Almanya’yı acı vatan klişesinden çıkardığınızda karşınıza doğadan çok kültürlü yaşama; politikadan edebiyata; güzel yemeklerden cinselliğe; tarihten müziğe çok katmanlı bir tablo çıkacaktır. Kızıl Gökyüzü’nün 1.5 saati bulmayan hikayesinde bütün bunların sade ama eksiksiz anlatımı ile karşılaşıyor ve saf Almanya’yı uzun hikayesini hiç tereddütsüz anlatırken buluyorsunuz.Berlin’den Potsdam’a bisikletle bir ormanın içinden geçerek gitmiştim. Cep telefonunun yönlendirmesiyle güzel düzenlenmiş patikalarda geçen keyifli yolculuk akşam karanlığa kalınca dönüş yolunda korkutucu gölgelerin eşlik ettiği ufak bir alacakaranlık kuşağı kıvamına gelmişti.Berlin gibi bir metropolün dibinde sakin ormanların da ülkesidir Almanya.Almanya’yı acı vatan klişesinden çıkardığınızda karşınıza doğadan çok kültürlü yaşama; politikadan edebiyata; güzel yemeklerden cinselliğe; tarihten müziğe çok katmanlı bir tablo çıkacaktır.Kızıl Gökyüzü’nün 1.5 saati bulmayan hikayesinde bütün bunların sade ama eksiksiz anlatımı ile karşılaşıyor ve saf Almanya’yı uzun hikayesini hiç tereddütsüz anlatırken buluyorsunuz.
Öyle hikayeden, tahayyülen, korku salmak için değil 46 sene taammüden bölünmüş bir ülkenin ruhlara bıraktığı ağır tahribatın sadece toplumsal değil ondan daha ağır bireysel bir travma olduğunu söylemek lazım. Bölünmüş zihinler aradan geçen uzun yıllara rağmen birbirlerine mesafeli bakabilirler.
TAAMMÜDEN BÖLÜNMÜŞ BİR ÜLKENİN RUHLARA BIRAKTIĞI TAHRİBAT
Öyle hikayeden, tahayyülen, korku salmak için değil 46 sene taammüden bölünmüş bir ülkenin ruhlara bıraktığı ağır tahribatın sadece toplumsal değil ondan daha ağır bireysel bir travma olduğunu söylemek lazım. Bölünmüş zihinler aradan geçen uzun yıllara rağmen birbirlerine mesafeli bakabilirler.Almanya’nın bizim Akdeniz’imize hiç benzemeyen Kuzey Denizi kıyılarında, eski Doğu Almanya’da, sakin bir orman/deniz coğrafyasında arada parlayan yangınlar gökyüzünü kızıla boyamaktadır.İlk kitabının başarısıyla ikinci kitabına soyunan Leon, yazmanın mesleki bir faaliyet olduğunu sanmaktadır. İşe giden bir bürokratın telaşı ve güvensizliği ile orman/deniz kıyısındaki evin keyfini çıkarmaktan uzak kalır. Herkesi ve her şeyi onun harika romanının ortaya çıkmasını engelleyen bir sorun olarak görmektedir.Onu evinde konuk eden arkadaşı Felix hayatı olduğu gibi kabul etmekten ve yeni insanlar tanımaktan ne kadar mutluysa hikayeye katılan her yeni karakter Leon’u daha da huzursuz eder. Bir yazar olarak işine engel olan gereksiz ayrıntılardır onlar.Boş olmasını bekledikleri evde buldukları Nadja sahilde dondurma satarak hayatını kazanmaktadır. Nadja’nın geceleri evi birlikte gürültüye boğduğu Devid ise plajın cankurtaranıdır.4 kişilik kadro Leon’un huzursuz yaratım sürecini zaman zaman dışa vurmasıyla gerilse de birbirini daha yakından tanıdıkça kendi içlerine ve birbirlerinin yaşamlarına yaptıkları yolculuklarla dünyalarını zenginleştirirler.Leon’un gergin ruh hali Berlin’den gelen yayıncısının yanında kopma noktasına gelen bir yaya dönüşür.Ve gökyüzünün tamamen kızıla büründüğü gecenin sonunda yay kopmaz ama akort olur. Her şey aslına ve olması gereğine rücu etmiştir.Yazarlığın öğrenilen değil olunan bir şey olduğunu anlamak için Leon’un buna ihtiyacı vardır.Kızıl Gökyüzü’nü daha fazla anlatmak filmin sürprizli akışında yol almak isteyenlere haksızlık olacak. Berlin Festivalinden Gümüş Ayı ile dönen bu filmin bir festival filmi olmaktan çok bir edebiyat festivalini de heybesine koyan çok katmanlı bir bireysel aydınlanma hikayesi olduğunu söylemeliyim.
Yorum Yazın