurultayı da CHP’ye “bakın önce kendi partimizi sonra da Türkiye’yi sizin verdiğiniz yetkiyle işte böyle yöneteceğiz, böyle demokratikleştirip yücelteceğiz” deme ve uygulamalı olarak gösterme fırsatı sunmaktadır.

Tüm Türkiye kamuoyuna açık bu yazıyla ben hem kendi önerilerimi sizlerle ve CHP yönetimiyle paylaşmak hem de aranızda üye olmayıp da Türkiye’nin demokratikleşmesine, CHP’nin de bu demokratikleşme sürecinin öncüsü olmasına katkı sağlamak isteyenleriniz varsa diye size bu fırsatı haber vermek istedim. Önerilerinizi 20 Nisan’a kadar CHP İlçe Örgütleri’ne, doğrudan Genel Başkan Özgür Özel’e (@eczozgurozel) https://chp.org.tr/genel-baskan/ozgecmisi ve Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meryem Gül Çiftçi Binici’ye (https://chp.org.tr/ozgecmis/meryem-gul-ciftci-binici) sosyal medya hesaplarından da iletebilir, toplumda bu konu üzerine bir farkındalık yaratabilirsiniz, yaratabiliriz diye düşünüyorum. Kamuoyunda, bir grup siyasetçi, gazeteci, uzman ve akademisyenin medya aracılığıyla yaydığı toplumsal faydası olmayan, ayrıştırıcı algı operasyonlarına, gerçek ötesi/sonrası (post-truth) tartışmalara ve günlük hayatımıza hiç dokunmayan meselelere taraf olmayı reddederek, kendi gündem ve isteklerimizi siyasetçilere ve yöneticilere her daim hatırlatmalıyız. Şu anki Türkiye siyasetinde sadece mevcut CHP yönetiminin bunu seviyeli bir şekilde karşılayabilecek, hakkıyla göğüsleyebilecek, tüm eleştiri ve önerileri dinleyebilecek durumda olduğunu düşündüğüm için vatandaş olarak bizlerin sesimizi duyurmak için bu tüzük kurultayı hazırlığının eşsiz fırsatlar yarattığına inanıyorum. Sesimizi çıkaralım, önerilerimizi paylaşalım ve takip edelim.

Aranızda uzun yıllardır CHP’ye oy veren ama büyük ihtimalle Türkiye’de siyaset yapmanın zorluklarından, çirkinliklerinden, kapı arkasında bir grup siyasinin yaptığı pazarlıklardan, demokratik rekabet ve saygıdan uzak halinden çekindiğiniz için hiç ama hiç üye olmayı düşünmeyenlerinizin olduğuna eminim. Belki de 31 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından gelen bu iç tüzük kurultayında hepimizin desteklediği değişikliklerin yapılması aklı ve vicdanı hür daha fazla genç ve kadının siyasete girmesini cesaretlendirir. Ne dersiniz?

Bu doğrultuda CHP’nin öncelikle uluslararası demokratik ilkeleri ölçüt olarak alması gerektiğini düşünüyorum. Bu uluslararası demokratik ilkeler de şu uluslararası örgütler tarafından çalışılmış, açıkça belirlenmiş ve paylaşılmıştır. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsü (IDEA) ve Uluslararası Parlamenterler Birliği (IPU). Ben de aşağıdaki önerilerimi bu ilkelere uygun bir şekilde ‘Üyelik, Örgütlenmeve Adaylık’ ve ‘Parti Finansmanı’ başlıkları altında paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.

Seçimlerde adayların belirlenmesinde üyelerin etkin olacağı süreçler belirlenmeli, tanımlanmalı ve kesinlikle uygulanmalıdır. Bu doğrultuda, parti için demokrasiye atfedilen önemi ölçebilmemiz için parti üyelerinin her seçim için önseçimle adaylarını ve liderlerini belirlemesi gerekmektedir.

ÜYELİK, ÖRGÜTLENME VE ADAYLIK

-Parti üyeleri doğrudan ön seçimle adayları ve liderleri belirleyebilmelidir.

Seçimlerde adayların belirlenmesinde üyelerin etkin olacağı süreçler belirlenmeli, tanımlanmalı ve kesinlikle uygulanmalıdır. Bu doğrultuda, parti için demokrasiye atfedilen önemi ölçebilmemiz için parti üyelerinin her seçim için önseçimle adaylarını ve liderlerini belirlemesi gerekmektedir.

Bu doğrultuda, parti üyelerinin doğrudan, delege sistemiyle değil, adaylar için oy verebileceği yöntemlerin belirlenmesi ve uygulanması gerekmektedir. Nasıl şu anda tüm parti üyeleri çevirimiçi bir şekilde yeni tüzük için önerilerini iletebiliyorlarsa aynı şekilde çevirimiçi yöntemler dahil, tüm üyeler önseçimlerde oy kullanabilmelidir. İl yönetimleri de ilin tüm üyeleriyle seçilmelidir. İlçe yönetimleri de ilçenin tüm üyelerinin oylarıyla.

-Ön seçim zamanı delege toplama yarışı ve bu nedenle CHP’nin siyasi kültürünün bir parçası olan toplu üye yapma, kaydetme vb. işlemler uygulamadan kalkmalıdır. Üyeler, üye olduklarını sadece seçim zamanı değil, hergün, her an hissetmeli ve çalışmalıdır. Bu, üye-parti bağını şüphesiz güçlendirecektir.

Avrupa’da çeşitli sol ve sosyal demokrat partiler, değil üyelerinin oylarıyla aday belirlemeyi, çok cüzi bir ücret karşılığında, 1-3 TL gibi, parti üyesi olsun olmasın isteyen her vatandaşın görmek istediği aday için oy verebileceği mekanizmaları kullanmaktadır. Örneğin, Fransız Sosyalist Partisi ilk defa 2012 seçimlerinde adayını 1 Euro karşılığında tüm halka açık bir önseçimle belirlemiştir. Gerekirse böyle bir yönteme de başvurulabileceği hakkı tüzükte saklı tutulabilir.

-İsteyen her üye her seçimde her göreve aday olabilir. Aynı anda, aynı seçimde iki göreve aday olunamaz. Siyasi partiler, seçilmenin zorlaştırıldığı, siyaset yapmanın sınırlandırıldığı yerler değil, özgür siyaset yapmanın yeri olmalıdır.

-Parti içinde halihazırda yüksek bir yönetim kadrosunda olanlar, örneğin milletvekili, başka yüksek bir yönetim kademesine, örneğin, belediye başkanlığı, aday olmamalıdır.

Milletvekilliği, genel başkanlık, belediye başkanlığı, MYK, PM vb. yüksek mevkilere üyelik belli bir süre ile, 3 dönem uygulaması ile kesinlikle kısıtlanmalı ve bu kural uygulanmalıdır. Parti içi demokrasinin temini için parti üyeleri parti politikalarının belirlenmesinde etkin olmalıdır. Parti üyeliğinin etkin bir mekanizma haline getirilmesi gerekmektedir.

3 DÖNEM UYGULAMASI KURAL OLMALI

-Milletvekilliği, genel başkanlık, belediye başkanlığı, MYK, PM vb. yüksek mevkilere üyelik belli bir süre ile, 3 dönem uygulaması ile kesinlikle kısıtlanmalı ve bu kural uygulanmalıdır.

-Üyelerin net bir şekilde belirtilmiş belli başlı temel görev ve sorumlulukları olmalıdır.

Parti içi demokrasinin temini için parti üyeleri parti politikalarının belirlenmesinde etkin olmalıdır. Parti üyeliğinin etkin bir mekanizma haline getirilmesi gerekmektedir. CHP ile üyeleri arasında güçlü bir bağ oluşturulmalıdır. Üye kendini etkin, sorumlu, denetleyebilir ve hesap verebilir hissetmelidir. Bu nedenle üyelerin de belli başlı temel görev ve sorumlulukları olmalıdır. Örneğin, cüzi miktardaki üyelik aidatlarını düzenli bir şekilde ödemeleri teşvik edilmelidir. Böylelikle hem partiye maddi kaynak sağlamış olurlar, bunu denetleyebilirler ve çeşitli görevlerde aktif rol alabilirler. Bu doğrultuda üyelik kriterleri çok net ve şeffaf olmalıdır. Her bir vatandaş için aynı olmalıdır.

Üye istediği sürece üyeliği sürmelidir. Partinin üst yönetim kademelerinin herhangi bir üyeyi partiden ihraç edebilme hakkı çok net ve şeffaf belli koşullara bağlanmalıdır ve bu zor olmalıdır. Herhangi bir üye liderin ya da yönetici grubun keyfi kararıyla üyelikten çıkarılamamalıdır. Ancak, silahlanma ve şiddet kullanımı kanıtlanan, kamu suçu işleyen bir üye adaylıktan çıkarılabilmelidir.

-Farklı grupların, kadın, genç, dezavantajlı grupların temsilinin sağlanması ve siyasete katılımının arttırılması için ön seçim, kota ve fermuar sistemi konmalı ve kesinlikle uygulanmalıdır.

Aynı zamanda bu mekanizmalar parti içi lider oligarşisini engellemek için elzemdir. Ön seçim olmaması gibi bir durum söz konusu olmamalıdır. Eşit cinsiyet kotasına uymayan il ve ilçe yönetimlerinin bu tercihlerini neden yaptıklarını, bunun seçimi olumsuz etkileyebileceğini ölçülebilir şekilde açıklaması hatta kanıtlaması gerekmektedir.

– Yüzde 50 cinsiyet eşitliği kotası, üçte bir yani yüzde 33 genç kotası (35 yaş altı için) ve fermuar sistemi konmalı ve kesinlikle uygulanmalıdır.

Kadın üyelerin, il, ilçe ve genel merkez yöneticilerinin, adayların, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin sayısının artması, ülke nüfusuna göre bir temsiliyet yani yüzde 50 cinsiyet kotasının sağlaması için özendirici mekanizmaların kurulması gerekmektedir. Örneğin, fermuar sistemi. Fermuar sistemi, her seçim öncesinde belirlenen aday listelerinde sırasıyla bir adayın kadın, diğerinin erkek olmasını öngörmektedir. Birinci sıradaki aday kadınsa, ikinci sıranın erkek, üçüncü sıranın tekrar kadın ve dördüncü sıranın da tekrar erkek olması gerekmektedir. Dolayısıyla, fermuar yöntemiyle aday belirlerken seçilmesi daha garanti olan yerlere sadece erkekleri koyup listenin sonlarına kadın adayları sıralayıp yine kota uygulamasına uyuyormuş gibi yapma usulsüzlüğünün dahi önüne geçmiş olunabilir. Fermuar sistemi çoğunlukla İskandinav ülkelerinin siyasetinde kullanılmaktadır. İnanın, bu uygulama ortalama 30-40 yıl boyunca aksatılmadan uygulansa zaten kanuna gerek kalmadan siyasi kültürün dönüşmesi ve kadınların siyasete eşit bir şekilde girmesi doğal hale gelecektir.

Hem cinsiyet eşitliği hem de genç kotasının sıkıntısız işlemesi, uygulanması gerekmektedir. Kotanın kağıt üzerinde olması ama uygulanmaması partinin meşruiyeti ve güvenilirliği açısında da sıkıntılı bir durumdur.

-Partinin her kademesinin kapsayıcı, çoğulcu ve demokratik olması gerekmektedir. Uzlaşma kültürü oluşturulmalıdır.

CHP belediyelerinin, il ve ilçe örgütlerinin ve mahalle temsilciliklerinin kapılarının parti ile ilgili bilgi almak isteyen, üye olmak isteyen, çalışmak isteyen, demokratik haklarını kullanmak isteyen herkese her zaman açık olması gerekmektedir. Partinin her kademedeki yönetim kadrolarının tüm üyeler tarafından ulaşılabilir olması gerekmektedir.

Tüm toplumsal kesimleri sahiplenen, yabancılaştırmayan, temsil eden bir dil ve yönetim anlayışı ortaya konmalı ve uygulanmalıdır. Uzlaşma kültürü parti içinde oluşturulmalıdır. Demokratik siyaset kavga ve ayrışma değil, ortak çıkarlar doğrultusunda müzakere ve uzlaşmayı gerektirir.

Üyelerin eşit ifade özgürlüğüne sahip olabilmesi sağlanmalıdır. Siyasete katılabilen vatandaşlar yönetimde söz ve sorumluluk sahibi olabilir. Bu nedenle, sadece belli başlı kimliklere ve kimlik siyasetine hapsolan Türkiye siyasetinde CHP, bu durumu sadece kağıt üzerinde değil uygulamada da aşan ilk siyasi parti olmalıdır. Kadınların, gençlerin, engellilerin, azınlıkların, farklı meslek gruplarından bireylerin partinin farklı kademelerinde yönetimde olabilmesi için mekanizmalar kurulmalıdır. Bir kişi veya grubun yerine tüm Türkiye’nin çıkarı için birlikte çalışmayı, siyaset yapmayı amaç edinmiş yönetim kadrolarının ve üyelerin bir araya gelmesi sağlanmalıdır.

-Adayları belirlemede genel merkezin de bir kontenjanı olabilir. Ancak, bu kontenjan üyelerinin neden ve neye göre belirlendiği açık bir şekilde üyelerle paylaşılmalıdır. Önseçimlerde belirlenen ilkeler doğrultusunda kapsayıcı bir sonuç çıkmadığı takdirde, çeşitli kotalara uyulmasının güç olduğunun ispatlandığı durumlarda merkez kontenjan hakkını kullanabilmelidir.

-İl ve ilçe örgütleri ve üyeler silahlanmıyorsa, askeri eğitim vermiyorsa ve şiddete başvurmuyorsa, kamuya zarar veren bir suç işlemedilerse doğrudan merkez yönetim tarafından görevden alınmamalıdır. Çeşitli disiplin yaptırımları uygulanmalıdır. Görevden alınan ya da ihraç edilen üyeler dava açabilmeli ve haklarını sonuna kadar kullanabilmelidir.

-Milletvekillerinin düşünce, görüş ve önerilerini özgürce ifade edebileceği, kamuoyuna kapalı bir Meclis Grup toplantısı da yapılmalıdır.

Parti, üst düzey yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları ve adaylar düzenli olarak kamuoyuna açık mal beyanında bulunmalıdır. Bu, tüm Türkiye’deki ‘çalıyorlar ama çalışıyorlar’ algısının artık siyasi kültürümüzün bir parçası olmaktan çıkması için önemli ve anlamlı bir düzenleme olacaktır.

ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER AÇIK MAL BEYANINDA BULUNMALI

Parti Finansmanı

Parti finansmanının şeffaf ve denetlenebilir olması en önemli uluslararası demokrasi kriterleri arasındadır. Bu nedenle;

-Üyelerin partinin finansmanı üzerinde doğrudan söz hakkı olmalıdır.

Siyasi parti finansmanı üyeler tarafından şeffaf, hesap verilebilir ve denetlenebilir olmalıdır. Hazine yardımının nereye, nasıl kullanıldığı şeffaf ve hesap verilebilir bir şekilde üyelerle düzenli bir şekilde, her ay ve her yıl paylaşılmalıdır. Sayıştay’dan önce, parti finansmanını aidatlarını ödeyen üyelerin her ay ve yıl düzenli olarak denetleyebileceği, il ve ilçe örgütlerinin genel merkezden önce kendi üyelerine finansmanı konusunda hesap verdiği mekanizmaların kurulması ve işlemesi gereklidir.

Tıpkı halka açık şirketler gibi parti de bütçesini, gelirlerini ve harcamalarını her yıl şeffaf bir şekilde web sayfasında bir raporla açıklamalıdır. Sayıştay denetimi için hazırlanan raporlar kamuoyunun erişimine açık olmalıdır.

-Parti, üst düzey yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları ve adaylar düzenli olarak kamuoyuna açık mal beyanında bulunmalıdır. Bu, tüm Türkiye’deki ‘çalıyorlar ama çalışıyorlar’ algısının artık siyasi kültürümüzün bir parçası olmaktan çıkması için önemli ve anlamlı bir düzenleme olacaktır.

-Mevcut tüzükte kadın ve gençlik kollarına parti bütçesinden ayrılan yüzde 10 payın artırılması gerekmektedir. Şayet kota ve fermuar sistemiyle gerçekten kadın ve gençlerin CHP’ye ve siyasete katılımının teşvik edilmesi amaçlanıyorsa, gerçekten bu politikalar uygulanacaksa zaten bunun için ayrılan bütçenin büyük oranda artması elzemdir.

Diğer Konular

-Mevcut tüzükte (Madde 28) yurtdışı temsilciliklerinin kurulacağını belirten ülke ve bölgeler tüm dünyayı kapsamalıdır. Bu ülkeler ve bölgeler neye göre belirlenmiştir belli değildir. Daha fazla Türkiyeli seçmenin olduğu ülkeler belirtilmiş diye düşününce Almanya ve Fransa’nın olmaması düşündürücüdür. Bunun dışında bölgeler belirtilirken dünyanın en çok nüfusuna sahip olan bölge olan Asya’nın da belirtilmesi, hatta her bölge ve ülke denmesi daha uygun olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir